27 Eylül 2020 tarihinde dost ve kardeş ülke can Azerbaycan ordusu, Azerbaycan sivil yerleşim yerleri ile ülkemiz açısından da büyük önem taşıyan enerji nakil hatlarına saldırılar düzenleyen Ermeni güçlerine karşı harekata başlamış, 44 günlük şanlı bir mücadele neticesinde Türk dünyasının sinesinde kanayan bir yara olan Karabağ kurtarılmış ve vatan topraklarına kazandırılmıştır.

Türklüğün zaferiyle sonuçlanan ikinci Karabağ savaşının neticesi sadece Kafkasya bölgesinde sınırlı kalmamış, tüm Hazar bölgesiyle beraber Asya ve Avrupa’yı da etkileyen Türklüğün lehine olan yeni sonuçları da beraberinde getirmiştir. Geçen süreç zarfında dönem dönem Ermenistan tacizleri devam etmiş bölgedeki gerginlik düşmemiştir.

Ermenistan, Azerbaycan karşısında aldığı yenilgiden Rusya’nın da sorumlu olduğu iddialarıyla son dönemde Rusya ile olan ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecek adımlar atmaya başlamış ve bu kapsamda parlamento gündemine Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taraf olma önerisini almıştır. Diğer yandan Rusya’nın öncülüğünde kurulan ve Rus NATO’su olarak da anılan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ndeki daimi temsilciliğini de geri çekmiştir. Son olarak ise Erivan yönetimi 11-20 Eylül tarihleri arasında Ermenistan topraklarında ABD ile ortak bir tatbikat düzenleyeceklerini duyurmuştur.

Ermenistan’ın attığı adımlara ilişkin Rusya’dan sert açıklamalar gelirken İran’ın özellikle de Ermenistan-ABD ortak tatbikatı hakkında sessiz kalması ise dikkatlerden kaçmamıştır.

Tüm bu gelişmelerin yaşandığı bir atmosferde geçtiğimiz gün Karabağ’da gayrimeşru Ermeni güçlerinin kontrolündeki topraklarda uluslararası hukuka aykırı şekilde sözde seçim düzenlenmesi mevcut durumu tek yanlı olarak meşrulaştırma çabası olarak karşımıza çıkmaktadır.-ki ülkemiz de bu seçimleri tanımadığını açıklamıştır.- Ermenistan’ın politik saldırganlığının yanı sıra son dönemde Azerbaycan birliklerine yönelik askeri tacizlerinin arttığı bilinmekle beraber özellikle de Rus barış gücünün de geçici olarak bulunduğu Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ndeki Azerbaycan mevzilerine ateş açtığı bilgileri gündeme gelmiştir. Yine bununla beraber dün de Ermenistan birliklerinin Azerbaycan mevzilerine ateş açtığı ve gerekli misilleme önlemlerinin alındığı Azerbaycan Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ifade edilmiştir. Tüm bunlarla beraber Ermenistan-Fransa görüşmesinin ardından Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından Azerbaycan-Ermenistan sınırında yeni bir savaşı işaret eder nitelikte bir harita yayınlayarak Azerbaycan'ı uluslararası düzeyde saldırgan gösterme çabasına girişmesi ise dikkatlerden kaçmamıştır. –bilindiği üzere Fransa, Ermenistan ile yakın ilişkiler yürütmekle beraber Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü de tanımamaktadır-

Bahsetmiş olduğumuz gelişmeler elbette ki bir tesadüfler zincirinin tecellisi değildir. 44 gün süren şanlı mücadelenin Türklüğün zaferiyle sonuçlanması ve gelinen aşamada Ortadoğu, Asya, Avrupa ve Kafkaslar’da yükselen Türk ve Türkiye etkisi bazı çevreleri rahatsız etmektedir. Bununla beraber devam eden Rusya-Ukrayna savaşının doğurduğu sonuçlar ve koşullar itibarıyla coğrafyaların yeniden şekillendirilme ve tek taraflı çıkarlar doğrultusunda kimi odakların farklı coğrafyalarda vesayet savaşı yürütme gayretine giriştikleri görülmektedir.

Türkiye’nin can Azerbaycan ile “Tek millet iki devlet” şiarıyla ortaya koyduğu kardeşlik temelli ilişkiler ile beraber Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında bütün Türk dünyasının ortak politikalar üretme kabiliyetini artırması; bölgenin kaderinin uzak coğrafyalardan belirlenemeyeceğini ve söz sahibinin Türklüğün bizatihi kendisi olduğunu açıkça göstermektedir.