Yaklaşık bir aydır sürüyor.

Yerel seçimlerde İP’in CHP ile ittifak yapıp yapmayacağı tartışılıyor.

***

Her şey İP’li bir milletvekilinin “CHP-İYİ Parti iş birliğinde kaybeden hep biz oluyoruz. Bence artık bu bizim adımıza işlevsiz ortaklığa son verme zamanı geldi. CHP ile iş birliği tartışmaya açılabilir ve sağ partilerin oluşturduğu blok desteklenebilir. Mesela AKP-MHP desteklenebilir” açıklamasıyla başladı.

Bu açıklama sonrası tam “CHP ile ittifaka kapılar kapandı” yorumu yapılmaya başlanmıştı ki, İP sözcüsünden “Ortaya konulan bu görüş vekilimizin kendisine aittir. Bu görüş partimizin kurumsal kimliğini temsil etmemektedir” açıklaması geldi.

Hâliyle “CHP ile ittifaka kapılar ardına kadar aralı” yorumları yapıldı.

***

O gün bugündür İP’ten yerel seçimde ittifaka dair çelişkiler yumağı oluşturan açıklamaların ardı arkası kesilmiyor.

Resmen CHP ile “Yahudi pazarlığı” yaşanıyor.

***

Bir gün “Bir partinin kendi adaylarını çıkarma gayreti başka, yerelde iş birliği imkânlarını gerektiğinde irdeleyerek karar vermesi başka” denilerek frene basılıyor.

Ertesi gün “Onun bunun ağız kokusunu çekmeden, tek başına seçime gireceğiz” denilerek tam gaz üzerine gidiliyor.

En çok da Bay Kemal’in üstüne oynanıyor, “Kazansaydık bakanlıkları oluşturamazmışız, Allah memleketi korumuş” yorumları istedikleri sus payı karşılığında ucuza gitmeyeceklerini ortaya koymak için yapılıyor.

***

Bay Kemal şimdilik her şeyi sessiz sedasız izliyor.

Parti yetkililerine yaptırdığı “Şu an ittifak görüşmemiz yok ama kapımızı çalan olursa kapımız açık” açıklamasının yeterli olduğunu düşünüyor.

***

Çünkü 15 milletvekili vererek bugünlere gelmesini sağladığı İP’in yumuşak karnının ne olduğunu masadan kalkış tiyatrosu sonrası Ankara’nın ünlü otellerinin birinde yaptığı görüşmeden biliyor.

O asıl kara kara yerel seçimlere tek başına gireceğini söyledikten sonra ağzını açmayan HDP’yi nasıl ikna edeceğini düşünüyor.

Önünde duran ajandada İP’siz olur ama HDP’siz asla yazıyor…