Fenerbahçe, Almanya’da evinde gibiydi. Sarı-lacivertli renklere gönül veren gurbetçilerimiz Frankfurt’u Kadıköy’e çevirmiş. Böyle olunca da Fenerbahçe öyle bir coşkuyla maça başladı ki herhalde maçı izleyen herkes “Neler oluyor?” demiştir.

Rossi’nin karşı karşıya kaçırdığı gol, ok gibi fırlayan Valencia ve Osayi’nin atakları, direkten dönen top derken, Mesut daha 10. dakikada Frankfurt seyircisini susturdu. Fenerbahçe, önemli bir Bundesliga takımına karşı ilk yarıda öyle bir futbol oynadı ki saygı duymamak elde değil. Gustavo’nun pasları, Osayi’nin driplingleri bizleri de heyecanlandırdı. Rossi için biraz daha zamana ihtiyaç var. Kaçırdığı gol ne kadar kötüyse Pelkas’a attığı pas o kadar klastı. Ferdi sakatlık sonrasında tam toparlayamamış. Her maç yazıyoruz ama Fenerbahçe’nin öyle bir savunma hattı var ki rakip kim olursa olsun güven veriyor. 11-12 stoper geldi geçti Serdar hala oynuyor ve onun da performansı artıyor. Szalai’yi söylemeye gerek bile yok. Ama Kim’e ayrı bir parantez açmadan geçmek olmaz. Her yerde var. Her açıyı kapatıyor, onu geçmek mümkün olmuyor. Aman nazar değmesin. Fenerbahçe’nin ikisi elit, çok iyi dört stoperi var. Yenen gol sonrasında yine mücadeleden vazgeçmeyen bir Fenerbahçe.

Ne yaptığını bilen, oyun planından vazgeçmeyen, taraftarını mutlu eden bir Fenerbahçe. Pelkas son dakikada penaltıyı kaçırmasa, Berisha VAR’a takılmasa gecemiz muhteşem bitecekti ama olmadı. Almanya’da 1 puana sevinemiyorsak Fenerbahçe doğru yolda.