CHP’de kim kimi yiyecek?

YAYINLAMA:
CHP’de kim kimi yiyecek?

“Vermeyince Mabut, Neylesin Mahmut” demişler. Yaradan da bu CHP’ye birlik ve beraberlik içinde bir siyasi hareket olmayı nasip etmemiş. CHP koltuk kavgalarının, adaylık kapışmalarının, sudan sebeplerle kazan kaldırmaların partisi. Kaç kurultay yaparlarsa yapsınlar, parti içindeki kaynamaları durduramıyorlar. Bir genel başkan gümbürtüyle gidiyor, yerine gelen beraberinde yeni krizleri getiriyor. Ama onlara sorarsanız, bu kavga ve kaos ortamı “demokrasinin bir gereği.”

Bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinde birlik ve beraberlik görüntüsü yaratabilmek için adeta çırpınıyor. İki belediye başkanı arasındaki adaylık kavgasının açık bir iç savaşa dönüşmesini engelleyebilmek adına Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun el ele tutuştukları bir fotoğrafı havaya kaldırarak “Bakın, ne kadar uyumlu bir siyasi partiyiz” demeye getiriyor. Oysa o fotoğraf, barışın değil savaşın fotoğrafı. Çünkü şu an partinin birbirinden en çok nefret eden ikilisi, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan başkası değil.

Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı seçileceği ön seçim işine girmeyerek kaybedeceğini bildiği bir savaşı reddediyor. Bir köşeye çekilip Ekrem İmamoğlu’nun yarıştan elenmesini beklemeye koyuluyor. Ekrem İmamoğlu ise siyasi yasak ihtimalini kendi lehine bir mağduriyet kampanyasına dönüştürüp hem CHP içinde hem de toplum nezdinde desteğini artırmaya çalışıyor.

Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yasak davaları ve usulsüz bir yatay geçişle edindiği iddia edilen üniversite diploması soruşturması, bir köşede bekleyen Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına dair en büyük umut kaynağı haline geldi. Mansur Yavaş bu halini gizleme gereği bile duymadı. İmamoğlu hakkındaki soruşturma konusunda “Biz de basından duyduk. Gelişmeleri hep beraber izleyelim” diyerek umutlu bekleyişini dışarı vurdu. Zaten daha önce de “Gün ola harman ola. O güne kadar kim kalacak” diyerek rakibinin siyasi yasak alabileceğini ve CHP’nin tek alternatifi olarak kendisinin kalacağını ima etmişti. CHP’nin Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da “Gün, fırsatçıların ‘Bekleyelim görelim’ günü değil, partimizin aslan bir evladının yanında dimdik durma günüdür” diyerek Mansur Yavaş’ı fırsatçılık yapmakla suçladı. 

Mansur Yavaş şunu biliyor. Eğer Ekrem İmamoğlu bir şekilde elenirse, CHP’nin ondan başka aday çıkarma ihtimali yok denecek kadar az. Peki sonunda ne olacak? Ekrem İmamoğlu hukuk önünde aklanarak yoluna devam edebilecek mi? Mansur Yavaş beklediği günü görebilecek mi? Yoksa CHP tüm bu kaosun içinde bambaşka bir aday mı çıkaracak?

Bütün bu soruların cevabını elbette zaman gösterir, ancak kesinleşmiş bir gerçek var ki CHP’de dün birbirlerinin elini sıkanlar, bugün birbirlerine çelme takmak için pusuya yatmış durumdalar.

Özgür Özel’in en büyük açmazı da bu. Genel Başkan olarak partisini hem birlik içinde tutmak hem de seçimlere güçlü bir şekilde hazırlamak zorunda. Ama herkesin kendi kazancını hesapladığı bir partide, birlik ve beraberlik mümkün mü? CHP olarak, bir “lider partisi” ya da “ideoloji partisi” olarak anılmaktan çıkıp, iyiden iyiye menfaat savaşlarının arenasına dönüştüler. Ve bu saatten sonra da değişecek gibi durmuyorlar. Bu partide herkes bir şeyleri kazanmanın peşinde, ama günün sonunda herkes kaybeden safta. CHP’nin bitmeyen döngüsü de bu!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...