Şeker pancarı fiyatı psikolojik eşiği aşamadı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Şeker pancarı fiyatı psikolojik eşiği aşamadı

Şeker pancarı sadece sofra şekeri değil; küspeyle hayvancılığa yem, melasla alkol/maya ve biyoyakıt üretimine girdi sağlar. Münavebede toprağı dinlendirir, ardından gelen üründe verimi yükseltir; 1 dekarın yıllık oksijen üretimi 6 kişinin tüketimine denktir. Kısacası şeker pancarı; gıda güvenliği, kırsal istihdam ve sanayi için “çekirdek” bir kaldıraçtır.

Ülkemizde şeker, 33 fabrikada üretilir: 15’i kamu (Türkşeker), 18’i kooperatif/özel. Bu omurga, tarladaki emeği piyasaya ve tüketiciye kesintisiz aktarabilmenin teminatıdır.

ÇİFTÇİNİN BEKLENTİSİ NEDEN KARŞILANAMADI?

Tarladaki gerçeklik şu: Son iki sezonda girdi kalemleri birlikte ve hızlı arttı; toplam maliyetin yarısı bir tek enerji değil, diğer girdilerle birlikte oluşuyor. Bu nedenle, sahada asgari 3.000 TL/ton; gönülde 3.500-4.000 TL/ton bandı dillendiriliyordu. Açıklanan 2.975 TL/ton (16 polar) bu psikolojik eşiği aşmadı. Polar primi önemli ama teslim zamanı/şeker oranı her üretici için aynı avantajı yaratmıyor.

Bazı ürünlerin 2025 yılı açıklanan fiyatlarıyla karşılaştırıldığında: Ortalama alım fiyatı 2024’e göre Buğday, yüzde 45,9. Arpa, yüzde 51,7. Mısır, yüzde 22,8. Yaş çay, yüzde 33,9. Fındık (Levant), yüzde 50. Fındık (Giresun), yüzde 50,5 artış oranları yaşanırken; Şeker pancarı (16 polar, kota primi dâhil): Yüzde 25,3. (2024: 2.375 TL/ton 2025: 2.975 TL/ton, her +1 polar = 178,75 TL/ton.)

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) haber bülteninde; geçen yılın Eylül ayına göre son bir yılda: ÜRE gübresinin fiyatı yüzde 75,3. DAP gübresi yüzde 51,3. 20.20 kompoze gübresi yüzde 48,6, amonyum nitrat gübresi yüzde 39,6 ve amonyum sülfat gübresi yüzde 31,6 oranında arttığı belirtilmiş.

Yine aynı bültende; Eylül ayında mazot fiyatı aylık olarak yüzde 4,4 oranında artarken yıllık yüzde 31,3 oranında arttığı ve elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 12,8 oranında artarken tarım ilacı fiyatları yüzde 14,9 oranında artış olduğu bültende yer aldı.

Bu tablolara baktığımızda kâğıt üzerinde pancar artışı çift haneli ve hatırı sayılır; ancak mazot, gübre, tohum, ilaç, elektrik başta olmak üzere girdi enflasyonu, pancarı tahıllara göre daha düşük net kâr bandına itiyor. Bu yüzden üretici “piyasa fiyatı” açıklanmış olsa bile mutlu değil.

Son dönemde İbrahim Yumaklı’nın sözleşmeli üretim disiplini ve izlenebilirlikte atılan adımları kıymetlidir; bu ivme, maliyet-endeksli fiyatlama ve piyasa şeffaflığı ile tamamlanırsa pancarda hem üretici hem sanayi kazanır. 

Kazanan, alan-satan değil; üretici ve şeker sanayisi birlikte olmalı. 2025’te açıklanan fiyat, piyasayı yakalasa da girdi maliyetleri nedeniyle üreticinin gönlü 3.500-4.000 TL bandını işaret ediyor. İklim baskısı artarken maliyet-endeksli fiyat, sıkı denetim ve bölgesel rasyonalizasyon sağlanırsa, pancar Türkiye’nin stratejik gücü olmaya devam eder.

ENFLASYONUN KALBİ TARLADA ATIYOR

Ekonomide “ortodoks–heterodoks” tartışmalarıyla yıllar tükettik; “enflasyon sebep-faiz sonuç” ya da tam tersi sloganları ezberledik. Fakat bilimsel tavsiyeleri görmezden gelmenin asıl faturasını pazarda, manavda, fırında ödedik. Çünkü enflasyon dediğiniz şey, nihayetinde tarlada başlar: Mazotta, gübrede, tohumda, elektrikte; sulama kanalında, soğuk zincirde, taşımada… Para politikası tek başına ateşi düşürmeye çalışırken, tarımsal arz tarafı ihmalkâr kalırsa, tenceredeki buhar yeniden kapağı kaldırır.

Sonuç net: Enflasyonu tartışırken “faiz kaç olmalı?” sorusuna eşlik eden ikinci soru “tarlanın maliyeti nasıl düşecek, arz nasıl istikrar kazanacak?” olmalıydı.

Bir de hiç unutmadığımız “gözlerdeki ışıltı” vardı. O ışıltı tarlada yanmalıydı. Artık sloganlarla değil, ölçülebilir politika setiyle konuşalım. Enflasyon hedefiyle tarımsal arz güvenliği aynı masada ele alınmalı; biri olmadan diğeri tutmuyor, tutmaz.

Son söz: Faiz-döviz manşetleri elbette önemlidir; ama sofradaki enflasyonu kalıcı olarak düşüren, tarladaki bilim ve disiplindir. Bilimsel tavsiyeleri ertelemek, her defasında market rafında bize geri döner. O yüzden artık “gözlerdeki ışıltı”yı kürsülerde değil, çiftçinin gözünde görmek istiyorsak; tarımı enflasyonla mücadelenin birinci cephesi ilan edip, gereken adımları bugünden atmalıyız.

Pancar sökümü biter, emek kalır; doğru fiyat ve şeffaf piyasa ile bu emeğin tadı, ülkemizin yarınını tatlandırmaya devam etsin.

Kalın sağlıcakla…

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...