İçine 12 mağlubiyet sığdırdığı 13 yıllık genel başkanlığından en sonunda kovularak gönderilen Kemal Kılıçdaroğlu kapıdan kovsanız bacadan giren yapışkan adamlar gibi hemen kendisine bir çalışma ofisi tuttu.

Koltuğunu Özgür Özel’e kaptırdığı CHP kurultayının ardından bir nefesleneyim bile demiyor ve şimdi yegâne sıfatı olan ‘eski CHP genel başkanı’ unvanıyla yeni maceralara atılıyor.

Kemal Bey’in düşünce yapısını az çok kavradığımız için son yazımızda onun genel başkanlığı kaybetmediğini, CHP eski genel başkanı sıfatını kazandığını da söylemiştik.

Kılıçdaroğlu her şeyini yitirmiş bir genel başkan eskisi gibi usulca yelkenleri suya indirmek yerine görevine yeni atanmış bir memur idealizmiyle mesaisine başladı.

Kırdığı siyasi yenilgiler rekoruyla “dayağa idmanlı” deyiminin Türk siyasetindeki izdüşümü olan Kemal Bey için yenilgilerin biri de bini de aynı paradır.

Partisi ve ittifakı adına Türkiye yüzyılının en kritik seçimini kaybedip “hayat devam ediyor” genişliğiyle milletin arasına çıkma cesareti gösteren Kemal Kılıçdaroğlu Özgür Özel’e karşı kaybettiği genel başkanlık yarışından sonra da genişlemesini sürdürüyor.

CHP’nin yeni genel başkanı olan Özgür Özel’i psikolojik olarak ezme pahasına eski günlerdeki gibi aktif kullanmayı sürdürdüğü Twitter hesabından sağa sola laf yetiştiriyor.

Açıkçası Kemal Bey’deki bu halin takdir edilesi mi yoksa ayıplanası mı bir şey olduğu hususunda henüz net bir karara varamadığımı itiraf etmeliyim.

Kemal Kılıçdaroğlu, “yüzü kasap süngeriyle silinmiş” diye tarif edilen yüzsüz, yapışkan, varlığıyla insanları illallah ettiren birisi mi yoksa makam mevki ayrımı gözetmeksizin inandığı bir dünya görüşünün yoluna tüm hayatını vakfeden bir mücadele adamı mı, bunun yorumunu mevcut manzaraya bakarak herkes kendisi çıkarmalıdır.

Fakat Kemal Bey’i sevenleri ve sevmeyenleri aynı anda alakadar etmesi gereken en önemli konu kendisinin tuttuğu özel ofistir.

Kendisine ofis demenin hakaret sayılacağı bu dubleks villa, evinin mütevazı mutfağından videolar çekerken şimdi emekliye ayrılmasıyla maddi imkanlarının daralmış olması icap eden Kemal Bey için biraz fazla değil mi?

Kemal Bey’in para harcama sicilinde geceliği 100 bin TL olan otel odalarında konaklamak, seçimlerin hemen ardından ultra lüks diye tabir edilen tatil yerlerinde sobelenmek vardır fakat bunlar “CHP Genel Başkanı” sıfatı altında kurumsal bahanelere dayandırılabilecek müsrifliklerdir.

Oysa şimdi ev sahiplerinin yüksek kira talebinin cinayet vakalarını artırdığı şu günlerde emekli bir milletvekili ve bürokratın hangi parayla bu villanın masraflarını karşıladığı sorusu tatmin edici bir cevaba muhtaçtır.

Kemal Bey bundan sonraki çalışmaları her ne ise neden bunları evinin mutfağından sürdürmüyor da Ankara’nın elit semtlerinin birisinden bir villa kiralıyor?

Bu değirmenin suyu nereden geliyor?

Evinin eskimiş mutfak dolaplarını değiştirmek dururken ofis süsü verilen villaya paraları gömmesiyle ilgili muhterem eşi Selvi Hanım ne düşünüyor?

Yoksa milletin gözünün içine sokulan ‘orta sınıf aile yaşantısı’ birçok konuda ortaya çıktığı gibi sadece bir tiyatro oyunundan mı ibaretti?

Bence Kemal Bey dubleks villasındaki mesaisinde önce bu sorulara odaklanmalı. CHP Genel Başkanıyken fukaralığa oynayıp emekli olunca aniden zenginleşmesinin sırlarını paylaşmalı. Yoksa hakkındaki “Parayla pulla işi olmaz” şeklindeki tek olumlu kanaat diğer her şey gibi yerle bir olacak…