3.haftanın sonunda hakem hatalarının azaldığını görüyoruz. Önceki yazılarımda üstüne basa basa belirttiğim gibi, beklentimiz de böyleydi. Bu haftakia pozisyonları gözümüzün önünden geçirdiğimizde, özellikle 4 büyüklerin maçlarında neticeye tesir eden hata olmadığını söyleyebiliriz. Diğer maçlarda ise Kayseri’nin verilmeyen penaltısı hatırlanıyor. Atamalar düzgün ve adaletli bir şekilde yapılırsa, hakem hatalarının kendiliğinden azalacağı tezimin sonuna kadar arkasındayım. MHK süreci şimdilik iyi götürüyor. Yöneticisine güvenerek maça çıkan hakem, hata yapsa bile sahada sallanmaz.

YORUMCULAR FORMSUZ

Kendini güncellemeyen, 30 sene önce bıraktığı hakemlik bilgileriyle hala kamuoyunu yanlış yönlendiren yorumcuları burada sık sık dile getiriyoruz. Ama bu hafta yayıncı kuruluş yorumcuları da önemli bir hata yaptı. Antalyaspor-Trabzonspor maçında Bartra, Uğurcan’ın kontrol edemediği topu, yatıp kafayla vurarak kalecisine kazandırdı. Oyun kurallarının hiçbir yerinde yere kaç santim mesafeden kafayla vurulacağı konusunda bir kısıtlama yok. Zaten oyun kurallarının hedefi, takımların ve futbolcuların haksız avantaj elde etmelerini engellemek. Kaleciye pas kuralının ana hedefi de vakit geçirilmesine engel olmak. Burada Bartra’nın hedefinde vakit geçirmek yok. Topa kafayla vurmak için hile asla yapmıyor. Kalecisinin hakim olamadığı topa, can havliyle yatarak kafa vuruyor. Yorumcu arkadaşların örnek verdiği Sivasspor-Fenerbahçe maçındaki pozisyonda ise, Samuel önce topu ayakla yumuşatıyor, sonra yere yatıp topu kafayla kalecisine kazandırıyor.

Açıkça kuralın boşluğundan yararlanmak için hileye başvuruyor. İki pozisyon arasında dağlar kadar fark var. Keşke yorumcular geçen sene Şampiyonlar liginde oynanan Atletico Madrid-Manchester United son 16 eleme maçındaki pozisyonu ve bu pozisyon hakkında UEFA’nın yorumunu hatırlayabilselerdi. O zaman haksız yere Volkan Bayarslan’ı eleştirmezlerdi. Programda söylendiği gibi, bu kural aday hakem kurslarında öğretilir. Kurstan yeni çıkan hakemlerin hileli hareketi ve oyun kurallarının ruhunu yorumlayamaması mazur görülür. Ama yıllarca üst düzey hakemlik yapıp da yayıncı kuruluşta yorum yapanların ise, hata lüksü yoktur. Sevgili Lale Orta’nın yorumu, diğer ikisine göre biraz farklıydı.

Ancak üzerlerinde büyük emeğim olan ve yıllarca ikisine de mesai verdiğim, katkı sağladığım, diğer iki yorumcunun yanıltıcı ve üstelik hakemi küçük düşürmeye yönelik cümleleri, Trio programının seviyesine yakışmadı. Bence bundan sonra derslerine daha iyi çalışmalılar. Çünkü önümüzdeki haftadan itibaren, salı günleri Hugh Dallas-Murat Ilgaz ikilisinin resmi yorumları doğruları herkese öğretecek.