Dünyanın en büyük ve derin sorunlarının ülkemizin etrafında şekillenmesi, nasıl amansız bir kuşatma ile karşı karşıya kaldığımızın açık göstergesidir. Türk milleti her şeyin farkındadır ve ne yaparlarsa yapsınlar, ne tarihi yürüyüşümüzden vazgeçmemiz mümkündür, ne istikbalimizden ve istiklalimizden zerre kadar geri adım atarız, ne de lider ülke olma hedefinden sapmamız söz konusudur.

ŞER ODAKLARI BOŞ DURMUYOR

Bu kararlılığımız karşımızdaki şer odaklarını daha da çıldırtıyor. Kelimenin tam anlamıyla azmış durumdalar. Birinin bıraktığı yerden diğeri devam ediyor, bu da yetmiyor alayı birden saldırıyor. Haçlı ittifakı yetmedi, Müslüman görünümlü zalimler de bu şer cephesine dahil oldu. Suriye’de karşı karşıya kaldığımız kalleşlik her gün yeni bir boyut kazanıyor. Bize verilen sözlerin hiçbirinde durulmadığı gibi, bir de yeni rezilliklere imza atıyorlar. Bu durum Rusya için de, ABD için de, hatta karşımızdaki bir şer bloku oluşturan sözde Müslüman ülkeler için de geçerlidir. Rusya ne İdlib’de yapılan anlaşmalara uyuyor, ne de PKK-PYD terör örgütü ile ilgi ve ilişkisini kesiyor. ABD’ye kalleş diyoruz, ama emin olun bu kelime bile yapılan kepazeliği anlatmakta yetersiz kalıyor. Onlarda bize verdikleri hiçbir sözde durmadıkları gibi, PKK-PYD terör örgütüne yine yardım yaptılar.

AYAR VERME ZAMANI

Yeniden sahaya inip, başta terör örgütleri olmak üzere, hepsine birden ayar vermenin zamanının geldiği anlaşılıyor. Sayın Cumhurbaşkanı, “Güney sınırımızda da istikrar sağlanana kadar sahada aktif bir şekilde yer almayı sürdüreceğiz. Suriye’de hâlen var olan terör bölgeleri ya bize söz verildiği şekilde temizlenir ya da biz gider bunu kendimiz yaparız. İdlib’de insanlık trajedisine hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz” diyerek, ne kadar kararlı olduğumuzu bütün dünyaya bir defa daha ilan etmiştir. Cumhurbaşkanı Sözcüsü Sayın İbrahim Kalın’ın, “Bizim oralara bir gece ansızın kaç defa geldiğimizi gördüler. Çıkarlarımıza dönük bir saldırı söz konusu olduğunda, bir tehdit oluştuğunda oraya müdahale etmek bizim doğal hakkımızdır ve ederiz. Operasyonların her an devamı gelebilir. Bu hem o örgütlere bir uyarıdır hem de onların destekçisi olan ülkelere bir uyarıdır” açıklaması da son derece yerindedir ve kararlılığımızın ifadesidir.

YUNANİSTAN YİNE ÇİRKEFLİK EDİYOR

 Doğu Akdeniz’de diplomasiye dönülmesi gibi bir sürece girilmişti. Yunanistan’ın azgınlıklarından vazgeçmeyeceği ve masanın bir formaliteden ödeye gitmeyeceğini de çok iyi biliyoruz. Bizim bildiğimizi elbette hükümetimiz de biliyor. Ancak, bunu dünyaya da bir defa daha göstermek ve haklılığımızı teyit etmek gerekiyordu. Nitekim, Yunanistan her zamanki gibi daha ilk günden yan çizmiştir. Her ne kadar AB’den beklediklerini bulamamış, çok güvendikleri Fransa’dan bir halt olmayacağını anlamış olsalar da, kaypaklık, çığırtkanlık, oldu-bitti gayretleri bunların genlerine işlemiş olduğu için huylarından asla vazgeçmiyorlar. Nitekim, akla-ziyan bir Nawteks ilanı ile tekrar çirkefliğe döndüler. Bütün bunlar Türkiye’nin bildiğinden şaşmamasının, Oruç Reis’in kaldığı yerden devam etmesinin, Akdeniz’deki hak ve hukukumuzun gereğinin aynen yapılmasının şart olduğunu gösteriyor. Kaldı ki, Birleşmiş Milletler Libya ile yaptığımız anlaşmayı onaylamıştır ve artık elimiz çok daha güçlüdür.

30 YILDIR NEREDEYDİNİZ?

Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını geri almak için başlattığı harekatın büyük bir başarı ile devam ettiğini gurur ve heyecanla takip ediyoruz. Ermenistan ve asıl sahiplerinin akıllarına birden bire, “ateşkes, barış, diplomasi” geldi. Bağırıp duruyorlar. 30 yıldır neredeydiniz? Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğu uluslararası hukuk ve anlaşmalarla teminat altına alınmışken, bugüne kadar ne yaptınız? Ermenistan’ın katliamları, soykırımları, sivil yerleşim yerlerine yaptığı ve her biri ayrı insanlık suçu olan saldırlar karşısında neden kılınızı kıpırdatmadınız? Hiç boşuna uğraşmayın, bu ateş kesilmez. Azerbaycan Türklüğü ve Türk milletinin artık sabrı taşmıştır. Her şart altında işgal bitirilecek ve Türk toprakları huzur ve güvene kavuşacaktır. Azerbaycan demek Türkiye demektir. Dolayısı ile Ermeni işgal ve zulmünün bitirilmesi için Azerbaycan’la her türlü işbirliği, yardımlaşma ve hatta gerekirse sahaya inmemiz hakkımızdır. Bu hakkı son derce isabetli ve etkili bir şekilde kullanıyoruz. Bu durum aynı zamanda Türk dünyası biraraya gelirse neler olabileceğinin de göstergesidir.

ERMENİSTAN CANİDİR

Azerbaycan’ımızın kahramanca mücadelesi karşısında köşeye sıkışan Ermenistan en iyi bildiği şeyi yapıp, sivil yerleşim bölgelerine saldırıyor. Sayın Devlet Bahçeli’nin belirttiği gibi, “katliamcı Ermeni zihniyeti geçmişte ne yapmışsa bugün de aynısını hunhar şekilde tekrarlamaktadır. Ermenistan zalimdir, canidir, döktüğü kanda boğulmalıdır. Unutulmasın ki, Dağlık Karabağ Türk’tür, Azerbaycan Türklüğün öz yurdu, vazgeçilmez hakkıdır. Bu hakkın, hak sahibiyle buluşması can pahasına da olsa sağlanmalıdır. Yılanın başının mutlaka ezileceğine inanıyorum.