Sayın Devlet Bahçeli yaptığı son açıklama ile şer cephesine unutamayacağı bir ders vermiştir.Elbette durmayacaklardır, ama bir defa daha meydanın boş olmadığını anlamışlardır.

  Yerel seçimlerden Cumhur ittifakının ezici şekilde başarıyla çıkmasına rağmen, bazı belediyelerin el değiştirmesi üzerinden başlatılan kriz, kaos ve yıkım arayışları had safhaya ulaşmış durumdadır.Cumhur ittifakı karşısında oluşturulan şer cephesi azgın bir şekilde saldırmakta, bir taraftan fitne çıkarmaya, diğer taraftan gafleti, melaneti ve ihaneti meşrulaştırmak için zemin oluşturmaya çabalamaktadır.

  Bu ağır tahrik ve saldırı Cumhur ittifakını hedef almakta, özellikle de MHP üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bunun nedeni gayet açıktır. MHP var oldukça, hiçbir hain planın işlemeyeceğini, bu ülkenin ve milletin varlığı üzerinde yapılan hesapların boşa çıkacağını çok iyi biliyorlar. Sayın Devlet Bahçeli yaptığı son açıklama ile bu şer cephesine unutamayacağı bir ders vermiştir. Elbette durmayacaklardır, ama bir defa daha meydanın boş olmadığını artık anlamışlardır. Anlamayanlara Sayın Bahçeli’nin tarihi açıklamaları üzerinden bir hatırlatma da biz yapalım:

YAKAYI ELE VERDİLER

  Türkiye’ye siyasi ve ekonomik pusu kuran iç ve dış odaklar devamlı surette istikrarsızlığa yatırım, ihanete yardım, işbirlikçiliğe de yataklık yapmaktadır. Nitekim emel ve hedefleriyle yakayı ele vermişlerdir. Siyasi çürüme, ekonomik çöküş, sosyal çözülme bekleyen, bu kapsamda ülkemizin kuyusunu kazan, milli ülkülerimizi kurutmayı amaçlayan hasis ve hain çevreler karşımızda sırayla cephe almışlardır. Zillet şımarmıştır. Oyun büyüktür, ihmal ve inkâra gelecek yanı da kalmamıştır.Türkiye’nin aleyhine kurgulanan senaryo vahşidir, kurulan tuzak vandaldır. Milli birlik ve dayanışma hissiyatımızın zaafa uğraması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün zayıflaması konusunda çok sinsi bir rekabet ve yarış maalesef sahnededir. Geziciler, Sorosçular, ekonomik tetikçiler, küresel tefeciler, teslimiyetçiler, çukurcular, bölücüler, kozmopolit zihniyetler kıpır kıpırdır. Türkiye’nin köşeye sıkışması, elinin kolunun bağlanması hususunda zulüm bekçileri devrede, işbirlikçiler devriyededir.

AYDIN KİSVELİ PROVOKATÖRLER

  Yüksek Seçim Kurulu’nun vereceği (kesin) karar uzadıkça doğal olarak spekülasyonlar çoğalmakta, karşılıklı atışma ve anlaşmazlıklar çığırından çıkmaktadır. Sözde uzmanlar, aydın kisveli provokatörler, eski siyasetçiler, yarım hukukçular, polemikten geçinen akademisyenler yalan yanlış malumatlarla süreci kirletmekte, akılları karıştırmaktadır. Türkiye’nin önündeki en öncelikli mesele İstanbul çerçevesinde sandık yolsuzluğunun tespiti ve bunun kanuni süreler içinde de telafisidir.Dünyanın en büyük Türk kentinin üzerine hile ve usulsüzlüklerin gölgesi asla düşmemeli, düşürülmemeli, buna fırsat verilmemelidir. İstanbul seçimlerinin yenilenme ihtimali karşısında tehdit dilini şiddetlendiren, sokakları işaret eden, karışıklığa davetiye çıkaran siyasi zilletin ateşle oynama hesabı hissedilir derecede belirgindir.

