TÜRK çocuklarında kabiliyet, her milletinkinden üstündür. Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, büsbütün Türk çocukları kendileri için lâzım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu tarihten Türk çocukları bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir.”

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

KÜLTÜR MİLLİYETÇİLİĞİ NEDİR

Prof. Dr. Aydın Taneri Hocamız, milliyetçilik kavramını önce, “Modern Bilime Göre” ve “Marksizme Göre” olmak üzere ikiye ayırmıştır. Ardından “Modern Bilime Göre” 4’lü bir tasnif yapmıştır:

1. Sosyolojik Milliyetçilik,

2. Kültür Milliyetçiliği,

3. Doktriner Milliyetçilik,

4. İdeolojik Milliyetçilik

Prof. Dr. Aydın Taneri’nin milliyetçilik tasnifini somut hale getirirsek şunu söylemek mümkündür:

Bir kimse, ait olduğu milletini severse, ona bağlılık duyarsa sosyolojik milliyetçi; ait olduğu milletin değerlerini, kültürünü yüceltmek için uğraşırsa kültürel milliyetçi; millet iradesini, milli egemenliği üstün tutarak, cumhuriyet ve demokrasi bilinci gelişmiş ise doktriner milliyetçi; siyasi görüşlerine, tercihlerine milliyetçilik duygu, fikir ve görüşü yön verirse de ideolojik milliyetçi olur.

Elbette, milliyetçilik kelime ve kavramı bütün bu tasniflerde yer alan milliyetçilik türlerinin bütünüdür. Sayın Prof. Dr. Aydın Taneri’nin tasnifi, meselenin anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır.

Bu yazıda merhum hocamızın tasnifindeki “Kültür milliyetçiliği kavramı ve bu konuda Atatürk’ün bakış açısını ele alacağız.

Kültür milliyetçiliği, bir milletin siyasi, askeri ve medeniyet tarihini, yani hukukundan devlet anlayışına, sanatından ekonomisine kadar bütün dalların ilmi ölçülere göre incelenmesi ve bu gerçeklerin millete mensup fertlerin zihinlerine işlenmesidir.

Şüphesiz bir insanın kültür milliyetçisi olması için önce sosyolojik milliyetçilik sınavını başarması gerekmektedir. Hissen, aşk ile milletini sevmeyen bir insanın zihninde ilmi gerçekleri şuurlu bir şekilde telakki etmesi boşunadır. İlmi gerçekleri öğrenebilir. Fakat bu bilgiler onda ansiklopedik bilgi olarak kalır. Beynine, ruhuna, etine, kemiğine, kendi medeniyetinin seviyesi, dünya medeniyetleri arasındaki yeri nakşedilmiş bir insan kültür milliyetçisidir.

CUMHURİYET'İN TEMELİNDE TÜRK KÜLTÜRÜ VARDIR

Önceki yazılarımızda verdiğimiz üzere, Medeni Bilgiler kitabında el yazıları ile “millet” tanımı yaparken, modern sosyolojik esaslara göre adeta bir bilim adamı gibi “kültür” temelli bir tanım yapan Atatürk, kültürel milliyetçilik konusunda da çok duyarlı olan ve bizatihi Cumhuriyet’in temelinin “Türk milli kültürüne dayandığını” ifade eden bir devlet ve fikir adamıdır. Atatürk’ün kültür, milli kültür konularında birçok konuşması ve uygulaması vardır. Bunlar ve O’nun “kültür” meselelerimize bakışı “Atatürk ve Türk Milli Kültürü” başlığı altında ayrıntılı bir kitap çalışması olabilecek boyuttadır.

Burada O’nun kültür milliyetçiğine nasıl baktığını kendi sözleri ile ortaya koyacağız.

Atatürk’ün “kütürel milliyetçiliği”ni anlamak için ya da onun milliyetçilik anlayışını tıpkı millet tanımındaki gibi nasıl kültüre dayandırdığını anlamak için en güzel metinlerden biri 29 Ekim 1933’te Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Törenlerinde yaptığı konuşmadır.

Ne Mutlu Türküm Diyene!” diyerek bitirdiği bu konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelinde “Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü” olduğunu vurgulamıştır. Pek çok bakımdan önemli mesajlar içeren bu konuşmada milli kültür konusunu hem Türkiye hem de Türk Dünyası ölçeğinde ele almaktadır:

YARIN: MİLLİ KÜLTÜR EĞİTİMLE AKTARILMALIDIR