Kemal Kılıçdaroğlu her gittiği şehit cenazesinde sözlü, fiziki saldırıya uğrayan bir siyasetçidir. Bundan önce gittiği tüm şehit cenaze törenlerinin videolarını izleyin bunu çok net göreceksiniz. Ama en ağır olanı Çubuk’un Akkuzulu köyünde yaşadı. Gerçekten linçten zor kurtuldu. Cenaze töreninde provokatör var mı yok mu onu bilemem. Ama Kemal Kılıçdaroğlu’na oradaki tüm halkın tepki gösterdiği bir gerçektir. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP ile ittifak yapan bir genel başkan olarak o şehit cenazesine gelmiştir. Yani o şehidimizin katili olan terör örgütüne hizmet eden bir partiyle ittifak yapması Türkiye’nin gündemindeyken, o şehidimizin cenazesine gitmesi de provokasyonun siyasi bir boyutudur.

Kemal Kılıçdaroğlu olayın yaşandığı ilk gün "Şavşat'tan Ardanuç'a giderken PKK terör örgütünün saldırısına uğramıştım, aynı saldırının benzerini bugün yaşadım" açıklamasını yaparak, kendisine tepki gösteren köy halkını PKK’lı teröristlerle eşitlemiştir.

Geçtiğimiz gün de CHP’nin grup toplantısında “Hayatımda iki kez, polisin Akrep diye tanımladığı araca bindim. İlki PKK'nın saldırısı. Akkuzulu köyünde de Akrep aracına bindim. Onların da PKK'dan hiçbir farkı yoktu. Bana saldıranlar aynı zamanda PKK'lı” açıklamasını yaparak ölçüsüzlüğünü sürdürmüştür.

Oysa cenaze törenine geldiğinde “PKK dışarı”, “Hangi yüzle geldin?” sloganlarına muhatap olan kendisidir.

Öncelikle şunu aydınlatmakta fayda vardır. Kemal Kılıçdaroğlu her iki açıklamasında da CHP’nin PKK ilişkilerini aklamaya çalışmakta ve bunu yaparken de Artvin saldırısını kullanmaktadır. Oysa Artvin’de terör örgütü PKK “CHP ve Kılıçdaroğlu kesinlikle herhangi bir biçimde hedeflenmemiştir” diyerek aynen şu açıklamayı yapmıştı : “25 Ağustos günü Artvin-Şavşat yolunda Soğuksu mıntıkasında bir askeri konvoyun geçeceği bilgisinin alınması üzerine öğleden sonra saat 13.45’te alandaki gücümüz, bu konvoyun önünde bulunan JÖH’lere ait bir Cemse aracı imha etmek üzere hedeflemiş ve bu Cemse etkili bir biçimde vurulmuştur. Eylemci gücün kesinlikle önceden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ait bir konvoy olduğu yönünde herhangi bir bilgisi yoktur. Eylem esnasında askeri aracın arkasında sivil bir konvoyun olduğu fark edilmiş ve zaten Kemal Kılıçdaroğlu’nun bindiği araç, güçlerimizin atış mesafesine girmesine rağmen herhangi bir atış yapılmamıştır. Burada CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu kesinlikle herhangi bir biçimde hedeflenmemiştir.
Ne genelde gerillalarımızın, ne de yerel gücümüzün böyle bir planı söz konusu değildir. Eylemin amacı, sadece Türk devletinin güvenlik kuvvetleridir.’’

Eeee nerede CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırı?

2014 yerel seçimleri için  “HDP ile ittifak yapalım ama kimse bunu duymasın” teklifini HDP’ye götüren Kemal Kılıçdaroğlu iken…

2014 yılında tüzüğünde "18 yaşını dolduran kişi, Önder Apo'nun demokratik uygarlık çizgisine, parti programına ve yönetmeliğine inanır ve yaşamına uygular" maddesi bulunan Suriye’deki PYD’nin silahlı kolu YPG’yi “terör örgütü olarak değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum olarak gördüğünü” söylemiş olan Kemal Kılıçdaroğlu’na 2016 yılında terör örgütü PKK niçin saldırsın?

