Cumhur İttifakı’nı oluşturan Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti, olağan büyük kongrelerini tamamladılar. Bu kongreler partilerin kadrolarını yenileme ve yeni bir vizyon ortaya koyma fırsatı verdiği gibi, Cumhur İttifakı’nın lider ülke Türkiye hedefine ulaşma yolundaki kararlılığını da dosta düşmana bir defa daha gösterdi.

VATAN SEVGİSİNİN İTTİFAKI

Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kurultay konuşmalarında Cumhur İttifakı’nın önemine özel başlıklar açtılar. Sayın Bahçeli açılış konuşmasında, “Cumhur İttifakı kader birlikteliğidir, milli birlikteliktir, dürüst birlikteliktir; zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü, duruş özüdür. Cumhur İttifakı’nı arayan Pensilvanya’da değil, Kandil’de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara’da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı’dır. 2023’te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, AK Parti’li kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale’yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir. Bizim ittifakımız yalana karşı doğrunun, sahteliğe karşı sadakatin, hıyanete karşı vatan sevgisinin ittifakıdır. Sudan sebeplerle Türkiye’yi kötüleyenlere karşı vakarın ve vefanın ittifakıdır” diyerek, Cumhur İttifakı’nın ne olduğunu, hangi misyonu üstlendiğini ve neyi hedeflediğini net olarak ortaya koydu.

Bununla da yetinmedi, kapanış konuşmasında yine ayrı bir paragraf açtı ve Milliyetçi Hareket Partisi, birliğin ve dirliğin adıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, haysiyet ve huzurun adresidir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’dir, Türk milletidir, istiklal ve istikbal ahlakıdır.” dedi. Teşkilatlara gönderdiği teşekkür mesajında da yine aynı vurgu vardı: “Cumhur İttifakı’nın 2023 vizyonunu kundaklamaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu kapsamda tüm parti teşkilatlarımızın bu duyarlılıkla çalışmalarına devam edeceğine inancım tamdır.”

2023 HEDEFİ, 2053 VİZYONU

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurultay konuşmasında da, Cumhur İttifakı özel ve ayrı bir yer tutu: “Niyet hayır, akıbet hayır. Bir defa daha yaptıklarımızın ve yapacaklarımızın muhasebesini milletimize arz etmek istiyoruz. Bu vesile ile Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli’ye, Cumhur İttifakı çatısı altında büyük ve güçlü Türkiye yolunda bizimle birlikte yürüdükleri için şahsım ve tüm partililerim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Milletimizin 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğu Cumhur İttifakı’nı, Milliyetçi Hareket Partisi’yle birlikte seçimlerde ve Mecliste devam ettirerek mücadelemizin saflarını tahkim ettik ve genişlettik. Türkiye’yi önce 2023 hedeflerine, ardından da 2053 vizyonuna Cumhur İttifakı’yla kavuşturacağız” sözleri, bu ortaklığın ne kadar yüksek bir hedefi kapsadığının göstergesi oldu.

ZİLLETİN ANLAYAMADIĞI ŞEY

Yapılan değerlendirmelerde hem ittifakın önemine, hem de karşılıklı saygı ve anlayışa ne derece önem verildiğine bütün Türk milleti tanıklık etti. Bize göre de Cumhur İttifakı bir siyasi ortaklıkla sınırlı değildir. Aynı zamanda ülkemizin ve milletimizin geleceğidir. İstiklal ve istikbalimizin teminat altına alınmasıdır. Zilleti oluşturanların bir türlü anlamadıkları ve hiçbir zaman da anlayamayacakları husus burasıdır. Onlar zaten kendilerinin ne olduklarını biliyorlar. Proje bazlı olduklarını itiraf ediyorlar. Onun içindir ki, terör örgütlerinden tutun açık ve aleni şekilde düşmanlık ederek büyük ve güçlü Türkiye’nin önünü kesmeye uğraşan her kim varsa, onlarla birlikteler, onlarla yürüyorlar. Bu durum aynı zamanda kimin ve neyin projesi olduklarını da ibret verecek biçimde ispatlıyor.

TENCERE YUVARLANMIŞ, KAPAĞINI BULMUŞ

Karşımızdaki şer cephesi elbette sadece zilleti oluşturan partilerle sınırlı değil. Bir de onların etrafında toplanan ve bu ülkeyle ve milletle hiçbir ilgisi ve alakası olmadığı gibi, bütün değerlerimize hücum eden bir soysuz güruh var. Bunların kimler olduğunun ve ne yapıp, ne istediklerinin en son örneği ihanetin Nobel’ini alan Orhan Pamuk isimli şahıs olmuştur. Ayasofya’nın zincirlerinden kurtulup yeniden ibadete açılmasından o kadar çok rahatsız olmuş ki, bunu bir türlü içinde tutamamış ve aylar sonra da olsa, sonunda patlamış. Ermeni iftiralarının savunuculuğunu yapıp kendi milletine, kendi tarihine, kendi ülkesine hakaret ederek Nobel alan bu zavallının, şimdi de Yunan azgınlıklarını sahiplenerek gündemde kalmaya ve bir yerlere mesaj vermeye uğraştığı anlaşılıyor. Böyle birinin Atatürk’ü ağzına alması, laiklik masalları anlatması bu millete de, tarihimize de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de yapılabilecek en büyük zulümdür. Boşuna CHP’ye ayar vermiyor. Tam da bugünkü CHP’ye ve zillete uygun bir anlayış. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.