Döviz fiyatları indi, iniyor. Ekonomik yangın söndü, sönüyor. Peki, yapılan zamlar, fiyat artışları ne olacak; aynısıyla geri alınmayacak mıdır? Hükümet kurnaz ve sinsi fırsatçıları teker teker belirlemelidir.

Yarım asırlık geçmişine, ülkenin varlığı ve birliği için en yüksek bedeli ödemiş ve gerektiğinde hiçbir fedakarlıktan kaçmayacağını defalarca ispat etmiş bir parti olmasına rağmen, MHP için yapılan akıl, vicdan, edep dışı eleştirilere sayın Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasındaki şu sözleri en güzel cevap olacaktır:

“Milliyetçi Hareket Partisi dünden bugüne;  başkalaşma akıntısına kapılmadı, başkalarına özenmedi, özgüvenini kaybetmedi. Değişip, dönüşüp, hatta melezleşip kökünden ve öz değerlerinden kopmadı. Unutmayınız hiç kimsenin, hiçbir oluşumun lütfuna, himmetine, hikmetine muhtaç değiliz. Hiç kimsenin kollamasına, korumasına ihtiyaç da duymuyoruz. Bize Allah’ın himayesi yeter, keremi yeter, bize milletin sevgi ve desteği yeter. Biz haysiyet ve hürriyetimizle varız; bedel ödetecek, diyet isteyecek henüz anasının karnından doğmamıştır; eğer böyleleri varım diyorsa alnını karışlar, aklını alır, haddini bildiririz. Biz Türk milletinin ta kendisiyiz.”

UTANMAZLAR

Türkiye bir ekonomik cenderenin içindedir. Böyle bir dönemde birilerinin vurgun için fırsat kolladıklarını ibretle izliyoruz.  Sayın Bahçeli, bunları deşifre etmiş yapılması gerekenleri sıralamıştır:  “Ekonomik fırtınaya tutulduğumuz andan itibaren fırsatçılık yapan, kârına kâr katan, haksız kazanç ve servet edinen kim varsa ne paylaşmayı, ne bölüşmeyi, ne de milli mensubiyeti idrak ve özümsememiş utanmazlardır. Savaş yıllarında karaborsacılık yapan, stokçuluktan geçinen satılmışların durumu ne ise ekonomik saldırıda ahlaksızlık yapan, fiyat etiketlerini şişirenler de aynıdır. Döviz fiyatları indi, iniyor. Ekonomik yangın söndü, sönüyor. Peki, yapılan zamlar, fiyat artışları ne olacak; aynısıyla geri alınmayacak mıdır? Hükümet kurnaz ve sinsi fırsatçıları teker teker belirlemelidir. Stokçuluk yapanları, bankasındaki parası kadar yerli olup yabancı ülkelere sermaye kaçıranları mutlaka bulmalı, mutlaka bu karanlık niyetlileri deşifre etmelidir.Nedir bu içimizdeki haşeratlardan çektiklerimiz? Nedir bu zor günlerde cüzdanını ve kasasını tıka basa dolduran hayâsızlardan gördüklerimiz?”

BM YENİDEN YAPILANDIRILMALI

Küresel eşitsizlik ve adaletsizliğin endişe verici noktalara geldiği bir dünyada Birleşmiş Milletler’in önce insan temelli olması şarttır. Sayın Bahçeli’nin bu konudaki tavsiyesi, Birleşmiş Milletlerin ahlaki ve vicdani temelde; adil ve hakkaniyet ölçülerine müzahir şekilde yeni baştan planlanmasıdır. Zira, dünyayı avucuna almış beşli çetenin, yerküreyi kasıp kavuran vahşet döngüsüne hız veren beşli gurubun hâkimiyet ve hükümranlığı sorgulanmadan dünya dönse bile, daha iyiye, daha güzele, daha istikrara asla ulaşılamayacaktır.

251 ŞEHİT DELİL DEĞİL Mİ?

FETÖ için hala delil arayan Merkel, önce Sayın Bahçeli’nin sorduğu şu sorulara cevap bulmalıdır:  “Almanya’da FETÖ’ye Gülen Hareketi denildiği müddetçe, bu hainlerle, bu haşhaşilerle Avrupa düzleminde nasıl mücadele edilecektir? 251 vatan evladının şehadeti delil değil mi? 2 bin 194 vatan evladının yaralanması delil değil mi? 15 Temmuz gecesi yağdırılan kurşun ve bombalar delil sayılmayacak mı? Almanya Başbakanı nasıl bir delil istiyor? Bu esef ve endişe verici tutumunu hangi çevre ve odaklar tahkim ediyor? Hainin delili mi olur? Almanya Türkiye’nin egemenlik haklarına saygı duyuyorsa, FETÖ’yü terör örgütü olarak, hem de PKK’dan daha beter bir cani örgüt olarak tanımalı, ülkesindeki FETÖ’cüleri iade etmelidir.”

HEPSİ İMHA EDİLMELİ

Irak ve Suriye’deki gerilimler bu ülkelerle sınırlı kalmamıştır. Özellikle Türkiye’yi yakından ve yanıcı şekilde etkilemiştir. Türkiye’nin güney kara sınırlarına mücavir alanlarda sahnelenen vahim senaryolar zamanında ve milli güç unsurlarının harekete geçirilmesiyle şimdilik kesilmiştir. Ancak bunlar yeterli değildir ve Sayın Bahçeli yapılması gerekenleri şöyle sıralamıştır: “Terör örgütleri ister Fırat’ın doğusunda, ister Fırat’ın batısında, isterse de ülke topraklarında olsun, hepsini birden imha etmek kaçınılmaz milli zarurettir. Varlığımıza ve istiklalimize kast eden, kurşun atan, pusu kuran, bomba fırlatan, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı düzenleyen kim varsa kafaları koparılmalıdır. Her yerde temizlik, hep temizlik, tam temizlik, sürekli temkin ve tedarikli iradeyle hareket etmek bekamız için şarttır, elzemdir.”

GEVEZLİK YAPANLAR

MHP’nin mahalli seçim stratejisi ve Cumhur ittifakına bakışını sayın Bahçeli’nin sözleri ile bir defa daha hatırlatalım: “ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında her yerde, adaylarımızı çıkartarak Mahalli İdareler Seçimlerine katılacağız. Biz Cumhur İttifakı’na bağlıyız. Gevezelik yapan, hazımsızlık gösteren, alttan alta ittifakı tahribe yeltenen kibir yuvalarını, yoğurdum ekşi, peynirim küflü demeyen bedbahtları dikkate ve ciddiye almayacağız. Eğer sabrımızı taşırırlarsa, bize tepeden bakıp asap bozucu imalarına, edep dışı ifadelerine devam ederlerse unutmasınlar ki, biz de gafile söylenecek ne söz biter, ne de tepki diner. Cumhur İttifakı Cumhuriyet’in bekçisi, Türk milletinin ümididir. Siyasetimizi müzmin ve mihnet içinde olduğunu sananların, partimizi muavenete muhtaç değerlendirenlerin aklına şaşar, kendi ayaklarına kurşun sıkmamalarını tavsiye ederim.”