7 Haziran 2015 genel seçimlerinde CHP Genel Başkan Yardımcıları bile PKK’nın siyasi uzantısı HDP “barajı aşsın” diye oy verirken…

PKK’nın kapatılan televizyonuna, gazetesine sahip çıkarken, PKK’ya hizmet eden HDP’li belediyelere kayyum atanmasına en çok tepkiyi o gösterirken, HDP’li milletvekilleri tutuklanınca evlat acısı gibi acı yaşarken, terör örgütü PKK niçin Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alsın ki?

Deli misiniz yoksa deli numarası mı yapıyorsunuz?

CHP her geçen gün HDP’leşiyor, her geçen gün ruhuna PKK giriyor.

16 Nisan referandumunda beraber 'Hayır' cephesi kurdular. Sözde Adalet yürüyüşünde beraber yürüdüler. Afrin’deki terör örgütü YPG’ye yönelik operasyona beraber karşı çıktılar. 31 Mart yerel seçimlerinde de çok açık ve net bir şekilde ittifak yaptılar.

Şimdi bu siyasi ihanet siciliyle şehit cenazesinde ne işiniz var?

PKK ile ilişkiniz bu derece ortadayken nasıl oluyor da size tepki gösterenler PKK’lı oluyor? Eğer size saldıranlar PKK’lı ise siz kardeş olmuyor musunuz?

PKK’lı gençler onurumuzdur. Sahip çıkacağız”  diyen, hendek, çukur ve Kobani olaylarında yaptığı çağrı ve yönlendirmelerle askerlerimizi, polislerimizi şehit ettiren, masum insanları öldürten terörist Demirtaş için “Selahattin Demirtaş’ın suçu ne, niçin hapiste?” diye sahip çıkarken, sana yumruk atan ve ifadesinde “Şehit, benim uzaktan akrabam olur. Aynı zamanda köylümüzdür “ diyen Osman Sarıgün gibilere “PKK’lı” dersen ya ‘yumruğun etkisi şuur kaybına yol açtı’ diyeceğiz, ya da ‘gerçek PKK’lıları korumak için strateji yapıyor’ diyeceğiz.

Eğer “Selahattin Demirtaş’ın çizgisini çok beğeniyoruz” diyorsanız, Osmanların varlığı her daim olur. Bu yüzden hangi çizgiyi beğendiğinize dikkat ederseniz hem tahrik eden, hem provokasyonlara davetiye çıkaran olmazsınız.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Yaşlı bir adam yumruk atıyor. O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu?” sorusu, çok mantıklıydı ama muhatapları bunu anlayacak zekâda değildi. CHP-PKK ilişkisine yönelik atıldıysa bunu tüm toplum sorgulayıp, CHP niçin PKK’lılaşıyor diye sormamız gerekmiyor mu?

Kemal Kılıçdaroğlu “Bana saldıranlar PKK’lıydı” diye saçmalar da, yancısı Meral Akşener durur mu?

O da “İnek hırsızından kahraman çıkarmaya çalışmak, ahlak çöküntüsüdür, ahmaklıktır!” açıklamasını yaparak, şehidin akrabasına hakaret ederek, son dört yıldır PKK’nın eş başkanı gibi davranan Kemal Kılıçdaroğlu’na şirinlik yapmaya çalışıyor.

Meral Akşener, hadi çık şu yazımda bahsettiğim PKK-Kemal Kılıçdaroğlu ilişkisine dair “Şu cümle, şu kelime iftira” de, biz de kim ahmak, kim değil anlayalım!

Terörist Demirtaş sizde PKK’ya karşı hangi sempatiyi gördü de, “Oyunuzu CHP ve İYİ Partiye verin” açıklamasını yaptı?

HDP ile bu derece de açık ittifak yapıp hala nasıl şehit edebiyatı yapıyorsunuz?

Pes sizin karakterinize, pes sizin kızarmayan yüzünüze…