Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Tarım kritik başlık olarak yerini koruyor!

Tarım kritik başlık olarak yerini koruyor!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, uzun zamandır merakla beklenen “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”ni açıkladı.

Fiyat istikrarı, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşüm hedeflerine ulaşabilmek ve enflasyonla mücadele sürecine yardımcı olabilmek için oluşturulan paket, kamuda tasarruf ve bütçede harcama disiplini ve kamu yatırımlarını organize etme amacı taşıyor.

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nin tarıma nasıl yansıyacağı merak ediliyor. Oysa ki kriz dönemlerinde bile alınan tasarruf tedbirlerinde “tarım” kritik başlık olarak yerini korudu. Korumaya da devam ediyor. Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, iklim değişikliği, doğal afetler; tarım sektörü açısından sadece ziraat fakültelerinde konuşulan, seçim zamanlarında ne oluyor bu köylerde, çiftçiler kırsalda neler yapıyor diye konuşulan bir konunun ötesine taşmıştır. Tarım, uluslararası ilişkilerde, uluslararası dengelerde belirleyici bir sektör oldu. Dolaysıyla mali kriz dönemlerinde bile artık tarım sektörü stratejik bir başlık olması nedeniyle tedbirlerin dışında tutulmalıdır.

Tarım stratejik konumundan dolayı sürdürülebilirliğini koruyabilmesi ve sahip olduğu sorunları aşabilmesi noktasında disiplinler arası çalışma yaklaşımına da  mecburdur. Tarımın sorunları ziraat fakültelerinin sınırlarını çoktan aşmıştır. Bu nedenle diğer disiplinlerle, diğer bilim dallarıyla, diğer meslek gruplarıyla ve tüm kurumların eşgüdümlü bir şekilde çözümlere yoğunlaşması gereklidir ve olmazsa olmazdır.

Ülkemiz tarımın sorunlarını;

Ziraat Fakülteleri çözemez!

Ziraat Mühendisleri çözemez!

Veteriner Hekimler, Gıda Mühendisleri çözemez!

Farklı alanların bir araya gelerek ülkemiz tarımını ele alması ve sorunları çözmek için farklı disiplinlerin birlikte çalışması gereklidir. Multidisipliner bir yaklaşım şarttır! Tek bir disiplinin sınırları içinde kalmak yerine farklı bakış açılarını birleştirerek daha kapsamlı bir anlayış sağlamayı hedeflemeliyiz.

Ülkemiz tarımın sorunlarını;

İşletme, ekonomi, iktisat, maliye, ziraat mühendisi, makine mühendisi, şehir planlamacısı, inşaat mühendisi, endüstri mühendisi, harita mühendisi, veteriner hekim, gıda mühendisi, kimya mühendisi, malzeme bilimi, su ürünleri mühendisi, meteoroloji mühendisi, bilişim uzmanı, iklim uzmanları vb. farklı disiplinlerin birlikte çalışarak ve sorunlara bütüncül yaklaşarak çözüme kavuşturmalıdır.

TEKNOLOJİ TRANSFERİ MUTLAKA YAPILMALIDIR

Yüksek teknoloji kullanan savunma sanayi gibi sektörlerin sahip oldukları teknolojilerin tarım sektörüne yararlı olup olmadığı, kullanılabilir olup olmadığı ve entegrasyonunun sağlanıp sağlanamayacağı tarımsal kalkınma vizyonunun bir parçası olmalıdır. Oluşturulan vizyonda; teknoloji transferi mutlaka ele alınmalıdır.  Bu kapsamda; Bayraktar, Aselsan, Havelsan, Roketsan, Tusaş (TAI) gibi firmaların sahip oldukları yüksek teknolojinin tarıma nasıl entegre edeceği üzerine kafa yormalıyız.  Dünya tarımında bunun örnekleri oldukça fazla. Bizde çok geç kalmadan yapabilmeliyiz.

TARIM, NASIL BİR SEKTÖRDÜR?

Tarım, hem iktisadi hem de stratejik bir sektördür. Tarımı sadece iktisadi bir sektör olarak görüp karlılık üzerinden konuşmak doğru bir bakış açısı değildir. Tarım sektörü savunma, sağlık, ilaç, enerji sektörleri gibi stratejik bir sektördür. Vazgeçilmezdir. Mobilya sektörü, kültür sanat, yayınevleri, turizm gibi sektörlerinde yaşanacak sorunlar hayati problemler yaratmayabilir, bu sektörlerin stratejik olmadığını da söyleyebiliriz. Üretim maliyetleri yüksek olduğu için ithal edelim de diyebiliriz ama tarım için bunu söylemek hayati problemlere neden olabilir. Bunun örneğini pandemide gördük. Ne tür sorunlar yaşandığını hepimiz hatırlıyoruz. 

Turizm olmazsa ölmeyiz!

Çamaşır makinası olmazsa ölmeyiz!

Klima olmazsa ölmeyiz!

İlaç olmazsa ölürüz!

Enerji olmazsa ölürüz!

Savunma sanayi olmazsa ölürüz!

Gıda olmazsa ölürüz!

Su olmazsa ölürüz!

Tarım olmazsa ölürüz!

Tarım stratejik bir sektördür! Vazgeçilmezidir! Bağımsızlık unsurudur… Bir ülkenin bağımsız olabilmesi için savunma, gıda, ilaç, sağlık oranlarının yüksek olması gerekir.  Tarım sektörü bir ülkenin bağımsızlık derecesini yükselten yegâne unsurlardan biridir.

