İsrail vahşeti devam ediyor
İsrail ve Hamas arasında ateşkese varılmasıyla beraber soykırımın son bulması, esrilerin takası ve Gazze’nin yeninden ayağa kaldırılarak barış ikliminin oluşması adına umut kapısı aralanmış olsa da ABD ve İsrail’in geçmişteki sicili özellikle de İsrail tarafının önceki ateşkeslerdeki tavrı göz önünde bulundurulduğunda süreç ile ilgili tereddütler de oluşmuştur.
Nitekim imzalanan ateşkes anlaşmasının ardından İsrail 47 kez ateşkesi ihlal etmiş, saldırılarını sürdürmüştür. Görünen tabloda terör devletinin bundan vazgeçmeyeceği ateşkes maskesi altında karanlık emellerle savaş ve soykırım aşamasına geri döneceği görülebilmektedir. Sürekli olarak Hamas’ın silah bırakması konusunda dayatmada bulunanların, bölgeyi tek taraflı olarak silahsız hale getirerek kendilerini savunma imkânı kalmayan masumları canlı hedef yaparak, geniş kapsamlı bir soykırıma girişme arzusunda oldukları kuşkusuz bir gerçekliktir.
İsrail bir an evvel durdurulması ve ateşkes koşullarına uygun hareket etmesi gerekmektedir. Bu bağlamda Uluslararası Görev Gücü’nün en kısa sürede bölgedeki güvenliği tesis etmesi zorunluluktur.
Söz konusu görev gücüyle ilgili olarak Netanyahu, Türkiye’nin Gazze’de askerî bir rol üstlenmesini “kırmızıçizgi” olarak tanımlamış, yaptığı açıklama, korkusunun bir tezahürü olmuştur. Zira Netanyahu, Türkiye’nin bölgede görev almasıyla beraber İsrail’in saldırgan ve vahşet dolu eylemlerde bulunamayacağını, bölgedeki karanlık emellerine ulaşamayacağını, saldırganlıktan vazgeçmek durumunda kalacağını iyi bilmektedir. Kendince uydurduğu egemenlik sahası ve kontrol mekanizmalarını koruyarak İsrail’in bölgedeki yönetişim ve askerî müdahale bağımsızlığı kalmayacağını anlamış olması, kendisini paranoyak bir hale getirmektedir.
Özetle; Netanyahu’nun Türkiye’nin Gazze’de askerî ya da güvenlik boyutlu bir varlık göstermesine karşı çıkmasının ana nedeni, İsrail’in “şartlandırılmış barış süreci” çerçevesinde kontrolü elinde tutma arzusu ve Türkiye’nin bölgedeki artan nüfuzundan duyduğu stratejik tedirginliktir.
Ateşkesin tek taraflı dayatmalarla yürütülemeyeceği, açık ve aşikâr olduğu gibi türlü dayatmalarla sadece Hamas’ın silah bırakmaya zorlanması da sürecin samimiyetsiz ilerletilmeye çalışıldığını, arkasında ise farklı emellerin olduğunu açık etmektedir. İki devletli bir yapının oluşturulması, konunun tek çözüm yoludur. Bu gerçekleştikten sonra Hamas elbette müspet adımlar atacaktır.
İsrail’in karanlık sicili, bölgedeki saldırgan ve şımarık tavrı ateşkes sürecini tehlikeye atmaktadır. İsrail ateşle oynamaktan vazgeçmeli, ateşkes koşullarına bağlı kalmalı ve bu bağlamda ABD de üzerine düşeni yapmalıdır.