Kirli amaçları için maske olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü kullandıkları…

Ama Ata'nın hiç de umurlarında olmadığının ispatıdır Y-CHP’li belediyelerde olan biten…

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan ikiyüzlülüğün delilidir…

Y-CHP’nin artık “Atatürk’ün kurduğu, altı oklu” parti olmadığının belgesidir…

“Atatürk’ün portresi yanına kendi resminin asılmasını” isteyen densizliğin fotoğrafıdır!

*

            30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97.yılında Adana’da…

            Y-CHP’li Adana B.B. Başkanı Zeydan Karalar, çelenk sunma törenine katılmıyor…

            Y-CHP’li belediyenin çelengi ortada kalıyor!

            Başkan yok, koca belediyenin başkan vekili yok, yerine genel sekreter yardımcısı ve zabıta çelenk sunmaya kalkınca…

            Yönetmelik gereği Vali izin vermiyor…

            Çelenk ortada kalıyor!

            Zeydan Efendi, 30 Ağustos’ta şehir dışına çıkacakmış da, meclis üyelerinden birine vekâlet vermişmiş de…

            Ülkücü kıyımı yapmak, HDPKK’ye kadro açmaya çalışmaktan çelenge fırsat bulamamış herhalde Karalar!

            *

Gelelim diğer “Atatürk posteri göstericisi”ne…

İstanbul İ.B.B. Başkanı Bay Müdafa vakıf ve cemaatlerin musluğunu keserken devrimci-sol derneklere para akıtıp halka zam yağdırıyor…

Servis ücretlerine yüzde 13, minibüslere yüzde 20, taksilere ise 25 zam!

Dersimli Kemal’in 12 Şubat'ta verdiği, “CHP'li belediye sınırlarında ilkokul öğrencileri servis ücreti ödemeyecek” sözü çöpte!

Bay Müdafa, Y-CHP İl Başkanı Canan’ı da, örgütü de tınlamaz olmuş…

Ve İBB’den “CHP’nin vaadi İmamoğlu’nu bağlamaz” açıklaması…

Cumhurbaşkanı’na laf yetiştirmekle meşgul:

“Bize miting alanlarından, böyle göndermeler yapmasının hiçbir anlamı yok. Ben hiç duymadım bile, önemsemiyorum bile. Arkamızda koskocaman millet iradesi var.”

“Cumhurbaşkanı da kimmiş, arkamda irade var” kibrine kapılmış…

Başka planlar peşinde Ekrem Efendi…

Elinde bir Atatürk tablosu…

Güya Batman’a düğüne gidip Diyarbakır’daki kirli işbirliğini perdeleyecek…

Hedefi, kayyum atanıp görevden alınan belediye başkanları ve HDP’liler…

Ağzındaki bakla da şu: “Kayyum atamaları gaflet ve dalalettir!”

Boş ver İstanbul’u, sel bassın varsın!

Öyle ya, “CHP’nin vaadi İmamoğlu’nu bağlamaz!”

Gerisini Dersimli Kemal Bey düşünsün!

*

Sahte Atatürkçü Dersimli Kemal neyi düşünecek ki?

            Halkın iradesiyle seçtiği vekilleri ona buna kiraya veren o…

Kürtçenin önündeki engelleri kaldırmaya kalkan o…

            Yerel yönetimlere “özerklik” isteyen o…

Bölücülere CHP’yi teslim eden o…

“Tunceli”ye “Dersim” diyen o…

HDPKK’yi “kardeş parti” ilan edip ittifak yapan o…

4 Eylül’de Kongre’nin 100.yıldönümü için Sivas’a gidecekmiş…

Atatürkçülük oynamaya bayılır!

*

Fransızların Sivas’ı işgal etme tehditlerine rağmen…

Mustafa Kemal başkanlığındaki Sivas Kongresi’nde şu karar alınmıştı:

“Millî sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.”

Ama Atatürk’ün kurduğu CHP’nin hali MHP’li Semih Yalçın Bey’in tabiri ile şöyle:

“CHP, etnik ayrılıkçılığın, bölücülüğün hamisi ve sözcüsü işlevi görmekte, uluslararası aktörlerin taşeronlarına kol kanat germektedir.”

“Y-CHP, yüz yıl önce Sivas Kongresi kararlarıyla devleti kuran kahramanların kararlılıklarına sadık değildir.”

Hâl böyle iken bu Dersimli Kemal, Sivas’a hangi mesajı vermeye gidecek?

“Ata’m, bölücülerle işbirliğindeyim, Madımak’ı yakanlarla dostum, vatanı LGBT’lilerle renklendirdim, kripto hainlerle kardeşim” mi diyecek?

Yoksa “Sivas Kongresi kararlarını delik deşik etmeye kararlıyım” mı?