Halbuki maça iyi başlamıştı, Beşiktaş. Belki de Başkan Ahmet Nur Çebi’ye iyi bir veda hediyesi vermek istediler. Çok istekli, baskılı, koşan, mücadele eden bir takım görüntüsü verdiler. Ama yine sahneye Bailly çıktı. Bu kez kafasına aldığı darbe nedeniyle maça devam edemedi. Yerine giren Amartey’in hatasıyla da golü yedi, siyah beyazlılar. Sadece Amartey mi kötüydü? Taraftarların sevgilisi Rosier’e ne demeli? Ya da orta sahanın dinamosu Fernandes’e? Bir de bunlara katkı vermeyen Rashica ve Chamberlain eklenince hüsranı yaşadı, Tayfur’un golü yetmedi, acı bir şekilde Konferans Ligi’nde umutlarını tüketti, Beşiktaş.

Zaten hep böyle olmaz mı? Bir takımda seçim ve hoca kargaşası yaşanırsa, o takımdan hayır gelmez. Yabancı-yerli bütün futbolcular “Kim başkan olacak, kim hoca olacak, gelirse anlaşabilir miyim ?” diye karar kara düşünür, kendilerini futbola veremezler. Hedeflerinden bir bir uzaklaşırlar. Olan taraftara olur, lig ve Avrupa hayalleri sona erer. Dün olduğu gibi tribünleri terk ederler.

Bodo takımı hafife alınacak bir takım değil. Sadece fiziklerini konuşturmadılar dün, teknik, taktik olarak da Beşiktaş’tan üstün bir oyun sergilediler. Hak ettikleri bir galibiyet elde ettiler. Beşiktaş’ı yaşadığı kaos ortamıyla baş başa bıraktılar, yollarına devam ettiler.