İşte böyle olmalı… Tuttuğun istatistik, sahaya yansımalı… Sadece istatistikle olmaz, skor da olmalı ki, o istatistiklerin kıymeti artsın. Tıpkı dünkü gibi, tıpkı topa sahip olan, isabetli paslar yapan, şut çeken, pres yapan Fenerbahçe gibi…

Tabi bunda doğru kadro kurmanın da etkisini unutmamak lazım. Sen orta sahanı düzgün kurarsan, kanatların iyi çalışırsa, hem Tolga, hem Deniz Türüç ofans ve defansta etkili olursa, Ozan ve Gustavo oyunu iyi organize ederse, gerisi kendiliğinden gelir. Ozan ve Gustavo sahanın en iyi oyuncularıydı, dünkü maçta. Böyle olunca da ne Jailson’un, ne de Dirar’ın ‘çakma’ oldukları sırıtır. Bu Fenerbahçe’de Tolga ve Deniz Türüç nasıl yer bulamaz, çözemiyoruz. Ne Rodrigues, ne de Moses, bu iki futbolcu gibi defansa ve orta sahaya yardım etmiyor, doğru dürüst orta da yapmıyorlar. Biraz Rodrigues yapıyor o kadar. Eğer sahada Muriqi varsa kanat ortaları çok önem kazanıyor, Sarı-Lacivertli takımda. Başarılı bir maç çıkartan Deniz Türüç ve Tolga, sağ ve sol bekler İsla ve Dirar’ı da rahatlattı, hatta hücumda da etkili kıldı. Zaten üçüncü gol de böyle geldi, Deniz, İsla’yı kaçırdı, o ortaladı Muriqi’e de dokunmak kaldı.

Şöyle bir de gerçek var. Futbolda ‘atan’ ve ‘tutan’ oyuncularınız iyi olacak.

İşte Altay… 54. dakikada Burak ile karşı karşıyayken öyle bir top çıkardı ki, maç oradan döndü. Ve işte Muriqi… Öyle anda bir gol attı ki, takımını rahatlattı, Beşiktaş’ın da direncini bitirdi.

Fenerbahçe şampiyonluk yarışında çok önemli bir engeli geride bıraktı ve 3 puanı 3 golle almasını bildi. Ancak teknik direktör Ersun Yanal’ın işi henüz bitmedi. Bu takım iç sahada gösterdiği performansı , deplasmanda da göstermeli.

Yoksa ‘Mehter Marşı’nda olduğu gibi 2 ileri, bir geri bu iş düzgün gitmez!