Atatürk, Persler Ve Firavunlar
Padişah Deli İbrahim namı diğer Kedili İbrahim bile atamız. İnkâr mı edeceğiz canım… Söz konusu kendi tarihimizse eğer hangisini yok sayabiliriz ki?...
***
Zaferler kazananların yanında elbette hatalar yapanlar da var.
Türk Solunun ve dahi Kemalizmin en gözde ismi merhum Ecevit bile “Vahdettin hain değildir” demişti…
***
Eh ne yapacağız şimdi? Takım tutar gibi tarihçilik mi ya da “benim atam senin atanı döver” tavrında bir çocukluk mu sergileyeceğiz?
Oysa Türk Tarihi bir kemalât ve tekâmül seyridir…
İbret almak için bakarsın, incelersin, geçmişte yapılan hataları yapmaz, yapılan güzel işleri de geliştirerek çağa uygun adımlar atarsın… Hepsi bu.
Tarih ilmi de bu bilinçle fayda sağlar… “Ulvi olan da ancak budur, maadası zaaftır”.
300 SPARTALI
Filmi hatırlayanlar olacaktır. 300 Spartalı… İki bin altı yılında vizyona girmiş, gişe rekorları dahi kırmıştı. Film, M.Ö. 480 yılında yüz bin kişilik Pers Ordusunun Yunanistan’ı işgalini sadece üç gün boyunca durduran 300 Yunan-Spartalı askerin direnişini anlatıyordu.
Spartalı deyince bizim Teke Yöresi Yörükleri Ispartalılar aklınıza gelmesin sakın. Bildiğiniz Yunanistan’da geçiyor savaş.
Konumuza dönelim… Filmde Yunanlılar erdemli ve büyük kahramanlar olarak betimlenirken, Persler de vahşi, barbar ve medeniyetsiz olarak gösterilmişti… Gösterilmişti de işte bunu İran Devleti asla kabul etmedi! Film nerede gösteriliyorsa “atalarına sahip çıkmak” maksadıyla şikâyette bulundu.
UNESCO’dan başlayarak ne kadar uluslararası kurum varsa; gösterime giren ülkelerin kültür bakanlıklarından, film şirketlerine kadar hepsine resmi tepki gösterdi. Filmin yayından kaldırılması için elinden geleni yaptı.
Hal bu ki, İran MÜSLÜMAN bir ülkeydi. Sahip çıktıkları ataları Persler ise ateşe tapan, kafir ve müşriklerdi!!!
Ama İran tarihine sahip çıkıyordu işte…
Bu arada 300 Spartalı, Perslere sadece ve sadece üç gün mukavemet gösterebilmişti.
Oysa Osman Paşa Plevne’yi imkânsızlık ve yoklukla 145 gün; Fahrettin Paşa ise Kutsal topraklarımızı açlık ve cephanesiz 2 yıl 7 ay savunmuştu! Bırakın dünyayı Türkiye çapında dahi filmleri yapılmadı…
MISIR’IN FİRAVUNLARI
Atalarına sahip çıkan bir başka büyük büyük Müslüman Ülke de Mısır… Takip etmişsinizdir, 2021 yılının nisan ayıydı…
Mısır’lı dindaşlarımız “kendilerini haşa Allah ilan eden atalarının yani firavunların” mumyalarını yeni inşa ettikleri müzeye taşımışlardı.
Ama ne taşıma… “Altın Yolculuk” adını verdikleri bu nakil töreninde yüzlerce insan döneme ait kıyafetler giyerek, firavun çağlarını andıran bir görkemle bu taşıma işini gerçekleştirdi. Son derece şaşaalı olan bu kortejde bir yanda çok sesli şirk şarkıları söyleniyor, diğer yandan da Möselman Mısırlılar devlet töreniyle yürüyorlardı… Çünkü atalarına saygılıydılar!
Taşıma ayinini 400 den fazla kanal naklen yayınlamış, törende 18 kral ve 4 kraliçe de hazır bulunmuştu. Törenin son noktasında ise Mısır Devlet Başkanı Sisi korteji selam durarak karşılamıştı!
Geçmişine, haşa “ben Allahım” diyen kafir atalarına böyle kıymet veriyordu işte Müslüman Mısırlılar…
***
Örnekleri arttırabiliriz, fakat gerek yok! Ne kadar anlayacaklar!
Atatürk ve Türk Düşmanlığının siyasal İslamcısı, solcusu, aptalı yok! Hepsi aynı tarafta…
Hele bunların içinde İzmir’li olup yakinen bildiğimiz, affedersiniz daha dün, gece kulüplerinde sazendelik yapan, şimdi cüppe giyip hoca maskesi takanlar da var!
***
Atatürk düşmanı olup, İslamcıyım diyenlere Rahmetli Cevat Akşit Hoca çok güzel cevap vermişti ama kim anlayacak?
***
Üstadımız Yıldıray Çiçek Beyefendi yazınca kafalarına topuz indi. İki kanattan da ciyaklayanlar ve feryat edenler oldu.
Meseleye bütüncül bakamıyorlar… Hep parçada, hep bir çıkmaz sokakta tıkılıp kalıyorlar.
***
İster milli birlik diyelim, ister ulusal birlik… Bizi bir arada tutan, birleştiren değerlere niye saldırıyoruz ki?
Alper Tunga da atamızdır Attila da… Yıldırım da Timur da… Yavuz da Şah İsmail de… Yunus da Hacı Bektaş da… Dede Korkut da Ahmed Yesevi de… Atatürk de Abdulhamid de… Hepsi ama hepsi…