Asrın felaketi üzerinden her biri bir asır gibi gelen günler geçti. Memleketin isimsiz kahramanları her güne bir tarih yazdı… Söz acının sükutundan çıktığına göre cümleler, asrın felaketindeki isimsiz kahramanlarla kurulmalı:

***

Ay’ın şavkına gölge düşüp de memleketin karanlığa boğulduğu o gece, Ülkü Ocakları’nın ışığı bir kez daha memleket için yandı. Ay’ı kara bulutlar örtmüştü ama Üç Hilal’i hiçbir şey gölgeleyemezdi. -Memleketi karartmaya meyleden gecelerde yanan, o odanın lambası, yine yandı… Aslında hiç sönmeyen o ışık, düşen karanlığın üzerine parladı…

Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet BAHÇELİ kasvetin karşısına siper olan bir seda ile “Bütün parti teşkilatlarımız ve Ülkü Ocakları gönüllü olarak arama kurtarma çalışmalarına katılacaktır. İhtiyaç olan kansa kan vereceğiz, emekse emek vereceğiz, mücadeleyse mücadele edeceğiz, üzerimize göçen binaları mutlaka kaldıracağız!” dedi.

Ülkücüler harekete geçti. Muazzam bir teşkilatlanma ile afetin tüm ihtimalleri ve gereklilikleri değerlendirildi.  Bir yandan yardım malzemeleriyle tırlar yüklendi. Diğer yandan kurtarma ekipleri, iş makineleri ve kurtarma malzemeleri yola koyuldu. İl il ilçe ilçe ocaklar, ocakları yeniden tüttürmek için bölgeye akın etti. Göğsünde Ülkü Ocakları yazan tırlar zemheriyi yırtıp geçti. Bir ekmeği bölüşmeye koştular…  “Ülkücüler bu memleketin 57. Alayıdır.” derler ya hani, yine canlar için kendi canlarını gözden çıkararak daldılar enkazların altına… Aba oldular, aş oldular, çocukların yüzündeki gülüş oldular…

Aynı zamanda da Ülkü Ocakları Çadır Kenti için çadır ve soba üretim merkezleri kuruldu, çünkü ocak yuvaydı ve kimseyi yuvasız bırakmazdı, ocakları tüttürürdü… Afet bölgelerinde Ülkü Ocakları Çadır Kentleri kuruldu.

**Her ihtiyacın en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü Ülkü Ocakları Çadır Kentlerinde: Bin kişilik barınma alanları, güvenlik noktaları, yardım malzemeleri için dağıtım noktaları, uzman psikologların olduğu psikolojik destek noktaları, periodik sağlık kontrol noktaları, eğitim destek alanları, çocuklar için oyun alanları, mobil mutfak hizmetleri, mobil tuvalet ve duş alanları, mescitler, ilaç temin alanları, seyyar kuaför, mobil kütüphaneler, çamaşır dağıtım ve yıkama hizmetleri… Bölgede aklınıza gelebilecek her ihtiyaç için Ülkü Ocakları var! Çocuklar için Açık Hava Sineması dahi var, elbette ki patlamış mısır da… **

Beton binalar yıkılmıştı ancak ocaklar tüttü…

Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım: “Bölgeyi en son Ülkü Ocakları terk edecek! Geride elimizi uzatmadığımız kimse kalmayana dek Bozkurtlar bölgedeki nöbetlerini sürdürecek.” demişti.

*Günler geçti, acımız ayı devirdi ve kırkı aştı… Memleketin dört bir yanından gelen ülkücüler hala bölgede… Benlik davaları, kavgalar ve tüm günlük telaşeleri kenara ittiler; sadece merhem olmak derdinler… *

Yani Ülkü Ocakları, şiddetle çatlayan toprağa adeta can suyu oluyor… Yine yeşerecek kök salmış ağaçlarımız! İşte Ülkü Ocakları, bölgedeki varlığıyla bunu müjdeliyor! Umut oluyor... Böylesine büyük bir afet için şifa, umuttur.

***

İşte Ülkücüler, memleketin isimsiz kahramanları… Tarih onları kavgalarıyla yazsa da onlar vefanın tarihini yazıyor: Toprağa vefanın, toprağı vatan yapan ahde vefanın, ahdi geleceğe taşıyan ve vatanı yaşanır kılan millete vefanın …