TARIMIN ÖNEMLİ OLDUĞUNU SÖYLEMEK YETERLİ DEĞİLDİR!

Tarımın ne kadar önemli, ne kadar stratejik olduğunu söylemek, anlatmak yeterli değildir. Göstermek gerekir! Bakanların, bürokratların ve karar vericilerin TİGEM çiftliklerini görmeleri gerekiyor. İzmir’de, Eskişehir’de, Adana’da, Tekirdağ’da, Mersin’de çok büyük tarım işletmeleri var. Orta Anadolu da aile işletmeleri, doğu Karadeniz’de, batı ve orta Karadeniz’de orta ölçekli işletmeler var. Tarım Bakanlığının işbirliği yapılan diğer bakanlıkların bakanlarına, bürokratlarına ve karar vericilere bu işletmeleri gezdirmeleri, üretimi yakından görmelerinin kısa süreliğine de olsa sağlanması gerekiyor. Örneğin mera alanları ile ilgili çok kararlar alınıyor. Hayvancılık için mera alanlarının ne kadar önemli olduğunu, ormanların ve orman köylerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmak yetmez göstermekte gerekiyor. Yazı üzerinde ya da Bakanlığın 10. Katında projeksiyon aleti ile klimalı toplantı salonlarında tarım bakanlığına gelen diğer ilgili bakanlık bürokratlarına, meranın önemini anlatmakla Konya’da Mera kalitesinin ne kadar düşük olduğunu ve meranın ıslah edilmesi için ayrılacak bütçenin yerinde gösterilmesinin ne kadar kritik olduğunu izah etmek çok daha etkili olacaktır. 

Afyon’da termal ısıyı kullanan domates seracılarının çektiği sıkıntıyı, Silifke’de çilek üreticisinin yaşadığı problemi, limon üreticisinin neden zarar ettiğini yerinde görmek önemlidir.

Tarım Bakanlığı bürokrasisinin bizzat diğer bakan ve bürokratlara tarımı anlatması gerekiyor. Konunun anlaşabilmesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Savunma Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Dış İşleri Bakanlığı gibi kritik bakanlıkları TİGEM çiftliklerini, aile işletmelerini ya da yüksek teknoloji kullanan tarım işletmelerine bir gezi yapılması gereklidir şarttır! Bakanlara, bürokratlara, teknokratlara işletmelerin yapısı yerinde gösterilmeli, işletmelerden yola çıkarak ülkemiz tarımı anlatılmalıdır.

İŞLETME ZİYARETLERİ NEDEN ÖNEMLİ?

Bu ziyaretler bir defa bütçe için önemli ve gerekli! İşbirliği için önemli ve gerekli! Ekonomi kısmının yanında işin biyolojisinden, ekolojisinden haberdar olma açısından önemli ve gerekli!

BAKAN GÖREVDEN ALININCA ÜLKE TARIMININ SORUNLARI ÇÖZÜLECEK Mİ?

Geçmiş yerel seçimlerin sonuçlarını yorumlayarak, ekonomideki gidişata ve özellikle gıda enflasyonuna bakarak kesilmesi düşünülen faturada, “Tarım bakanını görevden almak geçmişte olmadığı gibi bugün de çözüm olmayacaktır.” Mevcut hükümette 22 yıllık süreçte 7 bakanımız görev yaptı, 8’inci bakanımız Sayın Yumaklı görevine devam ediyor. Görev yapan bakanlarımızın ortalama hizmet süresi 3 yıldan daha az. Bu 3 yılın yaklaşık 2 yılı kurumun yapısı, işleyişi, çalışmak istediği kişileri göreve getirmekle ve ülkemiz tarımını öğrenmekle geçiyor.  Tam bir şeyler olacak derken görevden alınıyor. Dolaysıyla kaybeden tarım bakanı ve ekibi olmuyor. Kaybeden çiftçi-üretici oluyor. Tüketici oluyor. Halk oluyor. Ülkemiz tarımı oluyor.

Sevgili tarım dostu ve çiftçi-üretici okurlarım; Tarım ve Orman Bakanlığını kolay yönetilir, yönlendirilir, karar alınır ve alınan kararlar hemen uygulamaya konulur diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Her bir genel müdürlük kendi başına hem nicel hem de nitel olarak bir bakanlık gibi işlevsellik taşımaktadır.  Dolaysıyla Tarım ve Orman Bakanlığı çok büyük bir gemi ve bu geminin dümenini çevirdiğinizde yön değiştirmesi ve kendini toparlayıp yeni yönde ilerlemesi zaman alabiliyor bazen de yol alması çok zor olabiliyor.  

Dolaysıyla tek bir disiplinin sınırları içinde kalmak yerine farklı bakış açılarını birleştirerek daha kapsamlı bir anlayış sağlamayı hedeflemeliyiz. Tarımda “Multidisipliner bir yaklaşım” şarttır!

Son söz: Sevgili okurlarım, tarımla ilgili sorunları ve yapılması gerekenleri sayfalarca yazmak mümkün.  Her fırsatta “Ne kadar bilirsek bilelim, ne kadar doğru planlar yaparsak yapalım, ne kadar yararlı önerilerde bulunursak bulunalım özellikle ülkemiz tarımında arkanıza güçlü bir siyasi irade koy(a)madıkça başarılı olmak mümkün değildir!” 

Kalın sağlıcakla

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *