Türk milletinin en önemli vicdan, merhamet ve dayanışma kuruluşu Kızılay

Dünyanın da sayılı insanî yardım teşkilatlarından…

1868’de kurulan bu “dernek”, millet nazarında “devlet” gibidir…

Devlet bütçesinden payı yoktur, “milletin gönlünden” beslenir…

Bir de Atatürk’ün verdiği maden suları işletmesinden…

Anadolu’nun her yanındaki “kan bağışı merkezleri” de övgüye şayandır.

Adını Mustafa Kemal’in verdiği ve özerk bir kuruluş olan Kızılay’ın yöneticileri gönüllü olarak görev yapar ve ücret almaz ama kuruma bağlı Kızılay Genel Müdürlüğü personeli maaşlıdır…

Bünyesinde birkaç şirket de bulunuyor.

Deprem, sel, yangın, savaş, göç gibi felaketlerde yardımın “profesyonel” bir ekip tarafından yönetilmesi elbette tabiidir.

Kızılay, göz bebeğimiz ve millî gurur kaynağımızdır…

*

15-20 yıldır bütün kamu yararına millî dernek ve vakfımız üzerinde oyunlar oynanıyor…

Kahrolası bir sürü FETÖ ve dinci sömürü kuruluşunu, bunların yerine koymaya kalktılar…

Zaman geldi kurban derisi bağışlarına bile göz dikildi…

Şimdilerde Kızılay bazı kesimlerce topun ağzında…

Konu bir şirketin yaptığı bağışı Kızılay’ın bir vakfa aktarması…

Malûm çevreler kıyameti kopardı, “Genel Başkanlığın köşkte oturduğu” iddiasına ve bağış işini de “vergi kaçırmaya” kadar götürdü.

Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, bize gönderdiği bilgi notunda “söz konusu şirketin o yılki vergi matrahının yüzde 5’inden daha düşük olduğu için şirketin devlete ödediği vergide bir indirim olmadığı” belirtiyor… Burası devletin meselesi…

Bizi ilgilendiren paranın bir vakfa aktarılması…

*

Kızılay’ın AB’nin fonundan Suriyelilere dağıttığı yardımı bile dillerine doladılar…

Tamamen bir algı operasyonu…

“Deprem vergisi” bahanesiyle, Kızılay’ın bağış toplamasından şikâyet ediyorlar…

Oysa asil milletimiz her afet sonrası yardımlaşma ve bağışa koşmaktadır…

Kızılay, “şartlı ve şartsız bağış” olmak üzere iki şekilde bağış alıyor.

Kınık’ın bilgi notuna göre Kızılay’a son 5 yılda “9 milyar 959 milyon 622 bin 802 lira” bağış almış… Buna “uluslararası fonlar”dan gelen paralar dâhil… Kızılay’ın yardımına koştuğu insan sayısı ise 22 milyon 324 bin 600

Yine bu 5 yılda kişi ve şirketler kuruma “50 milyon 852 bin 201 lira”lık “şartlı bağış” yapmış… Yani genel bağışların “binde 0,5”i…

Buna eyvallah… Peki bu New York Manhattan’daki yurt hikâyesi nedir?

Nedir bu dinci bir vakıftan başka vakfa uzanan şartlı bağış meselesi?

Neden Kızılay kullanılmaktadır?

            *

Söz konusu bağışçı şirket 2017’de Kızılay’a 8 milyon dolar gönderiyor, 2018’de bunun 7 milyon 880 bin doları o vakfın hesabına Vakıflar Genel Müdürlüğü vasıtasıyla geçiyor…

Y-CHP ve yandaş medyası, olayı algı operasyonuna çevirince asırlık Kızılay’ımızın itibarı ile oynanıyor…

Elazığ depremi sırasında Kızılay Genel Başkanı vatandaşlardan bağış isteyince işi başka yere götürme, iktidarı Kızılay üzerinden hançerleme operasyonu başladı…

 Y-CHP’li Dersimli Kemal, her ne kadar “Deprem bölgesinde Kızılay çadırı göremedik” dese de, kısa süre sonra “Kızılay çadırını ziyaret eden adam”dır… Mesele o değil…

Olan biten üzüntü vericidir ve millî kuruluşumuz yara almaktadır…

Aslında Genel Başkan Kerem Kınık’a düşen istifa ederek kurumun itibarını korumak…

Bu asil millet ve devletin hukuk mercilerinin vicdanında alacağı yer başka konu…

Tanrı aşkına kıymayın Kızılay’a!