Nasıl bir mantık ise, işe başlar başlamaz “İBB’nin veri tabanının kopyalanması” emri veriyor…

Teftişe açık bir kamu kurumu, Sayıştayın raporlarında inciği cıncığı yer alan belediyenin verilerini birileri kopyalayacak? Neden?

Sonra?

Nerelere gidecek, kimlerin eline geçecek?” diye sormazlar mı adama?

Sırf İmamoğlu’nun keyfi ve belki de gizli bir amacı için hem de…

Belediye dışından birileri, 16 milyon İstanbullunun kişisel verilerini toplayacak…

Bu memlekette bir “kozmik oda vakası” yaşanmışken hem de…

Allah Allah, bu neyin nesidir?

*

Ekrem Efendi, koltuğa oturur oturmaz galiba bindiği dalı kesmeye niyetli…

5 yıl görev yapacağı bir kurumu şaibeli hale getirmek ve daha önemlisi, kurumun verilerini birilerine teslim etmek neye ve kime yarar?

6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nu ihlâl etmek değil mi bu işlem?

Hatırlayın, Adnan Hocacı Babuna’nın milletten (160 bin kişi) kan ve ilik örneği toplayıp Amerika ve Alman vakıflarına kaçırdığını…

Sonuçlarının nerelere yansıdığını iyi düşünürseniz, İBB’nin veri tabanının kopyalanarak nerelerde kullanılacağını kim bilebilir?

Üstelik belediye dışından kişilerce yaptırılacak…

Sakın, su ve atık paraları, imar işleri, bankamatik çalışanları falan diye geçiştirmeyin işi…

İyice düşünüldüğünde MİT tesislerinin detayları, askerî tesislerin detayları, İstanbul’daki bütün kamu kurumlarının detaylarının röntgenini çekecekler demektir!

*

Gerçi bu kafa, Batı’ya Türkiye’yi zırt pırt şikâyet etmeyi marifet sayan kafadır…

Y-CHP’nin millî hassasiyeti kalmamıştır.

Güneydoğu sınırımızın ötesinde güvenlik için harekâta girişiriz, karşı çıkarlar…

PKK-YPG’yi terörist saymaz, memleketteki uzantılarını belediyelere doldurmaya kalkarlar…

FETÖ/PKK bağlantıları nedeniyle KHK ile atılanları zabıta yapmaya yeltenirler…

Sur’u savaş alanına çevirenlere destek olmaya heveslenirler…

Komünistin biri, resmi makama resmi Tunceli adını Dersim diye yazdırır…

HDPKK’lı Kürtçü Buldan, “İstanbul’da seçim, Kürdistanî partilerle kazanıldı” der…

Biri de çıkıp “HDPKK dışındaki bu Kürdistanî partiler, Y-CHP, İP ve SP mi?” diye niye sorgulamaz?

*

Nihayetinde başvuru üzerine İstanbul 4. İdare Mahkemesi, İmamoğlu’nun dışarıdan kişilere İBB veri tabanını kopyalama işlemini durdurmuştur!

Kendileri sık sık “hukuk” lafı eder, “adalet yürüyüşleri” yapar ama hep göstermeliktir…

Mesele kaostur, mesele cumhurbaşkanlığı sistemini sekteye uğratmaktır, Erdoğan’ı indirmektir…

MHP ve Bahçeli engelini aşamadılar; sokaklara halkı çıkaramadılar…

Demokrasi ve hukuk kandırmacası içinde hâlâ devletin ve milletin sinir uçlarını kaşıyorlar…

Maksadın ipucunu Sözcü’de Necati Doğru yazmış: “Ankara’da tek adam yönetimi, şehirlerde demokratik yönetim!

Adana’da seçimi kazanan Y-CHP’li arkadaşının valiliğe başvurup noter huzurunda görevi devralma işgüzarlığı…

Kazandıkları diğer şehirlerde binlerce bankamatik çalışanı olduğu açıklamaları…

Şimdi de İmamoğlu’nun “ikinci kozmik oda vakası”…

Devlette devamlılıktan bîhaber, şeffaflık ve halkçılık maskeli başkanların eline kaldığımızın delilidir!

Bizim sosyal medya kölesi cüce devlere ithaf olunur!

Millî beka” ciddî tehdit altında…