Eğer sen Fenerbahçe gibi usta ayakları olan takıma geriden oyun kurdurmamak için baskı kurup, arkayı boş bırakırsan… Hele ki kanatları kontrol edemezsen, sonuçlarına katlanırsın… Öyle değil mi Aykut hocam?

Özellikle Rodrigues gibi bir oyuncuyu boş bırakırsan, adam o kanadı ‘otoban’ gibi kullanır, gol atar, gol attırır. Rodrigues’e, diğer kanatta Moses de ayak uydurunca, skor kendiliğinden geldi. Fenerbahçe’de görevini yapmayan futbolcu yoktu. Sadece o ‘maestro’ görevindeki Emre’yi çok göremedik. Kaburga kemiğindeki iyileşmemiş çatlak nedeniyle kendisini sol kanada kapattı kaptan. Zaten 60 dakika dayanabildi sakat sakat oynamaya. Ha, bir de kaleci Altay sorunu başladı. Topu oyuna sokarken, kendisine güvenden dolayı, riskli hareketler yapıyor genç kaleci. Bu kadar özgüven, tehlike getirir. Defansta oturmaya başlayan Serdar Aziz’in yeniden sakatlanması talihsizlik, yerine Sadık’ın girmesi ise Ersun Yanal’ın yanlışından dönme mesajı olarak görülebilir. Fenerbahçe her geçen hafta daha bir farklı oluyor. Hem fizik olarak, hem kondüsyon olarak, hem de oyun anlayışı olarak. Gerçi ikinci yarıda, skorun da verdiği rahatlıkla bir ara oyundan düştüler ama mücadeleyi hiç bırakmadılar. Sakatlıkların geçmesiyle kadro derinliği de sağlanınca, mükemmel goller ve farklı skor kendiliğinden geldi. Üç aşağı beş yukarı kadro artık belli oldu Sarı-Lacivertliler’de... Ersun Yanal’ın, sakatlık ve cezalılar dışında bu kadro ile çok oynayacağını düşünmüyoruz.

Zaten bu kadro, bu kulübe ve tribünlerdeki bu coşku ile Fenerbahçe şampiyonluk yarışının içerisinde olacaktır. Yeter ki, bu istek, bu arzu, bu birliktelik devam etsin…