MHP Lideri Devlet Bahçeli, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala konusunda dün neyi söylüyorsa bugün de aynı şeyleri söylüyor. Zamana, atmosfere göre asla değişmiyor. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen MHP Grup toplantısında ihanete kucak açan CHP için “CHP yönetimine diyorum ki; Selahattin Demirtaş teröristtir, HEDEP bölücüdür, siyasetteki nifak tohumu ve ayrık otudur. Osman Kavala Soros’çudur, casustur, suçludur ve cezasını çekecektir.” şeklinde seslenmişti.

Osman Kavala da bu sözlere yönelik maskesini takarak “MHP Genel Başkanı, benim 'Sorosçu ve casus' olduğumu söylemiş. George Soros’la Açık Toplum Vakfı’nın diğer yönetim kurulu üyelerininkinden farklı bir ilişkim olmadığını daha önce çeşitli vesilelerle anlatmıştım. Casusluk suçlamasının ilk Gezi davasının beraatla sonuçlanmasının ardından beni hapiste tutmak için yaratılmış olduğu biliniyor. Alenen yasalarımıza aykırı bir şekilde kurgulanmış olan bu çirkin suçlama çürütüldü ve düşürüldü. Hukuksuzlukla malul iddiaların siyaseten kullanılması, en başta demokrasi kültürümüze zarar verir. Bunlar, yargıda düşman hukuku uygulamalarını meşrulaştıran, düşman algısını besleyen söylemlerdir." cevabını vermiş.

Osman Kavala, zaten Türkiye adına hayırlı bir vatan evladı olsa idi ona ABD, AB, FETÖ, PKK, CHP, HDP ve uzantıları sahip çıkar mıydı? Sahip çıkanlara baktığımızda onun kimin hesabına çalıştığı anlaşılmıyor mu?

Bir soru da şu olmalıdır. Osman Kavala, niçin hep etnik fitne yaratma ve bunu etnik ayrıştırmaya dönüştürme peşindedir? Bu sorunun cevabında Osman Kavala’nın bir casus olduğunun delilidir.

Osman Kavala, her daim Türk milletini bölüp parçalamaya çalışan unsurlara omuz vermiştir. Bir gün olsun vatansever bir oluşuma destek verirken onu gören olmamıştır.

Onu, bir bakmışsınız 2014 yılında Brüksel’de “Kürt sorunu” konulu konferans düzenlerken görüyorduk. Osman Kavala orada da karşımıza bu konferansın moderatörü olarak çıkıyordu. Diğer moderatör de ABD ve İsrail’in Orta Doğu politikasına uygun bir şekilde sözde Kürt devletinin kurulmasının mücadelesini veren, PKK’ya çok yakınlığı olan ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey strateji uzmanlarından Prof. Dr. Michael Gunter idi. Terörist Selahattin Demirtaş oradaydı, teröristbaşı PYD Başkanı Salih Müslim oradaydı. Adeta bölücülerin, Kürtçülerin, PKK’lıların kurultayı gibiydi o konferans… O toplantı da teröristbaşı Öcalan’ın gönderdiği mesajda okunmuştu.

         Sonra bir bakmışsınız onu, Rusya'nın başkenti Moskova’da 2017’nin 15 Şubat’ında yapılan 'Birleşik Kürt Konferansı' düzenlerken görüyorduk. O toplantının katılımcıları da PYD Eş başkanı Asya Abdullah, terörist Demirtaş, Osman Baydemir, teröristbaşı Öcalan’ın yeğeni Dilek Öcalan ve CIA’in sesi Michael Rubin idi. Katılımcılar sözde Kürdistan’ın kurulmasını isteyerek dağılmıştı. 15 Şubat tarihinin teröristbaşı Öcalan’ın yakalanma tarihi olması da ayrıca manidardı.

Sırf bu iki bölücünün toplantıdaki rolü bile Osman Kavala’nın bir casus olduğunu göstermiyor mu? Osman Kavala’ya bu misyonundan dolayı PKK'lı desek eksik bir tarif olmaz. Aksine eksikliği tamamlamış oluruz.

Osman Kavala’nın, “Temas ve Diyalog Grubu” üyeliğine kabulünde direkt teröristbaşı Öcalan tarafından ismi belirlenen bir kişi olması ve teröristbaşı Öcalan’a selam gönderip karşılığını ondan” Kavala’ya sevgilerimi iletin” şeklinde alan açması da onun PKK ilişkisini tam anlamak için listeye ekleyebilirsiniz. PKK’nın IMC isimli televizyonuna katılıp orada PKK propagandası yapmasını da unutmayın derim.

Tüm bunlara bakıp Osman Kavala vatansever mi diyelim? Osman Kavala Türkiye’nin hayrına olacak hiçbir oluşumun yanında olmamıştır. Soros’çu olması ve ona “Kızıl Soros” denmesi de kendisinin bugüne yaşattığı misyona uygun bir sıfatlama halidir.

"Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış Osman Kavala, “Casusluk suçlaması Gezi davasında çürüdü” diyor. Ecnebi başkentlerde PKK, YPG, PYD temsilcileriyle yaptığın toplantıların adına ne diyelim?

Belki de kendini “Casusluk gizli çalışmaları ifade eder. Ben açıktan PKK ve uzantılarına hizmet ediyorum. ABD ve AB açıktan arkamda” diye savunuyorsun. Haklı olabilirsin bu da bir bakış açısı…

Osman Kavala’ya kim sahip çıkıyorsa bilin ki, tamamı Türkiye üzerinde kirli hesabı olanlardır. Osman Kavala da bugüne kadar kirli hesabı olan herkese yardımsever olmuştur. Osman Kavala’ya sahip çıkanlara bakarak kimin dost, kimin düşman olduğu anlaşılabilir.

Onun avukatlığını gönüllü yapanlar size sesleniyorum! Hani derler ya: “Casusluk bir satranç oyunu gibidir: Bazen geri çekilmelisiniz, bazen kazanmak için parçalarınızdan birini feda etmelisiniz”

Etkili elemanınız Osman Kavala artık deşifre oldu ve yakalandı. Türk yargısı da ona gereken cezayı verdi. Onu artık feda edin, gizli casuslarınızla yolunuza devam edin.