Dünyanın en heyecanlı ve ilgi çeken oyunu kuşkusuz futbol… Saha içi, saha dışı mücadelesi, estetiği, sertliği, sanatsallığı ile ve her şeyden önemlisi dev ekonomisi ile vazgeçilemez bir oyun…

Sevmeyenler de var tabi ki… Ancak, bir gerçek hiç değişmiyor.

Bir maçın yarattığı değer, oynayanlar, izleyenler, reklam verenler, yayıncılar, sokakta forma, kaşkol, ‘tükürük köfte’ satanlar dahil, tahminlerin çok ötesine ulaşıyor. Bu durum da, futbolun görünen aktörlerini, sahadaki oyuncuları, en iyisi olmaya, çok daha zor işler başarmaya ve her zaman kazanmaya zorluyor. Ve bu zorluğu aşabilenler, diğerlerinden öne çıkıp, futbolseverlerin izlemek istediği isimler listesine giriyor.

Çağlar Söyüncü, daha birkaç yıl önce TFF Birinci Liginde top koştururken, dünyanın en büyük ekonomikligi Premier Ligde 40 milyon avroya ulaşan değerini her geçen gün arttırıyor. Merih Demiral, Uğurcan Çakır, Ozan Kabak, Abdülkadir Ömür, Yusuf Yazıcı… Onlar da oynadıkları futbol, takımlarına, ülkelerine sağladıkları katkı ile dünya piyasanın yükselen değerleri. Yok olmak üzereyken, Sergen Yalçın’ın elinden tutmasıyla kendine gelen Ozan Tufan, bir başka yükselen değer… Zeki Çelik, Okay Yokuşlu, Hakan Çalhanoğlu her biri kendi takımlarının vaz geçilmez değerleri…

Ve diğerleri…

Bu yıldızlardan oluşan A Milli Futbol Takımı, ertelenen UERO 2020’ye katılmaya hak kazandı. Bu başarı, milli takımın piyasa değerini de arttırıp, dünyanın en değerli 13’üncü takımı yaptı. Daha üst sıralara çıkmak da, bundan sonra alınacak sonuçlara, kalıcı başarılara bağlı.