Bu âlemden bir Kâhtalı Mıçe geçti…

YAYINLAMA:
Bu âlemden bir Kâhtalı Mıçe geçti…

Türk Halk Müziği sanatçısı, şahsen de tanıdığım, bölgemiz insanı Sevgili Kahtalı Mıçe’nin vefat ettiğine dair depremden bu yana çokça asparagas haber çıkmıştı. Son habere de açıkçası böyle yaklaştım ve pek de üzerinde durmadım, ta ki Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Dr. Devlet Bahçeli Beyefendi’nin sosyal medya platformlarındaki mesajlarını görene kadar… Bahçeli'nin yayınladıkları mesaj şu şekildeydi: “Türk Halk Müziğinin güçlü sesi, eserleriyle ve seslenişiyle milletimizin gönül tellerini titreten, aynı zamanda Adıyaman’ın yetiştirdiği mümtaz ve müstesna sanatçılarımızın önde gelen isimlerinden birisi olan Mustafa Aslan’ın, namıdiğer Kâhtalı Mıçe’nin vefatından büyük bir üzüntü duydum. Merhum sanatçımız Kâhtalı Mıçe’ye Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor; kederli ailesine, sevenlerine, bilhassa Adıyamanlı kardeşlerime sabır ve başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Rabbim Cennetiyle buluştursun, merhamet ve gufranıyla muamele etsin inşallah.” Mesajı okudum artık yapacak bir şey de yoktu, hatırasını yaşatacak ve dualarla her daim anmaya devam edecektik.

Bildiğiniz gibi Kahtalı Mıçe, Türk Halk Müziği ve arabesk türünde eserleriyle tanınan önemli sanatçılarımızdan birisidir. Belki de Diyarbakırlı olmam hasebiyle tanıştıktan sonra karşılıklı olarak çok iyi anlaştık. Yüz yüze toplamda beş kez görüşsek de hem telefon hem de kalpten kalbe görülmeyen yol vesilesi ile irtibatımız kopmadı. Resmi olarak 1953 yılında Adıyaman’ın Kahta ilçesinde doğduğu görülen sanatçı, söylediğine göre 1951 doğumluydu. Ya Mıçe Baba bu nasıl oldu dediğimde “Ya Cemo gardaş 1951’de yazın doğmuşuz yine sen şükret iki sene sonra kaydetmişler” deyip gülmüştü. (Bizim Güneydoğu’da samimiyet doğduğunda Mustafa Mıçe, Cemil Cemo olur.) 

Kahtalı, geleneksel halk müziği ile modern arabeski harmanlayarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. Yıllar içinde halkın sevgisini kazanan sanatçı, özellikle “La Ne Hoştu Eskiden”, “Komşu Naile”, “Siz Gidin Biz Geloğ” ve “Felek Sen Ne Feleksen” gibi eserleriyle hafızalara kazındı. Anadolu insanının duygularını derin bir içtenlikle ifade eden eserleri, onun müzikal kimliğinin en belirgin özelliği oldu.

Kahtalı Mıçe’nin bağlama eşliğinde söylediği türküler, Anadolu’nun acılarını, sevinçlerini ve gündelik hayatını yansıttı. Şarkılarındaki duygusal derinlik onun halk nezdinde samimi ve içten bir sanatçı olarak algılanmasını sağladı. Kendine özgü yorumu ve sesi, halk müziği severler tarafından büyük beğeni ile karşılandı.

Sanatçının eserlerinde müzikten daha çok sözler oldukça önemli bir yer tutar diyebiliriz. Şarkılarında aşk, ayrılık, hasret, gurbet ve hüzün temaları öne çıkarken, bazı eserlerinde toplumsal konulara da değinmiştir. Özellikle köyden kente göç eden insanlara dair temalar işleyen şarkıları, Anadolu insanının duygularını en yalın haliyle yansıtmıştır.

Kahtalı Mıçe, özellikle 1980'ler ve 1990'larda büyük bir popülarite kazanmıştır. Hem şehirde hem de kırsal kesimde geniş bir dinleyici kitlesine hitap eden sanatçı, düğünlerden yerel festivallere kadar birçok etkinlikte sahne almıştır. Halkın içinden gelen samimi duruşu ve doğallığı, onun bu denli sevilmesinin başlıca nedenlerinden biri olmuştur. Kimi albümleri Tarkan’ın, İbrahim Tatlıses’in satış rakamlarını sollamıştır.

