Seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan CHP’nin, seçimlerden sonra tek gündemi “değişim” oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafını gün geçtikte kuşatıyorlar ve onu bunaltıyorlar.  Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu taarruzu dağıtmak için yaptığı hamle ise sadece kum saatini ters yüz yapmak oluyor… Sadece zaman kazanma çabası yani… CHP’nin bu saatten sonra iflah olması mümkün gözükmüyor. Çünkü CHP’yi elinde tutmak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, nasıl CHP’nin genetik yapısını bozduysa, onun yerine geçmeye çalışanların da genetiği bozmak adına ona rahmet okutacakları ayan beyan ortadadır. Gönder Kemal Kılıçdaroğlu’nu, getir Ekrem İmamoğlu’nu... Bu mu CHP’nin çözüm finali?

Atatürk’ün ruhuna yıllarca ızdırap çektiren Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine az da Ekrem İmamoğlu mu devam etsin? Elbette CHP’nin genel başkanının kimin olacağı bizim meselemiz değildir. CHP’nin kendi yapısı bunu belirleyecektir.

Meselemiz, ihanetin merkezi olan CHP’nin, Türkiye üzerinde emperyalizmin hücre evi gibi çalışmasıdır. İşte bu hâl bizim karşı çıktığımız ve mücadele ettiğimiz bir durumdur.

Belli ki CHP içindeki mücadele, bundan sonra sahte baba ve sahte evlat olarak nitelendireceğimiz Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu arasında geçecektir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilir seçilmez tüm planlarını cumhurbaşkanı olmaya yahut CHP Genel Başkanı olmaya göre ayarladığını attığı her adımda gösteren Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanı adayı olma trenini kaçırdıktan sonra şimdi gözünü CHP Genel Başkanlığına dikti. CHP’de “değişim” hareketini görünür kılan adımlar atmaya başladı.

İBB Başkanı olduğu ilk günden bugüne kadar İstanbul halkını hizmetten mahrum eden, “İstanbul İstanbul olalı böyle zulüm görmedi” cümlelerini dört yıldır herkesin diline pelesenk ettiren Ekrem İmamoğlu bir daha seçilemeyeceğini bildiğinden, CHP Genel Başkanlığını bir kaçış rampası olarak görmektedir.

Atalar “Elime ne döktün ki, yüzüne süreyim?" demiş ya… İBB Başkanı olarak ne yaptı da CHP Genel Başkanlığı isteme yüzsüzlüğünü gösteriyor anlamak mümkün değildir. Dediğim gibi yerel seçim hezimetinden kurtulmak için CHP Genel Başkanlığı koltuğunu kaçış alanı olarak görüyor.

Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanya danışmanı Necati Özkan, seçimlerden 3 ay sonra CHP’lileri muhatap alarak “Dün dünde kaldı cancağzım. Artık mekânın yeni sahibi var.” twiti atmıştı. Yani mekâna konmanın hesabı daha ilk günlerden yapılmıştı.

Ekrem İmamoğlu için “mekâna konma” adına bir fırsat doğdu. Seçim sonuçları, Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP içinde “topal ördek” durumuna getirdi. Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener’in oyunlarını bozan, onların barikatlarını yıkan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı yarışında da Ekrem İmamoğlu’nun hevesini kursağında bırakacak mı göreceğiz?

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı koltuğunu kolay kolay bırakacağa benzemiyor.

Ama İstanbul’un turisti Ekrem İmamoğlu, “değişim” mesajlı internet sayfaları açarak “Değişime davet: CHP’de değişim, Türkiye’de değişim, iktidar için değişim sürecine katılımınızı, görüş ve önerilerinizi bekliyoruz” çağrısını resmi sosyal medya sayfasından yaparak artık Leman dergisinde “Hain Evlat Ökkeş” tiplemesi olduğunu tescillemiş ve “Baba Kemal” figürünü ortadan kaldırmıştır.

Kısaca kendine “evladım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısında artık Ekrem İmamoğlu vardır. Emperyalizm, CHP’de vites yükseltmek istiyor. HDP-Demirtaş âşığı Kemal Kılıçdaroğlu’nu sahneden indirip, rolünü daha iyi oynayacaklarına inandıkları bir başka HDP-Demirtaş aşığı olan Ekrem İmamoğlu’nu sahneye çıkarmak istiyorlar.

CHP içinde bir başka trajikomik hadise ise “HDP istediği için CHP’den ihraç edildiğini” söyleyen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, Ekrem İmamoğlu’nu CHP Genel Başkanı olarak görmek için “değişim” yürüyüşüne başlamış olmasıdır. Atatürkçü, ulusalcı, vatansever Tanju Özcan(!), HDP-Demirtaş âşığı, milli duruş yoksunu Ekrem için yürüyor. CHP’de kafalar gerçekten çok iyi… Garabet bir manzara var. Bakalım bu film nasıl noktalanacak? CHP’nin başına Atatürkçü, vatansever birinin gelmesini beklemek de büyük bir hayal sanırım.