Yazan: Prof. Dr. Cengiz Şahin

 

Cumhuriyetin Anlamı

Orta Asya'da başlayan Türk tarihi Asya, Afrika ve Avrupa'nın içlerine kadar uzanan geniş topraklarda kurduğu devletlerin tarihidir.

Türkler kurduğu devletlerle medeniyetler oluşturmuş, tarihin sahnelerine kalıcı izler bırakmışlardır. Türklerin tarih serüveni, insanı önceleyen bilim, sanat, edebiyat ve kültürün hâkim kılındığı "Devlet-i ebed müddet" temel felsefesi  anlayışından hareketle insanlık adına sayısız eserlerle doludur.

Osmanlı Devleti’nin 1918’de biten 1. Dünya Savaşı’nı kaybetmesi ve 1. Dünya Savaşı’nın hemen ardından imzalan Mondros Ateşkes Antlaşması ile Anadolu’nun yer yer işgal edilmesi sonucunu doğurmuştu. Osmanlı Devleti’nin kendi topraklarındaki siyasi, askeri ve ekonomik egemenliğine büyük set çeken bu anlaşma ve sonrasında işgalin hızlanmasına, İtilaf Devletleri’nin 16 Mart 1920’de Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul’u işgal etmesi eklenmişti. Bu durum toplumda sert tepkiyle karşılanmış, ülkenin çeşitli yerlerinde örgütlenmelerin başlamasına neden olmuştur.

Bu gelişmelerin sonucu olarak 30 Ekim 1918’den 23 Nisan 1920’de 1. TBMM’nin açılışına kadar geçen sürede halkın varlığını ve vatanın bütünlüğünü korumak için çare arayışı ile milli mücadeleyi ateşleyen kongreler gerçekleştirilmiştir.

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış, Millî Mücadele’nin seyri değişmiştir. 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılması ve 24 Temmuz 1923'de imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğmuştur. 13 Ekim 1923'te Ankara başkent olarak kabul edilmiştir.

Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti. Mustafa Kemal Paşa 28 Ekim 1923 akşamı milletvekili arkadaşlarına "Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz" diyerek ilk açıklamayı yaptı. 29 Ekim 1923 günü Cumhuriyet önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdi. TBMM önergeyi kabul ederek Türkiye'nin yönetim biçimini Cumhuriyet olarak ilan etti.

Bu tarih, günümüzde Türk devlet geleneğinin yeni bir devrinin başlangıcı, yüz sene önce yüce Türk milletinin bağımsızlığının, egemenliğinin, birliğinin güvencesi Cumhuriyetin kurulduğu gündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş tarihidir.

Peki Cumhuriyetin Türk toplumu için anlamı nedir?

Türkiye Cumhuriyeti, tek dişi kalmış canavarların yedi düvelle saldırdığı ve bir milletin yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde milletçe Milli Mücadele’nin ve kurtulmanın savaşı Kurtuluş Savaşı ile yeniden doğuşunun adıdır.

Cumhuriyet, sadece bir yönetim sisteminin adı değil, bundan daha fazla Türk milletinin bu topraklarda yaşama, var olma ve varlığını devam ettirme iradesinin adıdır.

Cumhuriyet, Türkü tutsak etmek isteyenlere, ülkesini işgal etmek isteyenlere, yok etmek isteyenlere, haritadan silmek isteyenlere meydan okumanın adıdır.

Cumhuriyet, son yurduna kanıyla, canıyla sahip çıkmış ve bedeli ne olursa olsun teslim olmayacağını ispatlamış bir milletin kahramanlık destanıdır.

Cumhuriyet, kurtuluşun inanç kaynağı, kuruluşun itibar sancağıdır.

Cumhuriyet, başkaldırı zaferi, tam bağımsızlık onurudur.

Cumhuriyet, hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz çocuk, kadın, yaşlı demeden büyük Türk milletinin fedakârlıklarla vücut bulmuş topyekûn başkaldırıdır.

Cumhuriyet, milli iradenin istikrarı, Türk milletinin istiklal ve istikbal güvenliğidir.

Cumhuriyet, Türk’süz Anadolu hesabı yapanlara, devletsiz millet hayali kuranlara en kesin ve kalıcı cevaptır.

Cumhuriyet, şehit kanlarıyla sulanmış toprağın vatan yapılması, egemenliğin sembolü al bayrağın sonsuza dek dalgalanmasının nişanıdır.

Cumhuriyet, kadının da erkeğin sahip olduğu tüm haklara sahip olmasıdır.

Cumhuriyet, kız erkek demeden tüm çocukların eğitim hakkıdır.

Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi olsun diye kurulmuştur. Bu nedenle her Türk vatandaşı bu Cumhuriyetin hem sahibi hem de varisidir.

Velhasıl Cumhuriyet, milli egemenliğe, vatanın bütünlüğüne, milletin birliğine, tek bayrağa dayanan taçlanmış nihai sonuçtur.

Tarihimiz, 5 bin yıllık Türk tarihidir. Türklerin tarihi sadece "Cumhuriyet Tarihi", “Selçuklu Tarihi” veya "Osmanlı Tarihi" değil, kökü mazide olan ati bir tarihtir. Türklerin Tarihi’nin her günü, gurur ve onur duyduğumuz tarihimizin kutlu sayfalarıdır. Bu tarihin her sayfasına sahip çıkmak, her Türkün temel görevidir.

Gökyüzünde ay yıldızlı al bayrağımızın dalgalandığı, her gün ezanın yankılandığı bu cennet vatanın bir evladı olmaktan her Türk vatandaşı büyük bir gurur duymalıdır. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile bütün şehit ve gazilerimizi şükran, saygı ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.

Cumhuriyetin ilk yüzyılı başarılarla dolu bir süreç oldu. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı da "Türk Yüzyılı" olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin 100. yılı yüce Türk milletine kutlu olsun.