Sanatçı, sadece Türkiye’nin dört bir yanında dinlenmekle kalmamış, aynı zamanda yurtdışındaki gurbetçiler arasında da büyük bir hayran kitlesi edinmiştir. Avrupa’da yaşayan Türkler, onun şarkılarında memleket hasretini bulmuş ve bu eserleri dinleyerek anavatanlarına olan bağlılıklarını sürdürmüştür.

Kahtalı Mıçe’nin müzik anlayışı, günümüzde de pek çok sanatçı tarafından referans alınmaktadır. Onun etkileyici sesi ve sade ama duygusal sözleri, müzik dünyasında kalıcı bir iz bırakmıştır. Kahtalı Mıçe, sadece bir müzisyen olarak değil, aynı zamanda halk kültürünü yaşatan ve temsil eden bir figür olarak da değerlendirilmelidir. Zira onun şarkıları, özellikle göç eden Anadolu insanının duygularını ve yaşadığı zorlukları anlatan eserler olarak ön plana çıkmıştır. Onun şarkıları, düğünlerde, eğlencelerde, yolculuklarda ve hatta hüzünlü anlarda bile insanlara eşlik etmeye devam edecektir. Ayrıca sanatçının halk kültürüyle olan bağı, onun sadece bir müzisyen değil, bir kültürel simge olarak görülmesine de neden olmuştur. Yıllar içinde birçok sanatçı onun şarkılarını yorumlamış ve repertuarına almıştır. Özellikle yerel halk müziği icracıları ve sokak müzisyenleri onun şarkılarını seslendirmeye devam etmektedir.

Günümüzde Kahtalı Mıçe’nin eserleri hala büyük bir ilgiyle görmektedir. Sanatçının şarkıları dijital platformlarda milyonlarca kez dinlenmiş, sosyal medya sayesinde genç nesil de onun müziğini keşfetme fırsatı bulmuştur. Eski kayıtları hala düğünlerde, radyo programlarında ve müzik listelerinde kendine yer bulmaktadır. Ayrıca, popüler kültür içerisinde de Kahtalı Mıçe’nin şarkılarına sık sık atıfta bulunulmaktadır. Mizahi içeriklerde, dizilerde ve filmlerde onun eserlerine gönderme yapılması, sanatçının popüler kültür içindeki yerini korumasına yardımcı olmuştur.

Deprem Rahmetli Mustafa Ağabey’i çok derinden etkilemişti çünkü Adıyaman'da yaşayan 25 akrabasını kaybetti. Başsağlığı için görüştüğümüzde; “Ne diyem ki Cemo Can, ölmedim amma yaşadığıma da sevinemiyim ki."

Kendisiyle ilgili trajikomik bir anımı anlatarak yazıyı toparlayayım. Yıl 2010 ya da 2011 tez araştırması için İstanbul’dayım. Taksim’de bir grup eylem yapıyor, kameralar filan orada bir bakalım dedim arkadaşlara, neyin nesi bu eylem diye, Japon Yeni ile borçlanan ve mağduriyet yaşayan insanlar eylem yapıyormuş. Baktım bizim Mustafa Ağabey de orada dedim Mıçe Ağabey senin ne işin var Japon Yeni ile “Yav Cemo Baba faizden haramdan gaçah dedik ha bu cücük gözlülerin para bizi yerle bir etti, heç sorma gitsin.”

Sonuç olarak Kahtalı Mıçe, geçmişten bugüne uzanan müzik yolculuğuyla Türk müziğinin unutulmaz isimlerinden biri olmaya devam edecektir. Kendisi 12 Eylül dönemi hapis de yatmıştır fakat hep devlet hakkında yapıcı görüş bildirmiş, hep barış temennisi olmuştur. Devletimiz ve milletimiz ile alakalı bir defa bile kötü konuştuğunu duymadım. Allah rahmet eylesin, devri daim, mekânı cennet olsun.

(Bir not ve teşekkür: Mıçe Ağabey Antalya’da tedavi görürken hemşerisi Ramazan Aslan’ın otelinde kaldığını ve burada kendisini evinde gibi hissettiğini söylemişti. Kendisi de Kahtalı olan maddi imkansızlıklar nedeniyle ilkokula giderken otelde müşterilerin valizini taşıyarak ailesine yardım eden Aslan, bugün kendisine ait beş otelde binin üzerinde personel istihdam ediyor. Kahtalı Mıçe’ye gösterdiği vefa, ilgi ve alaka için kendi adıma Ramazan Aslan’a çok teşekkür ediyorum.)

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...