Tepeden tırnağa hastalıklı bir güruh
İsrail’in elini kolunu sallayarak bebekleri, çocukları, sivilleri katlettiği Gazze’nin makûs bir talihe terk edilmesi Müslüman dünyası başta olmak üzere insanlık bilincine sahip herkes adına kahredici bir sınavdır.
Yetkililerin etkisiz, etkililiklerin yetkisiz olduğu bir dünya düzeninde kimse güvende değildir. İsrail’in güvenliği adına her şey meşruyken Filistin’in yaşam hakkı adına hiçbir şey mümkün olmuyor.
İstediği kadar Filistinliyi öldürme hürriyetiyle hareket ederken hiçbir engelle karşılaşmayan ABD destekli İsrail’in gelecekte hedef seçeceği ülkeler harabeye dönen Gazze manzarasında yarınki akıbetlerini görmelidir. Çünkü emperyalizmin hikâyesi Gazze’de başlamadığı gibi Gazze’de de bitmeyecektir.
İslam ülkeleri ve şuurunu yitirmemiş dünya devletleri Siyonizmin yarınki hedefin kendilerinin olabileceğini görerek 21. asrın bu soykırımcı gücüne karşı tek ses, tek nefes halinde direnemiyorlarsa emperyalizm herkesi tek tek avlama konusunda mahir olduğunu dünyanın muhtelif bölgelerindeki işgal operasyonlarında defalarca kanıtlamıştır.
Gazze bugün, kan dökmekten sapıkça zevk duyan merhametsiz bir düşmanın kılıcına terk edilmiştir. Bu düşmanın savaş ahlakı, hukuka bağlılığı, acıması, merhameti, insanlığı yok. Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın vaktiyle dile getirdiği gibi, “Siyonizm, Yahudi ırkının huzurunu dünya milletlerinin huzursuzluğunda arayan teşkilâtlı bir insanlık düşmanı fikirdir.”
Siyonistler Gazzelileri “İnsansı hayvanlar” olarak görüyorlar. Onların Tevrat’ta bahsi geçen “Amalekliler” olduğunu ileri sürerek “erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsinin hiç ayırt edilmeksizin öldürülmesini” dini bir vecibe olarak yerine getiriyorlar.
Muhtaçlara yardım etme erdemi dünya üzerindeki her dinde emredici bir hükme bağlanmışken Siyonist din adamları Gazze’ye yönelik katliamları kışkırtmaktan ve ölümleri kutsamaktan başka ne yapıyor?
Eliyahu Mali isimli Siyonist Haham Gazze’de "bugünün bebeklerinin yarının savaşçıları olduğunu" ifade ederek herkesin öldürülmesi gerektiğini söylüyor. Başka bir din adamı Meir Mazuz, Filistinlilere hayvan benzetmesi yaparak "İnsanlarla uğraşıyor olsaydık Gazze’ye insani yardım gönderirdik ama hayvanlarla uğraşıyoruz” diyor. Haham böyleyse cemaat nasıl olur?
Canı cehenneme gönderilen İsrailli bir askerin “12 yaşında bir kız çocuğunu öldürdüm. Öldürmeye bebek arıyoruz” sözlerini unutmak mümkün mü?
Gazze’de öldürülen İsrailli bir askerin eşi, kocasının mezarında “Abraham bir taneydi. Cesurdu ve görevinden gurur duyuyordu. Her gün Gazze’den dönüp kaç evi yıktığını, savaşı bitirmeye ne kadar yaklaştığını anlatırdı. Buna derin bir inançla bağlıydı” sözleriyle nasıl bir soğukkanlılıkla vahşeti yücelttiklerini ve masum insanların yaşam alanlarını yok etmekten duydukları sevinci anlatmıyor mu?
Tepeden tırnağa yobazlığa saplanmış Siyonist toplulukta savaş karşıtı bir avuç insanın dışında aklı başında birileri olduğunu kim söyleyebilir?
İsrail'in siyasal ve ruhsal yapısı öylesine deforme olmuş ki kendi içlerinde Gazze Kasabı Netenyahu’yu bile “ahlaken iflas etmiş” ilan edecek kadar daha vahşi politikaları savunanlar var. İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Itamar Ben Gvir binlerce Gazzeli bebek açlıktan öldükten sonra Gazze'ye yardım girmesine nihayet izin veren Netenyahu’yu ahlaki açıdan iflas etmekle suçlayarak Gazze'ye gönderilebilecek tek şeyin mermiler olduğunu söylüyor. Bunlar kelimenin tam manasıyla hastalıklı yaratıklar ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin dikkat çektiği gibi “kesinkes güç kullanılarak” önleri kesilmediği müddetçe durdurulmaları mümkün olmayacak.