Avrupa’nın doğusu yine hareketlendi
Rusya-Ukrayna arasında 2022 yılından beri süregelen savaş, getirdiği küresel ölçekli krizler ve özellikle de Avrupa bazında oluşturduğu güvenlik riskiyle dengeleri sarsmış, enerji, gıda, ticaret, ekonomi, savunma, diplomasi, güvenlik ve askeri anlamda köklü bir dönüşüm sürecine zemin hazırlamıştır.
Donald Trump’ın yüksek vaatlerle ABD başkanlığını devralmasıyla beraber tüm dikkatler Rusya-Ukrayna “savaşının nereye evrileceği” sorusu üzerinde toplanırken beklentiler boşa düşmüştür. Önce Ukrayna’ya desteği kesen Trump, Rusya ile yakınlaşma çabası göstermiş iki devlet başkanının görüşmesinden sonra tarafların yaptığı farklı açıklamalar ABD’nin bu hususta mesafe kat edemediğini açık etmiştir. Trump iktidarıyla beraber ABD-AB ilişkilerinde krizin ve güvensizliğin giderek derinleşmeye başlaması Avrupa’nın özellikle de savunma alanında daha bağımsız bir yapıya olan arzusunu körüklemiştir. Bu anlamda Avrupa ülkeleri hem yeni bir güvenlik mimarisi oluşturma hem de kendi savunma kabiliyetini geliştirme konusundaki politikalarına hız vermiştir.
Rusya-Ukrayna savaşında Avrupa açısından en önemli eşik Baltık sınırı ve Polonya olarak öne çıkmaktadır.
Geride bıraktığımız aylarda Avrupa ülkelerinde ek savunma tedbirler geliştirilirken, 800 milyar euroluk savunma bütçesi kabul edilmiş, bazı ülkeler zorunlu askerlik sistemini ve kadınların askere alınmasını tekrar gündemine almış, “Baltık Savunma Hattı” ve “Doğu Kalkanı” projesi üzerinde çalışmalar hız kazanmıştır. Rusya’ya ait SİHA/İHA’ların geçtiğimiz hafta içerisinde Polonya hava sahasını ihlal etmesi sonrasında ise bölgedeki hareketlilik artmıştır. Hollanda ve Çek Cumhuriyeti Polonya’ya hava savunma sistemleri göndereceklerini açıklarken, Litvanya’ya ise Almanya’dan bir tugay sevk edileceği açıklanmıştır. Bununla beraber Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron üç Rafale savaş uçağının Polonya hava sahasının korunmasına destek için gönderileceğini bildirmiştir. Trump’ın, konuya ilişkin ilk açıklamasında ihlallerin hata olabileceğini belirtmesi Avrupalı ülkeler arasında tedirginliğe sebep olmuştur. Polonya'nın talebi üzerine toplanan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) ABD tarafından yapılan açıklamada “NATO topraklarının her santimetrekaresi savunulacaktır. Kasıtlı olsun veya olmasın, ABD'nin müttefikinin hava sahasının ihlali, bu çatışmaya son vermek için ABD'nin gösterdiği iyi niyetli çabalara büyük saygısızlığa işaret ediyor” ifadelerine yer verilmiştir.
Yaşanan gelişmeler, AB-ABD-NATO ilişkileri çerçevesinde ele alındığında; Rusya ile makul zemin yakalayamayan ABD, bir yandan Polonya’ya olası bir saldırının NATO’nun tamamına yapılmış sayılacağı mesajını Rusya’ya verirken diyalogla yapamadığını caydırıcılık yoluyla yapmayı denemekte diğer yandan da Avrupa’da varlığı sorgulanmaya başlanan NATO’yu yeniden birlik havasına sokarak kendi açısından Avrupa’da kaybolan imajını da kurtarmaya çalışmaktadır.