Fenerbahçe bu...

Ne yapacağı belli olmaz...

"Koç" gibi başarılı bir iş insanını bile zor durumda bırakabilir...

Çaresiz kalırsınız, çözüm bulamazsınız...

"Aşağı tükürseniz sakaldır, yukarı tükürseniz, bıyık..."

Yeniden yapılanırsınız, gençleştirme hedefi koyarsınız, gelecek vaad eden futbolcuları toplamaya çalışırsınız, yeni hoca, şirketlerinizdeki gibi başa bir CEO koyarsınız...

"Sabır" dersiniz, "Düzeleceğiz" dersiniz, aksine darbe üzerine darbe yersiniz.

Ne olduğunu anlamayamazsınız, nerede yanlış yaptığınızı bilemezsiniz.

Taraftar isyan eder, medya üzerinize gelir...

"İstifa" sesleri yükselmeye başlar. Krediniz tükenir, artık "enkaz" edebiyatı bile yapamazsınız.

Teslim olursunuz, "Mahcubum" der yıkılırsınız...

Ama bitmemiştir...

İnsanlar "kelle" ister...

Koparamazsınız kafaları...

Artık inanmasanız da, icraata geçemezsiniz...

Çünkü daha önceden ödenen 3 maaşa, bir ya da iki daha eklenecektir. Zaten ekonomik sıkıntı sürerken, boşa ödenen ve ödenecek olan alacaklar sizi daha da gerer.

"Devam" dersiniz, mecburen...

"Bir umut" deyip, beklemeye başlar, sessiz kalmayı tercih edersiniz...

Belki Spartak Trnava, belki Başakşehir, belki milli maç arası toparlanma...

Belki, belki, belki...

"Koç" gibi de olsanız...

Fenerbahçe bu...

Adamı "rezil" de eder, "vezir" de...

Ama her şartta bir gerçek vardır bugün için; iki maçta iki galibiyet, geçmişi siliverir, geleceğe büyük umutlarla yelken açarsınız.

Avrupa Kupaları önemli diyoruz...

Ne için?

Tabi ki, ülke puanını yükseltmek için. Ön elemelerden kurtulmak için, bir üst torbaya geçebilmek için. O yüzden geçen sezon Abdullah Avcı'yı eleştirmedik mi? O yüzden rotasyona karşı çıkmadık mı?

İşte yine takımlarımız sahnede...

İlk kez "üç büyük" diye adlandırdığımız takımlar Avrupa arenasında. Tabi Akhisarspor'u da unutmuyoruz. Artık hocalarımızın şapkalarını önlerine koyup, düşünmeleri gerekiyor. Güçlü kadrolarını sahaya sürmeleri gerekiyor. Rotasyonu-Motasyonu "es" geçmeleri gerekiyor. Alabildikleri kadar çok puan almaları gerekiyor. Hepsi de bunu yapabilecek kapasitede.

Öyleyse, haydi puanlar cebe...

Haydi Galatasaray, haydi Beşiktaş, haydi Fenerbahçe, haydi Akhisarspor...

Toplayın şu puanları, güldürün ülkemizin yüzünü...

TOHM...

Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi...

21 ilde 903 sporcuyu ağırlıyor...

Ne kadar isabetli bir organizasyon olduğu ortaya çıktı. 5 yılda, bin 87 madalya bu hazırlık merkezlerinden yetişen sporcularca alındı.

Büyük bir rakam...

Boksörü, güreşçisi, atıcısı, okçusu, eskrimcisi, haltercisi, tekvandocusu ve daha niceleri...

Hepsi bir arada hem sosyalleşiyor, hem de çalışmalarını yapıyor. 13-14 yaşındaki geleceğin değerleri burada pişiyor, şampiyonalarda daha şimdiden boy gösteriyor.

TOHM Türkiye için büyük bir proje...

Başlatanların, uygulayanların, hazırlayanların ellerine sağlık...

Haaaa, bu arada adrese bir posta atalım.

"Altyapı, altyapı" diye bağıranlara bu sistem örnek olmalı.

Bu sistem, altyapıyı tabela projesi olarak görenlere ders olmalı.