COP30: Dünyanın akciğerlerinde insanlığın gelecek sınavı

YAYINLAMA:
COP30: Dünyanın akciğerlerinde insanlığın gelecek sınavı

Paris Anlaşması’nın onuncu yılında gözler Amazon’da: İnsanlık, küresel ısınmayı sınırlama sözünü tutup tutamayacağını Belém’de gösterecek.

 

Dünya, iklim değişikliğiyle mücadelede tarihi bir dönemece hazırlanıyor. Kasım 2025’te gözler Amazon ormanlarına çevrilecek. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) 30. Taraflar Konferansı (COP30), 10–21 Kasım 2025 tarihleri arasında Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenecek.

Yaklaşık 200 ülke, Paris Anlaşması’nın onuncu yılı vesilesiyle, küresel sıcaklık artışını 1,5 °C’de sınırlama taahhüdünü yeniden değerlendirecek.

COP nedir ve neden önemlidir?

COP, İngilizce Conference of the Parties ifadesinin kısaltmasıdır; Türkçesiyle Taraflar Konferansı.
1992’de kabul edilen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf ülkeler her yıl bir araya gelip küresel ısınmayı nasıl yavaşlatabileceklerini tartışır.
Bu toplantılar:
• Küresel iklim politikalarını belirler,
• Paris Anlaşması’nın uygulanmasını izler,
• Ülkeler arası iş birliği ve finansmanı teşvik eder,
• 1,5 °C hedefine ulaşmak için acil eylemleri hızlandırır.

COP30, tüm bu işlevlerin sınanacağı kritik bir zirve olacak.

Paris’ten Amazon’a: On Yılın Hesap Zamanı

2015’te Paris’te kabul edilen anlaşma, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 1,5 °C ile sınırlamayı hedefliyordu. Aradan geçen on yılda yenilenebilir enerji büyüse de emisyonlar azalmadı.


BM’nin son Şeffaflık Raporu (BTR) ve Ulusal Katkı Beyanları Raporu (NDC) ülkelerin ilerleme kaydettiğini, fakat bugünkü planların 2035’e kadar sadece %10 emisyon düşüşü getireceğini gösteriyor.
Bu, hedefin oldukça uzağında olduğumuzu gösteriyor.

BM Genel Sekreteri António Guterres durumu şöyle özetliyor:

“Paris Anlaşması çalışıyor ama çok yavaş. Artık müzakere değil, uygulama zamanı.”

Belém: Amazon’un Kalbinde Küresel Bir Sınav

Belém, Amazon yağmur ormanlarının giriş kapısı, dünyanın oksijen deposu.
Dünyadaki oksijenin yaklaşık %20’si bu ormanlarda üretiliyor; atmosferdeki karbondioksit burada yutuluyor. Amazon, tatlı suyun beşte birini barındırıyor ve milyarlarca ton karbonu emiyor. Ancak art an ormansızlaşma, madencilik ve yasa dışı ağaç kesimi bölgeyi tehdit ediyor.

COP30’un “Doğayla Uyumlu Bir Gelecek” teması, tam da bu nedenle seçildi. Ev sahibi Brezilya, Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva liderliğinde Amazon’u koruma, yerli halkların haklarını güvenceye alma ve adil enerji geçişini başlatma hedefinde.

COP30’un Gündemi: Uygulama ve Sorumluluk Dönemi

1. Azaltım (Sera Gazlarını Düşürme Planları)

Ülkeler yeni ulusal katkı beyanlarını (NDC 3.0) sunacak.
Amaç, 2030’a kadar küresel salımları yarıya indirmek.
Fosil yakıtlardan (kömür, petrol, doğalgaz) kademeli çıkış ve metan azaltım planları gündemde.

2. Uyum (Adaptation)

Kuraklık, sel ve yangın gibi etkilere karşı dayanıklı şehirler kurmak; tarım, su ve gıda alanlarında yeni uyum fonları oluşturmak amaçlanıyor. Zengin ülkelerden “uyum fonları” ile kırılgan ülkelere daha fazla destek bekleniyor.

3. Finansman

Geçen yıl Azerbaycan’daki COP29’da gelişmiş ülkeler, 2035’e kadar her yıl 300 milyar dolar fon sözü vermişti. Bu paranın nereden bulunacağı ve nasıl dağıtılacağı COP30’un en kritik başlığı.
Donör tabanı Çin ve Körfez ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilecek; Dünya Bankası ve kalkınma bankaları daha aktif rol üstlenecek.

4. Kayıp ve Zarar (Loss and Damage)

COP27’de (Mısır/ Şarm El-Şeyh) kabul edilen, iklim afetlerinden ağır etkilenen ülkelere tazminat sağlayacak fonun nasıl işleyeceği bu zirvede netleşecek.Fonun büyüklüğü ve erişim kuralları belirlenecek.