ADRES CUMHURDUR

  MHP’ye küstahça eyalet hatırlatması yapan, Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler arasına nifak sokmak için mücadele eden dönek ve köksüzlerin FETÖ ve PKK’yla aynı kareye girmeleri rezalettir, hezimettir. Bilinmelidir ki, Türk milletine dayatma ve şantaj bugüne kadar sökmemiş, bundan sonra da sökmeyecektir. Kutuplaşmayı besleyip bileyenlerin, siyasi kundakçılığın markası olarak bilinenlerin uzlaşma görüntüsü altında ülkemize kast etme çabaları dikkatli ve duyarlı hiçbir gözden kaçmamaktadır. Mutabakatın adresi zillet değil, cumhurdur.

MASKELERİ DÜŞTÜ

  21 Nisan 2019’de vuku bulan müessif Çubuk Hadisesi üzerinden siyasi ikbal hesabı yaparak içine düştükleri zilleti tahkim ve takviye etmeye çalışanların nereye varmak istedikleri, neyi hedefledikleri günbegün açığa çıkmaktadır. Terör örgütüyle kurdukları şer ittifaklarını ikinci plana düşürebilmek için Çubuk’un Akkuzulu Köyü’ndeki esef verici olayı istismar etmeyi amaçlayanlar yanlıştadır, tarihi bir hatanın içindedir. CHP-İP-HDP ortaklığı milli hassasiyetleri alenen kaşımakta, kirli sicillerini kapatmak için çırpınmaktadır. Fakat çırpınışları beyhudedir. Aziz şehitlerimizin kanlarını döken, milletimizi acıya ve yasa boğan bölücü teröristlerle içli dışlı olanların maskeleri düşmüş, zehirli niyetleri deşifre olmuştur.

ZİLLETİN YEDEKLERİ

  Tam da böyle bir zaman aralığında, siyasette yeni arayışlar görülmekte, sözde manifestolar yayımlanmakta, yeni hükümet sistemi doğrudan doğruya hedef alınmaktadır. Milli vicdanda hiçbir karşılığı olmayan siyaset eskilerinin muhasım odakların dikkatini çekme gayretleri, Türkiye düşmanı yabancı dostlarının tavsiye ve tembihleriyle hareketlenmeleri bayağı bir operasyonun tezahürüne delalettir. Zillet İttifakı’nın yedeğindeki bu şahsiyetlerin siyasi sorumluluk üstlendikleri dönemlerde hangi musibet ve melanetlere kucak açtıkları milli hafızalarda hala canlıdır. Üst ve zalim bir aklın yörüngesine sabitlenip Türkiye’ye yön vermek isteyen, seslerini yükselten, tepkilerini gösteren ne kadar mahsurlu ve marazi eski siyasetçi, bürokrat ve teslimiyetçi sima varsa tekraren gündeme gelmeye, isimlerinden söz ettirmeye başlamışlardır.

AÇIK TAVIR BEKLİYORUZ

  CHP-İP-HDP ittifakı zeminini genişletmeye çalışırken, Türkiye muhalifi çevreler zamanı lehlerine çevirme telaşındayken, Cumhur İttifakı’na yönelik bilinçli ve organize saldırıların varlığı gizlenemez düzeye ulaşmıştır. MHP ile AK Parti arasında soğukluk veya mesafe varmış gibi iddialarda bulunanların mayası bozuk, mizacı bulanık, maksadı belalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin temel tercihi Cumhur İttifakı’nın yaşaması ve yaşatılması doğrultusundadır. Başka ittifak arayışlarına kuşkusuz ihtiyaç yoktur. Cumhur İttifakı çevresinde vızır vızır fitne kazısı yapanlara hem sırtımız dönük hem de kapımız örtüktür. Böylesi açık tavır ve tercihi muhataplarımızdan da beklemek en tabii hakkımızdır.