CHP’nin ana gövde, HDP ve İP’in yancı uzuv, Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti’nin bu siyasi bedene vitamin olduğu ittifak cephesinde 2023 seçimlerine Cumhurbaşkanı adayı bulma konusunda büyük bir curcuna başladı.

          Yerel seçimlerde çok net görüldü ki bu ittifak cephesinde HDP olmamış olsaydı, CHP ne İstanbul’u, ne Ankara’yı, ne Mersin’i, ne Adana’yı, ne Hatay’ı, ne Antalya’yı kazanamıyordu. Bu konuda en açık teşekkürü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu HDP’yi ziyaret ederek, terörist Demirtaş’a minnet sunarak ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de Bu zafer HDP’nin eseri ve başarısıdır” sözleriyle yapmıştır. Diğerleri de ima yoluyla, HDP’lilere belediyelerde alan açarak teşekkürünü etmiştir.

          HDP’nin Eşbaşkanları ve tüm yöneticileri de CHP’ye yerel seçimlerde nasıl seçim kazandırdıklarını sürekli vurguladılar. HDP, “CHP ile ittifak yaptık, seçim kazandırdık” dediğinde HDP’ye cevap veremeyenler, nedense Cumhur İttifakı “CHP-HDP-İP ittifak yaptı” dediğinde anında inkâr ediyorlar.

          Bu inkârlar artık HDP’yi rahatsız etmiş olmalı ki, pazarlığını güçlendirmek için HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te terör destekçisi partisinin bir programında Biz kimseye mecbur değiliz, mahkûm da değiliz. Bu ülkede eğer demokrasinin gelişmesini, özgürlüklerin, adaletin, hakkın, hukukun gelişmesini istiyorsanız, o zaman HDP’yi ve Kürtleri esas almak zorundasınız. Öyle kolay bir lokma olarak görmeyin. Geçmişte özellikle son seçimlerde, İstanbul seçimlerinde Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya seçimlerinde desteklediğimiz demokratik güç birlikleri elbette önemliydi. Ancak bundan sonraki süreçlerde hiç kimse bizden aynı tavrı beklemesin, aynı tavrı göstermeyeceğimizi de herkes bilmelidir” açıklamasını yaptı.

          Siyasi menfaat için PKK’nın partisiyle bile ittifak yapan Kemal-Meral ikilisi hadi çıksın “Pervin Buldan, biz HDP ile bu illerde ittifak yapmadık, niye yalan söylüyorsun?” desin ve PKK’lı Pervin Buldan’a haddini bildirsinler… Onu yapamıyorlar işte…

Çünkü HDP’ye mecburlar ve elleri mahkûm…

          Dünyadaki tüm canlılar biliyor ki, HDP terör örgütü PKK’ya hizmet eden siyasi parti görünümlü terör yuvasıdır. Bu bilinmesine rağmen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir gün olsun HDP’yi incitecek bir kelime dahi kullanmamıştır.

          Geçen gün dalga geçer gibi de "HDP, Türkiye partisi olma iddiasında. Bu herkes için çok önemli” açıklamasını yapmıştır.

          Gözü var görmez, kulağı var duymaz Kemal Kılıçdaroğlu acaba HDP’yi Türkiye partisi olma iddiasında ne zaman görmüştür?

          Daha 3-4 gün önce İzmir’de gerçekleşen CHP-HDP mitinginde “Öcalan’a uygulanan tecrit kaldırılsın” diyen Pervin Buldan’ın bu sözlerinde mi bulmuştur?

          Terör örgütü PKK’ya bu kadar açıktan destek veren bir sözde parti nasıl Türkiye partisi olma iddiasında olur anlamak mümkün değildir.

          HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan’ın “CHP’yi yerel seçimlerde destekledik ama hiç kimse bizden aynı tavrı beklemesin, aynı tavrı göstermeyeceğimizi de herkes bilmelidir” sözüyle, diğer HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’ın “HDP’yi yedek güç gören bir hesap varsa bu rafa kaldırılmalı. HDP’nin açık ve doğrudan katılımının ve yetkisinin olmayacağı bir Cumhurbaşkanlığı seçiminin başarı konusunda muhalefete vaadi de çok zayıftır, sonrasında demokrasiye geçiş konusunda da çok cılız bir zemin yaratır” sözleri beraber değerlendirildiğinde bu sefer pazarlığı güçlü kurma kurnazlığı çok net görülecektir.

          CHP ve yancıları telaş yapsa bile HDP, teröristbaşı Öcalan’ın İstanbul seçimleri öncesi “Cumhur ittifakına ve millet ittifakına mesafeli olun” diye mektup yazdığı halde  “HDP'nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir" duruşunu sergileyip CHP’yi yine desteklemiştir.

          Kaldı ki, CHP Genel Merkezi’nde milyonların huzurunda, kameraların önünde HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’ın “PKK ve Öcalan konusunda CHP ile hiçbir görüş ayrılığımız yok” dediğinde bile kimse bu duruma hayret etmediyse, CHP ve HDP’nin birbirinden kopması için artık mucize lazımdır.

          PKK ve Öcalan konusu, CHP-HDP arasında mesele değilse demek ki, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda aralarında bir mesele yaşanıyor. Acaba HDP kimi Cumhurbaşkanı adayı olarak istiyor? Çünkü köşeye sıkışmış HDP, terör örgütü PKK’ya hizmet alanı açabilmek için kıvranıyor.  Cumhur İttifakı yüzünden her gün PKK’lı terörist cenazesine acı duymaktan bitap düşmüş durumdadır.

          Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meral Akşener HDP'nin de içinde yer aldığı, CHP'nin içinde yer aldığı, Saadet Partisi, hepimizin biraraya gelip, Sayın Gül'ü aday göstermemiz istendi bizden. Bana söylenen, Kılıçdaroğlu’yla görüştüm. Temel beyle görüştüm bu konuda. Onların söylediği HDP'nin bu işe razı olduğu şeklindeydi itirafı içinden belki günümüze bir kanaat oluşturabiliriz. HDP, Abdullah Gül konusunda mı pazarlığı güçlendirmek istiyor yoksa?

          “PKK, terör eylemleri, teröristler, teröristbaşı Öcalan” arada mesele değilse tek mesele Cumhurbaşkanı adayının kim olacağıdır. Bence Kemal Kılıçdaroğlu HDP desteğini kaybetmek istemiyorsa PKK’lı Pervin Buldan’ı ya da onların istediğini aday göstermelidir. Bir şehit annesinin değil de Pervin Buldan’ın “Kadınlar Gününü” kutlayan, onunla ağaç diken Ekrem İmamoğlu bu adaya da itiraz etmez. Böylece Cumhurbaşkanlığı hayali kuran Ekrem İmamoğlu da CHP’de ikilik çıkarmaz. CHP’yi ya Abdullah Gül ya da Pervin Buldan kurtarır. Yoksa bunlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun kuyruğuna teneke bağlarlar…