Topraktan masaya değil, masadan geleceğe

YAYINLAMA:
Topraktan masaya değil, masadan geleceğe

Tarım artık yalnızca çiftçilerin sabah tarlasına gidip akşam harman döktüğü bir üretim alanı değil. 21. yüzyılın ikinci yarısına ilerlerken tarım, uluslararası stratejilerin, küresel rekabetin ve diplomatik hesapların merkezinde yer alıyor. Savaşlardan salgınlara, iklim krizinden ticaret savaşlarına kadar yaşanan her olay bize aynı gerçeği hatırlatıyor: Gıdayı yöneten, geleceği yönetir!

Son yirmi yılda dünya sahnesinde sessiz ama etkili bir alan yükselişe geçti: Tarım diplomasisi. Gıda arz güvenliği, iklim değişikliği ve ticaret politikalarının kesişim noktasında yer alan bu yeni diplomasi türü, artık sadece ürün ihraç etmenin ötesinde bir stratejik güç unsuru olarak görülüyor. Tarım diplomasisiyle ülkeler; pazara erişim sağlıyor, regülasyonlara yön veriyor ve uluslararası masalarda daha güçlü bir sesle yer alıyor.

ABD: TARIM DİPLOMASİSİNDE KÜRESEL ROL MODEL

Bu alanda en organize ve etkili ülkelerden biri kuşkusuz Amerika Birleşik Devletleri. 2025 itibarıyla ABD’nin Yabancı Tarım Servisi (FAS) bünyesinde 213 tarım ateşesi, 164 ülkede aktif görevde. Bu kişiler yalnızca diplomatik temsilciler değil; aynı zamanda teknik mevzuat takipçisi, ihracat engeli raporlayıcısı, ticaret müzakerecisi ve pazar açıcı profesyoneller.

ABD, bu dev diplomatik ağı tesadüfe bırakmıyor. Her yıl yaklaşık 40 yeni tarım diplomatı adayı, 12 ay süren kapsamlı bir eğitim programından geçiriliyor. Harvard, UC Davis ve Texas A&M gibi üniversitelerin desteğiyle yürütülen bu eğitimlerde sadece temsil değil; pazara erişim stratejileri, kriz diplomasisi ve WTO düzenlemeleri gibi modüller yer alıyor. Böylece yalnızca tarım uzmanı değil, aynı zamanda uluslararası ilişkiler ve ticaret konusunda donanımlı çok yönlü diplomatlar yetiştiriliyor.

AVRUPA’DAN YÜKSELEN AKADEMİK DİPLOMASİ

Benzer bir farkındalık Avrupa’da da yayılıyor. Özellikle Fransa, Hollanda ve Almanya, tarım diplomasisine yönelik akademik kürsüler açarak uluslararası eğitim programlarına öncülük ediyor. Montpellier, Wageningen ve Bonn üniversiteleri, bu alanda yüksek lisans ve sertifika programlarıyla öne çıkıyor. Fransa, 2023 itibarıyla yurtdışı görevlendirme yapacağı kişilere 9 ay süren zorunlu “agripolitika ve gıda jeopolitiği” eğitimi getirdi.

Türkiye: Üretiyor Ama Masada Zayıf

PEKİ TÜRKİYE BU SENFONİDE NEREDE?

Tarımda üretim gücü tartışmasız. 2024 itibarıyla tarımsal üretim 75 milyar dolara, ihracat 32,5 milyar dolara, dış ticaret fazlası ise 11 milyar dolara ulaşmış durumda. Toprak, iklim, su ve biyolojik çeşitlilik bakımından da küresel ölçekte bir tarım ülkesi konumunda.

Ancak aynı başarı diplomatik temsil tarafında görülmüyor.Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde yalnızca 14 ülkeye müşavirlik kadrosu tahsis edilmiş. Aktif görevdeki tarım müşaviri sayısı ise yalnızca 6 kişi. Çoğu temsil, genel ticaret müşavirleri üzerinden yürütülüyor; bu da tarımın kendine özgü sorunlarının diplomasi masasında geri planda kalmasına neden oluyor. Yani Türkiye pazarda var ama masada zayıf.

YENİ DÖNEMDE SESSİZ DİPLOMASİDEN KURUMSAL GÜCE

Son yıllarda bu eksikliğe karşı ilk adımlar atıldı. Türk Tarımsal Diplomasi Grubu (TTDG) gibi girişimler, farkındalık ve strateji üretme açısından umut verici. TTDG’nin hedefleri arasında:

  1. Coğrafi işaretli ürünlerin tanıtımı,
  2. AB Yeşil Mutabakatı’na uyum,
  3. Sürdürülebilir ve dijital tarım yapıları,
  4. Ulusal eğitim programlarının kurulması
  5. Ve küresel tarım markası yaratmak yer alıyor.

Ancak bunların sürdürülebilir olması için birkaç temel eksikliğin giderilmesi şart.

TÜRKİYE NE YAPMALI?

  1. Eğitim ve İnsan Gücü: ABD yılda 40 tarım diplomatı yetiştiriyor. Fransa, Çin, Hollanda bu alanda akademik altyapılar kurdu. Türkiye’de ise sistematik bir tarım diplomasisi eğitimi yok.

Çözüm: Tarım diplomasisi akademisi kurulmalı. Tarım müşavirleri göreve çıkmadan önce dış politika ve teknik eğitim almalı.

  1. Temsil Ağının Genişletilmesi: 14 müşavirlik kadrosu yetersiz.

Hedef: Kısa vadede 30, orta vadede 50 ülkeye aktif tarım müşaviri atanmalı.

  1. Veri ve Lobicilik: ABD’nin GAIN ağı benzeri bir sistem Türkiye’de yok.

Çözüm: Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) iş birliğiyle dijital dış ticaret bilgi platformu kurulmalı.

TARIM DİPLOMASİSİ: SADECE TİCARET DEĞİL, BARIŞ STRATEJİSİDİR

Unutulmamalıdır ki tarım diplomasisi yalnızca ihracat değil; aynı zamanda iklim politikaları, insan hakları, göç, biyoçeşitlilik ve barış süreçleriyle iç içe bir alandır. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın şu sözleri bu açıdan oldukça anlamlı:

“Tarım diplomasisi aynı zamanda bir barış diplomasisidir. Gıda yoksa huzur yoktur. Gıda sadece bir ürün değildir; istiklal ve istikbal meselesidir.”

Türkiye, üretim gücünü diplomasiyle taçlandırmak zorunda. Çünkü artık bir domatesi bin çiftçi yetiştiriyor; ama onu bir diplomat pazarlıyor.

Ve diplomasi olmadan ihracat olur, ama kalıcı pazar, kurumsal iş birliği ve stratejik rol sadece diplomasiyle kurulur.

Son söz: İşte bu yüzden Türkiye’nin önünde net bir görev duruyor. Tarımda üretmeye devam edeceksek, daha fazla temsil gücü, daha güçlü bir diplomatik vizyon ve kurumsallaşmış bir stratejiye acilen ihtiyacımız var.

 

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...