Hava tam futbol havası, stat desen hınca hınç dolmuş. İlk düdükle birlikte yağmur gibi Fenerbahçe ataklarını bekliyor herkes. 3’üncü dakika dolmadan Cengiz Ünder’in sakatlanması akışı bir anda değiştirdi. Sanki seyirci desteğini arkasına alan Fenerbahçe değil Nuri Şahin’in talebeleriydi. Oyun üstünlüğünü tamamen ele geçiren misafir takım 30 dakika boyunca ev sahibine göz açtırmayarak gole de kavuştu.

Fenerbahçe takımında bir ruh eksikliği var. Geçen sezonun sonundan beri konuşulan 6 numara transferinin gerçekleşmemesi de bunun sebebi olabilir.

Golü yedikten sonra hırslanıp atak yapmaya başlayan sarı lacivertliler, ilk yarının son dakikasında VAR’ın doğru müdahalesi ile beraberliği sağlayıp soyunma odasına moralli girdi. O moralle de ikinci yarının başında da öne geçti. Nuri Şahin, mütevazi kadrosuna rağmen bu takımı iyi oynatıyor. Geride kalmak onları bozmadı. Konuk takımın golcüsü Adam Buksa, ilk kez forma giyen Livakoviç’i ikinci kere mağlup etti.

Fenerbahçe seyircisini gerçekten takdir etmek lazım. Tadic, Dzeko, Zajc ve İrfan Can’ın gayretlerinin yanı sıra seyircinin yarattığı ambiyans bu takımı bu sahada kaybettirmez. Bu destek hep kazandırır. Ancak, seyircinin desteğine karşın oyunun genelinde ortaya çıkan performans, ilerleyen haftalarda taraftarı çok kızdırır. Eğer Fenerbahçe, aynı desteği arkasında hissetmek istiyorsa, öne geçmesine karşın maçın sonunda ortaya koyduğu baskılı ve istekli oyunu sürdürmeli.

Halil Umut Meler, zaman zaman ters faul kararları verdi. Ama oynattığı avantajlarla da futbola ve skora pozitif katkı sağladı. Yardımcı hakem Kerem Ersoy’u Fenerbahçe’nin ilk golü için kaldırdığı bayrakta suçlamak, yanlış olur pozisyon çok kritikti. İyi ki VAR vardı.