Normalde takımlar maça hazırlanırken, 90 dakika boyunca hangi taktikle oynayacaklarını, rakip takımın zayıf yönlerini araştırıp avantajlarını, ya da kendi dezavantajlarını düşünerek alınacak tedbirleri planlarlar. Teknik adamlar maçı kafasında oynar, ona göre takımını hazırlar. Ama şimdi moda, hakemler üzerine çalışmak oldu. Maç öncesi beyanatlarla, MHK ve hakemi baskı altına almak, artık bir strateji haline geldi. Bu tüm takımlar ve teknik adamlar için geçerli. Herkes maç öncesi bunu başarmaya kafa yoruyor. Sivasspor maçından sonra Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, yayıncı kuruluşa verdiği röportajda enteresan bir paragraf açıyor bu konuya. Röportajın en can alıcı noktası olan bu bölümü maalesef birçok yayın kuruluşu görmezden geldi. Fatih hocanın aslında bir itiraf gibi olan konu ile ilgili düşünceleri aynen şöyle:

“Kendimi de katıyorum. Herkesin maç öncesi ve sonrası beyanları, tesir altında bırakma veya linç etme oluyor. Bu herhangi bir hakemin maçı rahat yönetmesini engelliyor. İğneyi de kendime batırıyorum. Her hafta ‘Nasıl bir strateji ile tesir altında bırakırız, nasıl bir söylemle hakemi etki altında bırakırız.’ diye gidiyor. Bu ortam sıcak bir ortam değil. Bahar ortamı değil. İklim karasal... Adam daha maçı yönetmeden dayağı yiyor zaten. Dünyada hiçbir ülkede hakem konusu bu kadar konuşulmaz.”

Hocam çok güzel konuşmuş, ağzına sağlık. Ama maalesef röportajın kalan bölümü de hep hakem üzerine olmuş!

Baskı altında maç yöneten hakemin kötü yönetim göstermesi doğaldır. Baskılar hakemlerin kararlarını bir takım lehine yönlendirmez. “Baskı altına girmeyeyim” baskısındaki hakemlerin kararlarında dengesizlik olur. Bazen de tersine kararlar çıkar. Bunun en son örneğini de pazar akşamı gördük zaten. Ankaragücü mağlubiyeti sonrası Galatasaray’ın başkanı, Başkan Vekili, teknik adamı ve kaptanının paylaşımlarına karşılık, Sivasspor’un da açıklaması sahada hakemin verdiği kararların dengesini altüst etti. Muslera’nın kalesinden 50 metre çıkıp sarı kart görmemesi, Marcao’nun hakeme omuz atmasının karşılıksız kalması, Onyekuru’nun yediği tekmenin havaya gitmesi, bu maçta hakemin kafasının karmakarışık olduğunun en büyük göstergesiydi. Aslında keşke MHK bu ortamı hissedebilse de, bu maça gelişimini tamamlamış tecrübeli bir hakem görevlendirseydi. Tecrübeli hakemlerin diğerlerine göre en büyük avantajı, baskılardan fazla etkilenmemeleridir. Tecrübeli hakemler iyi motive olduklarında, iyi maç yönetirler.