Geride bıraktığımız yıllar içerisinde Türkiye ve Yunanistan arasında ilişkiler sürekli olarak inişli-çıkışlı süregelmiştir.

Yunanistan’ın, Türkiye’nin egemenlik hakları ve milli güvenliğini tehdit edebilecek faaliyetleri, özellikle de Paris Barış Antlaşması ve Lozan Barış Antlaşmalarında silahsız ve askersiz olması gerektiği açıkça belirtilen adaları uluslararası hukuka aykırı şekilde silahlandırarak kendince Ege denizi üzerinde yeni hakimiyet alanları oluşturma çabası iki ülkenin ilişkilerini tabii olarak olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye, her ne kadar Yunanistan ile “iyi ve dostane” ilişkiler kurmak yönünde politikalar izlese de Yunanistan’ın mütecaviz eylemleri karşısında milli hak ve menfaatleri ile milli güvenliği konusunda taviz vermeyeceğini, geri adım atmayacağını kararlı bir şekilde göstermiştir.

Yunanistan, geçtiğimiz yıllar içerisinde hava sahamızı, karasularımızı pek çok kez ihlal ederken Türk jetlerine karşı da tacizlerde bulunmuştur. Hatta bu tacizler NATO’nun angajman kuralları uyarınca düşmanlık eylemi olarak kabul edilen radar kilidi atmaya kadar uzanmıştır. Yunanistan’ın bu saldırgan ve tahrikkar tutumu karşısında Türkiye, gerekli cevabı vermiştir.

2023 yılının Aralık ayında düzenlenen Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 5. Toplantısı kapsamında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Atina’yı ziyaret etmiştir. Ziyaret kapsamında Türkiye ve Yunanistan arasında “Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi” imzalanmış ve iki ülkenin önümüzdeki süreçteki ilişkilerinin seyri açısından önemli bir dönemeç olmuştur. Türkiye imzalanan anlaşma ile insanı temel alan, barış ve istikrarı önceleyen, insanlığın huzurunu tesis etme hedefi ile uyguladığı politikalar ve hem bölgesel hem de küresel anlamda arzu edilen güven ortamının sağlanmasında göstermiş olduğu kararlılığı bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye’nin Yunanistan’a uzattığı el; bölgesel gerginliğin düşmesi ile beraber Atina için de yeni bir dönemin başlangıcı için bir fırsat doğurmuştur. Ancak Türkiye’nin samimi yaklaşımı karşısında Yunanistan, geçtiğimiz günlerde 16-17 Nisan 2024 tarihlerinde Atina’da düzenlenecek “Okyanuslarımız Konferansı” sırasında biri Ege Denizi’nde diğeri İyon Denizi’nde iki yeni Deniz Parkı ilan edeceğini duyurarak samimiyetsizliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Geçmişten günümüze Ege sorunları bağlamında hemen her platformdan Türkiye aleyhine istifade etmeye çalışan Yunanistan, bugün de çevreyle ilgili hususları istismar etme gayreti içerisine girmiştir. Yunanistan’ın bu tavır ile yaratma çabasında olduğu muhtemel fiillerin Türkiye tarafından asla kabul edilmeyeceği ve cevapsız bırakılmayacağı iyi anlaşılmalıdır. Ayrıca geçmiş dönemlerde Yunanistan ve Türkiye arasında yaşanan ihtilaflarda doğrudan Yunanistan taraflı destek açıklamalarında bulunan sözde müttefikimiz olduğunu iddia eden çevrelerin de konu ile ilgili Yunanistan’ın siyasi hamlelerine alet olmamaları da kendileri açısından faydalı bir tutum olacaktır.

Diğer yandan Yunanistan’ın bu provokatif girişiminin Türkiye’nin milli güvenliği ile ilgili olarak yeni bir sınır ötesi harekât hazırlığı içerisinde olduğu bir dönemle eş zamanlı olması ise dikkatlerden kaçmamıştır.