Bölge yanıyor, İsrail haddini aşıyor

13 Haziran 2025 günü sabah saatlerinde İsrail’in İran’ı vurmasıyla beraber başlayan süreç giderek daha da kızışmış, tarafların alışılagelmişin dışındaki tutumu yaşanan hadiselerin kolay kolay son bulmayacağını açıkça göstermiştir.
Buna ek olarak kendisini küresel güç olarak gören çevrelerin olayları tırmandırıcı tutumları ise dikkatlerden kaçmamaktadır. ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa başta olmak üzere çok sayıda ülkenin İsrail’e sağladığı destek sözde devletin saldırganlığını giderek artırmış, İran’ın da aynı sertlikte karşılık vermesi krizi daha da derinleştirmiştir. ABD’nin de İsrail’in yanında İran’a karşı saldırı planlarını onayladığına dair iddiaların gündeme gelmesiyle beraber iki ülke arasındaki savaşın artık bölgesel ve hatta küresel boyuta ulaşma riski daha da tırmanmıştır.
Görünen aşamada küresel karanlık iş birliği İsrail’e olan desteğini sürdürme yanlışında ısrarcı davranmakta, bu durum İsrail’in saldırganlığını artırmakta eş zamanlı olarak İran’la beraber Gazze’deki saldırılarını da artırmaktadır.
İsrail’in devlet aklından uzak adeta terör örgütü gibi takındığı tavır bölgenin ve hatta tüm insanlığın huzur ve barışını tehdit eder hale gelmiştir. Üzücü olan ise İslam coğrafyasına yönelik saldırganlığın zirvelere ulaştığı bir süreçte bazı ülkelerin buna sessiz kalmasıdır.
Yaşanan gelişmeler artık riskin tepe noktasına ulaştığını işaret etmektedir. İsrail’in İran’a olan saldırısı; Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade buyurduğu üzere “Türkiye’ye verilmiş sinsi mesajdır.”
Son günlerde İsrailli bazı isimlerin yaptığı akıl dışı açıklamalar da göstermektedir ki kendilerince İran’dan sonra hedef Türkiye’dir. İsrail haddini aşmıştır. ABD ile beraber pek çok ülke buna çanak tutmaktadır. Trump ise tutarsız ve çelişkili tavrını sürdürerek krizi derinleştirmek için elinden geleni yapmaya devam etmektedir.
Ortadoğu ve tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu barış ikliminden günden güne uzaklaşılmakta, risk faktörü bilinçli bir şekilde bazı çevrelerce giderek derinleştirilmeye çalışılmaktadır.
Tüm bu tabloda İsrail’in güç kullanılarak durdurulmasından başka seçenek olmadığı açıkça görülebilmektedir.
Türkiye elbette barıştan yana tavrını her zaman korumuş ve korumaya da devam edecektir. Ancak şartlar gerektirirse, milli güvenliğimiz tehdit edilmeye çalışılırsa savaş yanlısı olan tüm çevreler Türk’ün kudretini bir kez daha görecektir.