Bugün dünyada ve Türkiye’de tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar alkol, tütün, ilaç ve maddeden oluşan çok ve çeşitli uyuşturucu türü bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda geleneksel yöntemlerle üretilen uyuşturucuların yanı sıra kimyasal maddelerden üretilen sentetik uyuşturucular, bu küresel sorunu daha da karmaşık hâle getirmekte.

Uyuşturucu kaynaklı suçlar dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli sağlık ve güvenlik sorunudur. Küreselliği nedeniyle çok boyutlu bir hareket planı gerektiren uyuşturucuyla mücadele konusunda BM Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi ve T.C. İçişleri Bakanlığı 2023 yılı Uyuşturucu Raporları yayımladı.

BM Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) "2023 Dünya Uyuşturucu Raporu"nda uyuşturucu kullanımının yıllara göre arttığı ve hatta dünya genelinde 15-64 yaş aralığındaki her 17 kişiden birinin uyuşturucu kullandığını belirtmektedir. T.C. İçişleri Bakanlığı “2023 Uyuşturucu Raporu”nda ise Türkiye’de uyuşturucu kullanımının ve buna bağlı suç oranının yıllara göre artış gösterdiğini ifade etmektedir.

UNODC raporunda küresel ölçekli olarak yaklaşık 280 milyon kişinin uyuşturucu kullandığı, bir yılda uyuşturucu kullanma oranının da yaklaşık yüzde 20 arttığı kaydedildi. Raporda, dünya genelinde uyuşturucu kullanımına ortalama 15-16 yaşlarında başlandığı ve erken yaşta başlanan uyuşturucu kullanımının yetişkinlere oranla bağımlılığı hızlandırdığı ve ilerleyen yaşlarda ciddi sorunlara yol açtığı vurgulandı.

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) ve INTERPOL’ün raporlarına göre, küresel uyuşturucu pazarının büyüklüğünün 426 ile 652 milyar dolar arasında bir düzeye ulaştığı,  Avrupa Uyuşturucu Pazarları Raporu’undaki (EMCDDA ve EUROPOL) verilere göre ise Avrupa perakende uyuşturucu piyasasının değerinin 30 milyar Avro’dan fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bu baş döndürücü finans kaynağından dolayı insanlık değerlerini yitirmiş dünya genelinde ve Türkiye’de faaliyet gösteren uyuşturucu kartelleri ve terör örgütleri için uyuşturucu kaçakçılığı önemli gelir kaynağı olmuştur. Küreselleşme ile terörizm ve yasa dışı uyuşturucu kaçakçılığı arasındaki bağ kaygı verici bir düzeye ulaşmıştır.

Küresel boyutta yıllar içinde artan bir sorun olmaya devam eden yasa dışı uyuşturucu bağlantılı suçlar dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de artmaya devam etmektedir. Türkiye uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadelede en çok çalışmalar yapan ülkeler arasındandır. Bu bağlamda birçok yasal düzenlemelere gidilmiştir.

Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle birlikte kurumların yapılarında da birtakım değişiklikler söz konusu oldu. Dolayısıyla bağımlılıkla mücadele çalışmalarının kesintisiz sürdürülmesi amacıyla yeni bir mevzuat düzenlemesi yapıldı. Bu bağlamda 2019 yılında Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu (BMYK) oluşturuldu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın başkanlığında yürütülmesine karar verildi.

Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu’nda Adalet, Aile ve Sosyal Hizmetler,  Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği, Gençlik ve Spor, Hazine ve Maliye, İçişleri, Millî Eğitim, Sağlık, Tarım ve Orman, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıkları ile Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Başkanlığı yer aldı.

Uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadeleye yönelik olarak; Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu (BMYK)’yla birlikte Bağımlılıkla Mücadele Kurulu (BMK), Bağımlılıkla Mücadele Teknik Kurulu (BMTK) ve Bağımlılıkla Mücadele İl/İlçe Koordinasyon Kurulları oluşturularak mücadele ülke geneline yayıldı. Sadece 2022 yılında uyuşturucu ile mücadele alanında yapılan çalışmalar için 4 milyar 264 milyon 683 bin 725 TL kamu harcaması yapıldı.

Türkiye’de uyuşturucunun arzı ile mücadelede Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Jandarma Genel Komutanlığı (JGK), Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü (GMGM) etkin olarak görev almaktadır.

Bu kurumlar ile birlikte Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili kuruluşları, Adli Tıp Kurumu (ATK), Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) gibi kurumlar da uyuşturucunun arzıyla mücadelede önemli görevler üstlenmektedir.

Güvenlik güçlerimiz uyuşturucu ticaretini bir insanlık suçu kabul etmiş ve bu suçla mücadeleyi “tüm dünya çocuklarını kendi çocukları olarak gören” bir anlayışla sürdürmektedir. Bu anlayış ile ülkemiz kolluk birimleri tarafından ulusal boyuttaki mücadeleye verilen önem aynı derecede uluslararası iş birliği için de verilmektedir.

T.C. İçişleri Bakanlığı “2023 Uyuşturucu Raporu”nda Türkiye’de 2022 yılında 246 bin 237 uyuşturucuya bağlı suç olayının gerçekleştiği tespitine yer verilmektedir. Yakalanan 313 bin 786 şüphelinin suç türlerine göre dağılımı incelendiğinde; 241 bin 821 şüpheliye kullanma amaçlı uyuşturucu madde satın almak/kabul etmek/bulundurmak (TCK m.191), 66 bin 070 şüpheliye uyuşturucu madde imal ve ticareti (TCK m.188), 4 bin 861 şüpheliye 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanuna muhalefet, 707 şüpheliye uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma/özendirme (TCK m.190), 327 şüpheliye 3298 sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanuna muhalefet kapsamında işlem yapıldığı görülmektedir.

Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye genelinde 2022 yılı itibarıyla 400 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Bu kurumlarda bulunan toplam hükümlü ve tutuklu sayısı 340 bin 793’tür. Bunların 114 bin 924’si uyuşturucu madde bağlantılı suçlardan dolayı hükümlü ve tutuklu bulunmaktadır.

Türkiye’de hükümlü ve tutukluların üçte birinin uyuşturucu madde bağlantılı suçlardan dolayı olduğu değerlendirildiğinde, tüm insanlığı tehdit eden uyuşturucu ile mücadele hem toplumsal sağlık ve huzurun devamlılığı hem de güven içinde yaşayacak nesiller için büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, uyuşturucu ile mücadele tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir beka meselesi hâline gelmiştir. Ne yapılırsa yapılsın uyuşturucuya olan talebi önlemeden, ticaretiyle mücadele etmenin güç olacağı akıldan çıkarılmamalıdır.