Enerji ve Dönüşüm Gündemi

COP30’un kalbinde enerji politikaları var. Amaç, kömür ve petrol bağımlılığından çıkarken enerjiye erişimi güvence altına almak.
Yenilenebilir enerji yatırımlarını üç katına çıkarmak, karbon fiyatlandırma sistemlerini yaygınlaştırmak ve adil bir geçiş mekanizması oluşturmak zirvenin öncelikleri arasında.
Türkiye açısından da önemli çünkü İklim Kanunu’yla birlikte ulusal Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) kurulacak ve Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKDM) ile uyumlu hale gelecek.

Sağlık, Adalet ve Sosyal Dönüşüm

Bu yıl ilk kez COP gündeminde doğrudan “sağlık” da yer alıyor. Aşırı sıcaklar, hava kirliliği, su kaynaklı hastalıklar ve gıda krizleri artık tıp dünyasının da konusu.
Amaç, iklimle mücadeleyi sadece çevre politikalarının değil, halk sağlığı politikalarının da ayrılmaz bir parçası haline getirmek. Çünkü artan sıcaklıklar, hava kirliliği, kuraklık ve gıda krizleri artık yalnızca çevreyi değil, insan sağlığını da doğrudan tehdit ediyor. Bu nedenle COP30, iklimle mücadelenin aynı zamanda bir yaşam mücadelesi olduğunu dünyaya yeniden hatırlatacak.

Kadınlar, yerli halklar ve kırılgan topluluklar için “iklim adaleti” başı da genişletilecek.

Türkiye’nin Pozisyonu ve Atılan Adımlar

Türkiye son yıllarda iklim değişikliğiyle mücadelede hem yasal hem de stratejik alanda önemli ilerlemeler kaydetti.
2021’de Paris Anlaşması’nı onaylayarak 2053 yılı için “net sıfır emisyon” hedefini ilan etti. 2025’te yürürlüğe giren İklim Kanunu ise bu hedefi hukuki çerçeveye taşıdı. Kanun, sera gazı emisyonlarının izlenmesi, karbon piyasalarının kurulması, temiz enerjiye geçişin ve yeşil yatırımların teşvik edilmesini zorunlu hale getirdi.

Türkiye, bu doğrultuda üç temel stratejik belgeyi de eş zamanlı yürürlüğe koydu:

  • Uzun Dönemli İklim Stratejisi (2053 Net Sıfır Vizyonu),
  • İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (2024–2030),
  • İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (2024–2030).

Bu belgeler, enerji, sanayi, ulaştırma, tarım ve atık sektörlerinde emisyonların azaltılmasını, iklime dayanıklı kentler kurulmasını ve sürdürülebilir kalkınmanın ana politika haline gelmesini öngörüyor.

Ayrıca Türkiye, uluslararası raporlama sistemine uyumda da önemli bir başarıya imza attı.
Birinci İki Yıllık Şeffaflık Raporu (First Biennial Transparency Report – BTR), Birleşmiş Milletler İklim Sekretaryası tarafından örnek uygulama olarak gösterilerek ödüle layık görüldü.
Bu, Türkiye’nin raporlama ve izleme sistemlerinin uluslararası standartlarla uyumlu şekilde çalıştığını kanıtladı.

Tüm bu çalışmalar, Türkiye’nin hem Avrupa Yeşil Mutabakatı ile hem de küresel karbon piyasalarıyla entegrasyonunu hızlandırıyor.
COP30’da Türkiye’nin, 2035 yılına kadar emisyon azaltımı ve yeşil dönüşüm hedeflerini güçlendiren güncellenmiş Ulusal Katkı Beyanı (NDC)’nı açıklaması bekleniyor.

COP30’dan Beklenen Sonuçlar

  1. Paris hedeflerinin güncellenmiş uygulama planı.
  2. 300 milyar dolarlık fonun işleyiş ilkeleri.
  3. Tropikal Ormanları Koruma Fonu’nun (TFFF) hayata geçirilmesi.
  4. Yeni karbon piyasası kurallarının (Paris 6. madde) netleşmesi.
  5. Adil enerji geçişi ve fosil yakıttan çıkış yol haritası.

Amazon İçin Son Fırsat mı?

Amazonlar’daki ormansızlaşma son on yılda %25 arttı.
Bilim insanları, bu gidiş devam ederse ormanların karbon yutağı olmaktan çıkıp karbon kaynağına dönüşeceğini belirtiyor. COP30, “yarım önlem” değil, gerçek eylem çağrısı olarak görülüyor.

Son Söz

COP30, insanlığın doğayla ilişkisini yeniden tanımlayacağı bir zirve olacak. Eğer ülkeler bu kez sözlerini eyleme dönüştürürse, Paris’te verilen umut Amazon’da hayat bulacak. Aksi halde, COP30 da geçmiş zirveler gibi tarihe “kaçırılmış bir fırsat” olarak geçecek.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...