Seçimler millet iradesinin belirlenmesi bakımından demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır. Demokrasilerde merkezi ve yerel yöneticiler seçmenlerin oyuyla iş başına gelir ya da giderler. Bu bakımdan seçim süreçlerinde, seçmenlerin oy verme davranışlarını etkileyen faktörleri bilmek ve ona göre seçim sürecini yönetmek kritik bir öneme sahiptir. 

Seçmen kitlesinin heterojen bir yapıda olduğu düşünüldüğünde doğal olarak da oy verme davranışlarını farklılaşmaktadır. Konuyla ilgili bilim alanları incelendiğinde seçmenlerin oy verme davranışlarını etkileyen farklı yaklaşımlarının olduğunu görülecektir. Yapılan bilimsel çalışmalar seçmenlerin sosyolojik, psikolojik, rasyonel (ekonomik), gündeme oy verme, adaya oy verme, ideolojiye oy verme, genel başkana oy verme, gençlik teşkilatlanması ve sandık başında karar değişikliği olmak üzere temelde dokuz etkene göre tercihte bulunduklarını ortaya koymaktadır. 

Birincisi sosyolojik etken, seçmenin dini ve sosyo-kültürel değerleri ve üyesi olduğu grubu oy verme davranışında etkili olur.

İkincisi psikolojik etken, seçmenin bir partiye kendini ait hissetmesi ve özdeşleşmesi oy verme davranışında etkili olur.

Üçüncüsü rasyonel (ekonomik) etken, seçmen kendi amaç, arzu ve çıkarı doğrultusunda siyasî partilerin ilgili sorunu çözme becerilerini değerlendirerek, parti icraatlarını ve vaatlerini dikkate alarak oy verme davranışını belirler.

Dördüncüsü gündeme oy verme etkeni, seçmenin gündemde olan konuları analiz ederek bu doğrultuda üretilen çözüme göre oy verme davranışı şekillenir.

Beşincisi adaya oy verme etkeni, seçmen tanıdığı, bildiği, iletişimde olduğu adayı tercih eder.

Altıncısı ideolojiye oy verme etkeni, seçmen oyunu kullanırken kendisini ideolojik olarak daha yakın hissettiği ve sıkı bir şekilde ideolojik bağ oluşturduğu siyasi partiye oy verir.

Yedincisi genel başkana oy verme etkeni, seçmen güvendiği, inandığı ve özdeşim kurabildiği bir genel başkanın partisine oy verir.

Sekizincisi gençlik teşkilatlanması etkeni, seçmenlerin büyük bir oranının gençlerden oluştuğu ve gençlerin oy verme davranışının yetişkinlerden farklı olması.

Dokuzuncusu sandık başında karar değişikliği etkeni, tüm bunlar seçmenin sandık başına gelinceye kadar tercihini belirleme sürecindeki faktörlerdir. Ancak seçmenin sandık başına geldiğindeki duygu durumu da tercihinde etkili olabilmektedir. Şöyle ki, seçmen diğer seçmenlerin tercihine yönelik tahminler yürütür, eğer desteklediği partinin kazanma şansı varsa, o partiye oy verir, aksi durumda en sevmediği partinin kazanma şansını engellemek için başka bir partiye oy verebilmektedir. Ülkeyi kim daha iyi yönetecekse ona oyumu veririm düşüncesiyle hareket edebilmektedir.

31 Mart yerel seçimlerine 6 gün kala tüm siyasi partilerin seçim öncesi ve seçim sürecinde bu dokuz faktörü dikkate alarak çalışmalarını sürdürüp sürdürmediği sonuçları etkileyecektir. Türk milleti her seçimde olduğu gibi kendisiyle kurulan iletişime göre değerlendirmesini yapacak ve sağduyusuyla yine en doğru kararını verecektir. Şimdiden seçim sonuçlarının vatana ve millete hayırlı olmasını diliyorum.