Türk Silahlı Kuvvetleri bizim gözbebeğimizdir. Varlığımızın ve geleceğimizin teminatıdır. Saygın ve iddialı bir devlet olmanın yolu, güçlü ve etkili bir silahlı gücünüzün ve buna bağlı olarak kahraman bir ordunuzun olmasından geçer. Bizim ordumuzun kahramanlığı zaten her zaman benzersizdir.

  Yüksek Askeri Şura toplantısı, bize çok ilginç mesajlar veriyor. 15 Temmuz ihaneti yaşanmadan önce her YAŞ toplantısı ülkenin en önemli meselesi olurdu. Komutanlar günlerce konuşulur, terfi ve atamalar üzerinden çeşitli sonuçlar çıkarılırdı. FETÖ’nün hem kendini gizlemek, hem de kontrolü elinde tutmak ve istediği terfi ve atamaları yaptırabilmek için özel bir gayret gösterdiğini şimdi çok daha iyi anlıyoruz. Yeni hükümet sistemi ile birlikte her şey yerli yerine oturdu. Olması gereken oluyor. Terfi ve atamalar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendi hiyerarşisi içinde, kıdem ve liyakat esas alınarak yapılıyor. Dolayısı ile ne siyasi bir sonuç çıkarmak, ne yapılan atamalar başka anlamlar yüklemek artık doğru olmayacaktır.   

VARLIĞIMIZIN TEMİNATI

  Türk Silahlı Kuvvetleri bizim gözbebeğimizdir. Varlığımızın ve geleceğimizin teminatıdır. Saygın ve iddialı bir devlet olmanın yolu, güçlü ve etkili bir silahlı gücünüzün ve buna bağlı olarak kahraman bir ordunuzun olmasından geçer. Bizim ordumuzun kahramanlığı zaten her zaman benzersizdir. Orduların gücünü oluşturan şey sadece asker sayısı değildir. Eğitim ve donanım daha öne geçmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri eğitim ve disiplin konusunda dünyada müstesna bir yere sahiptir. Şimdi buna donanımı da ekledik. İhtiyacımız olan silah ve teçhizatın yüzde 65’ini kendimiz imal ediyoruz. S-400 Hava Savunma Sistemi’nin hayata geçirilmesi ile çok önemli bir eksiğimiz tamamlanmış olacaktır. Şimdi çok moralli, hareket kabiliyeti yüksek, daha caydırıcı bir ordumuz var. F-35’lerin gelmesi çok önemliydi. Ancak, bölgenin en güçlü, dünyanın da sayılı ordusuna sahip olmamızı istemeyenler, kasıtlı biçimde pürüz çıkardılar. Bunu da aşacağımızı biliyoruz. Benzer uçakları başka yerlerden temin edebiliriz. Çok daha önemlisi kendi uçağımızı yapmamızdır ki, bu engellemeler, bu kalleşlikler çok daha hızlı hareket etmemiz gerektiğini bize göstermiştir.  

KİMSEYE MİNNET ETMİYORUZ

  Dünyanın en iyi ordularından birine sahip olmanın gururunu yaşıyoruz. Nitekim, bu durum sahada da sonuç vermektedir. Kahraman güvenlik güçlerimiz terörle mücadelede, kelimenin tam anlamıyla destan yazıyorlar. Yenilmesinin çok zor olacağı ve zaman alacağı söylenen IŞID unsurlarını ve onlarla işbirliği yapan PKK uzantısı PYD terörünü, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonları ile sınırlarımızdan söküp attık. Fırat’ın doğusunu da temizlemeye kararlıyız. Kimseye minnet etmiyoruz ve Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölgeyi, gerekirse kendi gücümüzle kısa zamanda oluşturacağımızdan eminiz. Bu durum caydırıcılığımızla birlikte, bölgede ve dünyada saygınlığımızı ve etkinliğimizi de arttırıyor.

DOĞU AKDENİZ

  Diğer taraftan Rum kesimi ve Yunanistan’ın azgınlıklarına bağlı olarak Doğu Akdeniz’de gergin bir durum ortaya çıkmıştır. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası hukuktan doğan hak ve yetkilerini hiç şüphesiz sonuna kadar ve her şart altında koruyacak ve kullanacaktır. Rum tarafının Fransa ve İtalya gibi devletleri yanına alması, Mısır ve İsrail’le işbirliği yapması bir şeyi değiştirmez.Fatih, Yavuz ve Barbaros gemilerimiz bölgededir ve yaptıkları araştırma ve sondajların biran önce sonuç vermesi ümit ve temennimizdir. Savaş gemilerimizin yaptığı koruma aynı zamanda kararlılığımızın bir ifadesidir ve sonuna kadar bu durum değişmeyecektir. Rum kesiminin yeni azgınlıklara yönelmesi, Yunanistan’dan gelen içi boş tehditler beyhudedir. Kendilerine daha önceki azgınlıklarının ne tür sonuçlar verdiğini tarihe bakarak hatırlamalarını, özellikle ve altını çizerek öneriyoruz.

CHP VE YANCILARI

  Biz içeride birlik ve bütünlüğümüzü sağlar, bekamıza sahip çıkar, milli ve kararlı bir duruş ortaya koyarsak, aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Sorun tam da buradan çıkmaktadır. Hükümeti yıpratmak ve buna bağlı olarak siyasette öne geçmek uğruna ülkemizin felaketini göze alan CHP ve yancıları, kendilerine göre bir gündem oluşturuyor ve dikkatleri asıl meselelerden uzaklaştırmak için çırpınıyorlar.Türkiye’nin gerçekleri ve menfaatleri yerine, kendi küçük hesaplarının peşinde koşuyorlar.İddiaları, söyledikleri, yaptıkları ve hedefleri, bu ülke ve milletle meselesi olanlarla bire bir örtüşüyor, onları sevindiriyor, onları coşturuyor. Bu çok acı ve çok kabul edilemez bir durumdur.

GÖRMEZLER DUYMAZLAR

  Siz, her hangi bir CHP sözcüsünden terörle mücadelede üstün başarı sağlayan güvenlik güçlerimiz için olumlu bir söz duydunuz mu? Ama PKK ve uzantılarına övgüler dizmekte hiç geri kalmazlar.Şehitlerimizi, istismar ve siyasi malzeme yapmak söz konusu olunca hatırlarlar, sonra İl Başkanları çıkar soysuz paylaşımlarda bulunur. Suriye meselesindeki tavırları Esat’la aynıdır. Sınır ötesi operasyonlarımızdan rahatsızlık duyar, “ne işimiz var?” diye sorarak PKK’yı sevindirirler. Doğu Akdeniz’i görmez ve duymazlar, Kıbrıs meselesinde suskun kalırlar. Bunların hangi ülkenin partisi olduklarını merak ediyoruz.