Çoğu zaman olduğu gibi, özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıl dönümü olan 29 Ekim günlerinde ve Atatürk’ün hayata veda ettiği 10 Kasım yıl dönümlerinde, Atatürk’e yönelik tartışmaların, iftiraların, yalanların, çirkin imaların, hakaretlerin birbiriyle yarıştığını görüyoruz. Atatürk düşmanlarının birbirinden farklı garabetleri ile birlikte Atatürk’ü seviyor gibi gözükenlerin garabetleri de istismarları da artık çekilmez bir hal almıştır.

Yine bu süreçte Atatürk’e karşı yapmış oldukları hakaretler yüzünden gözaltına alınan ve tutuklananları, “PKK’lı gençlerin ölüsüne de, dirisine de sahip çıkacağız” diyen PKK’lı teröristlere selam gönderen siyaset soytarılarının Atatürk nutukları atmasını, tipi bir nebze Atatürk’ü andıran fakat karakteri palyaçoya benzeyen bazı adamların giyim, kuşam, bakış olarak Atatürk rolü yaparak sosyal medya üzerinden ve katıldıkları programlarda bu role bürünüp Atatürk istismarıyla para kazanmaya dönüştürmelerini ve kendini iktidara yakın gösterme rolü oynayan bazı sosyal medya hesaplarının, yazarların, sanatçıların Atatürk’e yapılan hakaret ve saldırılardan haz aldıklarını hissettiren tutumlarını gördük…

Hepsi aslında birbirini besleyen, birbirinden farkı olmayan tipler… Bir tane etnik peydahlama çıkıyor din maskesiyle Atatürk’e hakaret ediyor. O kişiyi araştırıyorsun askerimize, polisimize ve devletimize hakaret eden, sözde Kürdistan naraları atan biri olarak karşımıza çıkıyor. O haysiyetsiz tutuklanınca, sırf ‘Atatürk’e hakaret etti’ diye sözde kendini iktidara yakın gösteren bazıları arkasından ağıtlar yakıyorlar. Bu halleriyle CHP’nin Atatürk istismarına çok net malzeme oluyorlar. Atatürk’ü seviyor gözüküp PKK’lılarla düşüp kalkan CHP’lilerle, kendini iktidara yakın gösterip devlet, asker, polis düşmanı sözde Kürdistan’cıya sırf ‘Atatürk’e hakaret etti’ diye sahip çıkma arasında bir fark var mı?

iççç

Mukaddes bu topraklarda özgürce Türk bayrağının dalgalandığı, ezanının yankılandığı hür ve bağımsız bir devleti yoktan var edip Türk milletine bırakan Atatürk’e karşı vefatından 85 yıl sonra bile kimden düşmanlık geliyorsa bilin ki, bu bir kansızlık, soysuzluk belirtisidir. Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman kim varsa kimi etnik bölücülüğü, kimi din maskesini aracı ederek Atatürk’e düşmanlık yapmaktadır. Atatürk’ü sevmeme özgürlüğü yok mu? Elbette var. Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen kansız, soysuz olan Atatürk’ü niçin sevsin ki?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenlenen “Atatürk’ü Anma Töreni” programında, Atatürk ve Cumhuriyet üzerinden "Hep söylediğimiz gibi, Cumhuriyetimiz bizim ilk değil binlerce yıllık devletler zincirimizin son halkasıdır. Coğrafyamızda Selçukludan Osmanlı'ya devrolan istiklal bayrağı, 1923'ten itibaren Cumhuriyet ile dalgalanmayı sürdürmektedir" şeklinde çok anlamlı cümleler kurarken, iktidar gölgesine sığınıp Atatürk ve aynı zamanda asker, polis, devlet düşmanı sözde Kürdistan’ın peydahlamalarına sahip çıkmak, aynı zamanda kime düşmanlık olduğunu düşünemiyor musunuz?

Atatürk’ü sevmiyorsanız, o duygu sizi bağlar ama ona hakaret eden alçaklığı sebep ne olursa olsun asla meşrulaştırmaya çalışmayın.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk istismarcılarının, Atatürk maskesi takanların oyununu deşifre etmek için “Atatürk’ü Anma Töreni” düzenliyor ve orada “Dillerinden Atatürk'ü ve Cumhuriyet'i düşürmeyenlerin geçtiğimiz bir asırda ülkemize neler kazandırdıkları, neler kaybettirdikleri milletimizin hafızasında mevcuttur. Türkiye, dün 'Gardırop Atatürkçüleri', bugün de 'Sosyal medya Atatürkçüleri' olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir. Kavramların, kişilerin ve hassasiyetlerin istismarı dışında hiçbir icraatları olmayan bu mirasyediler, dün olduğu gibi bugün de sağa sola savruluyor. Öyle ki bu sıfatları terör örgütlerinden emperyalistlere, kendi ülkelerine düşman kim varsa, herkesin dümen suyuna girmenin şemsiyesi yapacak kadar kontrolü kaybetmiş durumdalar. Kökü olmayan ağacın ayakta kalamayacağı, dalından kopmuş yaprağın rüzgârın önünde sürükleneceği gibi, bunların da uzun süre varlığını sürdürmesi mümkün değildir." cümleleriyle anlamlı değerlendirmelerde bulunuyor ama aynı günlerde sözde iktidar yanlısı gözüken bazı sosyal medya hesapları, sanatçılar, yazarlar Atatürk düşmanlığı yapan soytarılara sahip çıkıyor. Bu anlamlı konuşmayı baltalamaya çalışmak da aynı zamanda başka bir soytarılık değil midir?

Atatürk düşmanlığı yapmanın ve Atatürk düşmanlarına sahip çıkmanın bu ülkeye bölücülük ve istismar dışında kazandıracağı bir şey olmayacaktır. Kim hangi maskeyi kullanırsa kullansın Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkacak bir güç olmayacağı gibi biliniz ki Atatürk’ün aziz hatıralarını, miraslarını koruyacak milyonlarca vatan evladı vardır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni, Cumhur ittifakı gibi terörle mücadelede çok başarılı, emperyalizme karşı dimdik duran, savunma sanayiinde ve teknolojide ülkeyi güçlendiren, Atatürk’ün çok önem verdiği Azerbaycan ve Kıbrıs başta olmak üzere Türk Dünyasıyla iş birliğini güçlendiren, Atatürk’ün miraslarını koruma da titiz davranan bir irade yönetirken, Atatürk düşmanlığı yapan hiç kimsenin gölgesi dahi Cumhur ittifakı içinde barınamaz. Atatürk ve Cumhuriyet üzerinden nifak tohumu ekenler ayrıştırılmalıdır ve herkes bunun farkına varmalı ve durduğu yeri ona göre seçmelidir.