Meral El Renani Hazretleri

O zaman daha yeni fırlamıştı yayından… Sağa sola bulaşıyordu.

Üç, dört eğilimi de partisinde toplamıştı ya hayaller kuruyordu.

Başbakan olacaktı, “yurtta sulh cihanda sulh” ilan edecekti falan… Ama olmadı işte.

“Sınırlı Sorumlu” siyasi ömrü vefa etmedi. Şimdi kurtulmak için çırpınıyor, bocalıyor lakin nafile…

Siyaset bir bakıma “ne söyleyeceğini değil, ne söylemeyeceğini bilme sanatıdır”…

Etrafında bu şifreyi bilen çalışma arkadaşı çok ama nedense “yürü be apla, kim tutar seni” diye salıvermişler gitmiş… Apla da ağzına geleni veya eline tutuşturulanı söyleyip geçiyor.

Aplayı kimse tutamadı emme Apla da dikiş tutmadı.

Hele “kumar masası”ndan hışımla kalkışı ve sonra tekrar tıpış tıpış geri dönmesi yok mu, iyice bitirdi O’nu… Bir de bel bağladığı Bay Ekrem ve Bay Mansur da sırtını dönünce “epten aykırı gitti”

Şimdi veriyor veriştiriyor… “Öyle olmuştu da şöyle demiştim, böyle demişlerdi de bunu yapmıştım…” gibi laf-ı güzaf örnekleri…

***

Yine de Meral El Renan-i Hazretlerinin günümüzde yaşaması ve bizimle birlikte aynı çağda nefes alıp vermesi büyük bir nimet. Yoksa akla karayı, “beyaz sütün içindeki ak kılı nasıl görüp ayırt edecektik”, değil mi ya…

Hele bir de bu hanımefendi hazretlerinin mutat günlerdeki vaazları var ki, dinleyen herkesi “Güldür Güldür” şova götürür.

Eh pusula bir türlü doğru yeri göstermezse olacağı da bu elbette.

Geçenlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak ileri sürdüğü Prof. Ümit Özlale ilk olarak iki adım ileri gitti, sonra birer birer ileri adım atmaya başladı. İnşallah çapraz adım atmaz diyecektim ki tam da o sırada Aplasına doğru çaprazlamasına bir gider yaptı; “Pazarlık konusu olursam yakarım gendimi”… diye efeleniverdi. (anlatılan satranç tahtası ama Özlale hangi taş?).

Tabii ki Apladan hemen geri vites.

***

Ne diyordum, hah, Meral El Renani Hazretleri bir gün çıkıp “Biz Renan Milliyetçisiyiz” demişti de ortalık yıkılmıştı.

Haberi okuyanlarda bir şaşkınlık! Bu Renan da kimdi? Anadolu’ya ilk gelen Horasan Erenlerinden biri olmalıydı! Yoksa Hanımefendi ne diye bu adamdan bahsedecekti ki?…

Belki de partisinin ongununu Kayı Boyu Tamgasına benzettiği gibi Osmanlıya matuf bir adım daha atıyordu Apla... Acaba Renan Efendi Hazretleri de Osmanlının o  döneminde yaşamış Horoz Dede ve Saçlı Hocaların arkadaşlarından biri miydi?… Evet evet olsa olsa oydu!

Yoksa ne diye bu adamın tilmizi olduklarını söyleyecekti ki Meral Apla? Tamam şimdi oldu. Sis perdesi yavaş yavaş aralanıyordu…

Fakat ismi neden Ernest Renan’dı acaba?... Yoksa gerçek adı Enver Kenan mıydı? Sakın adını değiştirip Bizans içlerine sızan keşiş rolündeki gizli bir Osmanlı Ajanı olmasın? Olur mu olur! Meral Ablamızın onu böyle göklere çıkarması ve onun takipçisi olduğunu serdetmesi boşa değildir elbet.

Sahi kimdi bu Ernest Renan?

***

Yahu kim olacak, Sonradan aforoz edilmiş bir kilise papazı. Mahir bir tarihi eser kaçakçısı…  Doğuda Afganlar ve Japonlardan başka “millet olma karakteri taşıyan insan topluluğu yoktur” diyen biri… Mısır’ı Türkler yöneteceğine İngilizler yönetmeli diyen ve “Türkler her türlü bilime karşıdırlar” diye nitelendiren bir adam işte…

***

Bu acılı günlerde bizi hem güldüren hem de çılgına çeviren Meral El Renan-i Hazretleri, geçtiğimiz gün Büyük Türkçü, Turancı, Fikir ve Düşünce Adamı Ziya Gökalp’i anan bir üleşim yaptı…

Bizi bir gülme aldı tabii, sonra da “ne Gökalp’i be Apla sen Renani’sin” diyerek geçip gittik.

***

Bugün çok güzel bir gün… Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutluyoruz. Yüz yıl Türk Milleti için kısa bir dönem. Kısa ama Genç ve Dinamik olduğumuzun da göstergesi. “Tanrı Devlet Güneşini Biz Türklerin Üzerine Doğurmuş” diyor Kaşgarlı Atamız… Cumhuriyetimiz işte bu güneşlerden biri… Tarihin ilk dönemlerinden bu yana devlet güneşimiz yükselsin diye mücadele eden bütün atalarımızı, başta Büyük Atatürk’ü, silah ve fikir arkadaşlarını rahmetle anıyor, Cumhuriyetimizin 100. Yılını Kutluyorum. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

***

Filistin’in durumunu görünce çok daha iyi anlıyor insan… İç yangınlarımızla hem de.