İlkeli olmak, insanın düşünce ve davranışlarının belli kurallara uygun biçimde olması ve bu kuralların dışına çıkmamaya özen göstermesidir.

İlkeli olmak denince akla genellikle doğruluk, dürüstlük, tutarlılık açıklık, çalışkanlık gibi olumlu değerlere sahip olmak düşüncesi gelir.

Eğer düşünce ve davranışlar örtüşmüyor ya da sık sık değişiyorsa burada ilkesizlik var demektir.

İlkeli olmak, yalnızca bireye özgü bir kavram değildir. Bu kavram, kurumlar için, sivil toplum kuruluşları için; siyasal partiler, dernekler, sendikalar, vakıflar, dernekler için de geçerlidir.

Günümüzde çağdaş yaşam; ilkeli, örgütlü bir yaşam biçimidir. Bireyler, kurum ve kuruluşlar, etik değerler ışığında ne denli ilkeli, sorumluluk duygusu içinde hareket ederlerse, toplum da o denli kendine güvenli, onurlu bir yaşam biçimini yakalar.

Bugün Türkiye özellikle siyasi alanda ne yazık ki “ilkesizlikler” cehennemi durumuna geldi.

Dün söylediklerini bugün inkâr edenler…

Yalana dolana sarılmayı normal kabul edenler…

Her şeyi halkın önünde yapmalarına karşın, onların yanlış anladıklarını ve gördüklerini iddia edip, halkla dalga geçenler…

Daha neler neler..!

Neden ilkeli olmayı yazma gereği duyduk?

Çünkü önceki gün İP Genel Başkanı Meral Akşener’in, partisinin Afyonkarahisar'daki 'büyük buluşma’ adını verdiği toplantısında yapmış olduğu konuşmasının içeriğinin ilkesizliklerle dolu olduğunu gördük.

Şimdi konuşmasındaki tutarsızlıklara ve ilkesizliklere birkaç örnek verelim.

Meral Akşener: “Önce şahsım, önce ben diyenlerle uğraştık...”

Soruyorum: O hâlde “Önce ülkem ve milletim….” diyen bir siyasi partiden neden koptunuz?

Meral Akşener: “Koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. Kendilerine kariyer kovalayacaklar için harcayacak mesaimiz de yok.”

Soruyorum: O hâlde son üç ay öncesine kadar 6+1’li “yuvarlak” masada yıllarca koltuk ve kariyer dışında ülke hayrına neler konuştunuz?

Aynı konuşmasında yine Meral Akşener: “Ne yaptıysam seçimleri kazanmak için yaptım. Ne yaptıysam umut yaşasın diye yaptım.”

Soruyorum: Sayın Akşener, bu ifadeleriniz yine yaparım anlamı taşımıyor mu?

Sayın Akşener, sonra diyorsunuz ki…! Olup bitenlerden dolayı “Yüce Türk milletinden bu nedenle özür diliyorum.” 

Diyelim ki..! Tamam, yaptıklarınızdan pişman oldunuz. İnsan beşer ve şaşar.

Ama sonra diyorsunuz ki...! Ne yaptıysam arkasındayım.

Sayın Akşener...!

Pişman mısınız? Değil misiniz?

Yaptıklarınız ve söylediklerinizin arkasında mısınız? Değil misiniz?

Türk toplumundan özür diliyor musunuz? Dilemiyor musunuz?

Daha önce sık sık siyasi parti değiştirip, içinde bulunduğunuz siyasi partilerde yaptığınız dönüş ve davranışları da dikkate aldığımızda size nasıl güvenelim?

Vesselam…

Siyasette en zor olan şey ilkeli davranabilmek. İlkeniz yoksa işiniz hâliyle kolaylaşıyor. Birbirine benzemezlerle oturur, ülkenin bekası üzerinde pazarlıklar yapabilirsiniz. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi en hamasi, en milliyetçi nutuklar atabilirsiniz. Atış serbest!

Artık bugün daha iyi biliyor ve görüyoruz ki, siyasette ilkeli olan kazanacak…

Artık daha da iyi biliyor ve görüyoruz ki, siyasette çıkar için her şeyi yapan Makyavelistler ve dönme dolap gibi dönenler kaybedecektir.