Türk, kendine sıradan bir simge, bir örge seçmemiştir. Özünü andıran, tanımlayan motiflerle özdeşmiştir. İster görünüşü, ister büyüklük ve ihtişamlığı bakımından çınar, Türk kültüründe farklı yere sahiptir. Uludur, kökleri derindir, kocaman bir tarihtir. Çınar ayakta ölür. Türk bir çınardır. Çınar geçmişe bağlılık, geleceğe umuttur. Atilla’dır, Mete Han'dır, Fatih’tir, Atatürk’tür,  Elçibey’dir, Türkeş’tir. Yani Başbuğ’dur. Türklük ruhunun temsilcileridir.

Sadece Türkiye’nin değil, dünya Türklüğünün de sesi olan Alparslan Türkeş 80 yıllık ömre Türk dünyası ve Türkiye için kocaman bir mücadele sığdırdı. Esir Türklerle dertlendi, Ülkücü gençliğin hayallerini Kıbrıs, Batı Trakya, Kırım, Türkistan, Türkmeneli, Azerbaycan, Doğu Türkistan’la süsledi, onlardan asla vazgeçmemeyi anlattı ve onları her platforma taşıdı.  ‘Esir Türkler konusunda Türkiye’ye büyük vazifeler düşmektedir. Türkiye, esir Türklere ilgisiz kalamaz.  O halde, esir Türkler ve esir milletler konusunda faaliyet yaparken, önce BM Anayasası ile İnsan Hakları Beyannamesi'nde hareket edeceğiz. Siyasi ve insani planda yapılacak bu faaliyete ilave olarak; esir Türklerin kültürel ihtiyaçlarının sağlanması, onların bulundukları memleketlerde can, mal, ırz, namus güvenliği içinde olmaları; okuma, araştırma, haklarına kavuşturma konusunda ilgili devletler nezdinde düzenleyici temaslar yapılmalıdır. Hele kitle halindeki katliamlar, zulümler karşısında Türkiye susmamalı, meseleyi görmezliğe gelmemeli, bunu bütün insanlığın meselesi olarak dünya kamuoyuna mal etmeyi ve BM’nin konuya el atmasını sağlamayı görev bilmelidir. ( 1975)’

İşte bu sebeptendir ki, SSCB terkibinde olan Türkistan ülkelerinin aydınlarında şöyle bir yaygın kanaat vardı. Komünistler kimi kötülediyse biz o şahsın iyi insan olduğunu düşünüyorduk. Alparslan Türkeş’i de hep kötülediler, bu yüzden tanımadığımız Türkeş’in iyi insan olduğuna dair şüphemiz kalmadı.

SSCB çöktü, enkazında bir sürü savaş ve sorunlar bıraktı. Yine de Türklere rahatlık yok. Patlak veren savaşlar, zararlar yine Türkleri vurdu.  ‘Ermenistan – Azerbaycan anlaşmazlığının giderilmesi şartıyla, Türkiye ile Ermenistan arasında barışa dayalı yeni bir dönem açılmalıdır. Ancak, ön şart Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesidir. (1995)’

Dünya kamuoyunun hep görmezden geldiği Irak Türkmenleri, gün geçtikçe yalnızlığa terk edildiğinde, Başbuğ yine dikkatleri Türkmenlere çekmeye çalıştı. Ömürleri boyunca rahat yüzü görmemiş Türkmen kardeşlerimiz, şimdi de ‘Çekiç Güç’ denilen uluslararası bir güç baskısı ve kontrolü altında yine ezilmenin, asimile olmanın, insan haklarından edilmenin ıstırabını yaşamaya devam ediyorlar… (1993)

Şu aralar artan Çin zulmünün pençesinde kıvranan Doğu Türkistan, zaman zaman belli kesim tarafından gündeme getirilmektedir. Bu belli kesim ise Ülkücü hareketten başkası değildir. Sağlığında Başbuğ'dan bunları duymuşlar çünkü .’Hepimizin de çok iyi bildiği üzere Doğu Türkistan’ın sıkıntıları yalnız Türklüğün değil, Müslümanlığın ve de insan haklarına saygı gösterdiğini iddia eden bütün sivil toplum kuruluşlarının sıkıntısıdır. Dolayısıyla bu davaya kayıtsız kalmak, yalnız milliyetimize, yalnız vicdanımıza karşı bir sorumluluk değil aynı zamanda insanlık alemine karşı da ayrı bir vebaldir. Oysa hepimiz pekiyi bilmekteyiz ki bugün Doğu Türkistan’da insan hakları ihlal edilmektedir. (1996)

Unutulur mu hiç Kıbrıs? Aynı zamanda doğduğu yerdir yavru vatan. Yahut Batı Trakya, Avrupa Türklüğü, Balkanlar? Kıbrıs’taki Türklere karşı da gayet zalimce muamele edilmektedir. Hem anlaşmaları hem de BM Anayasası’na aykırı olarak özellikle Batı Trakya’daki Türk kardeşlerimize her gün en ağır işkenceler yapılmaktadır. İç politikada Kıbrıs davasını Türk halkına unutturma yolunda olduğu açık ve kesindir. Kıbrıs tümüyle Türkiye’nin olmalıdır. Kıbrıs, Batı Trakya ve Ege Adaları kalplerimizde yaşayan milli bir davadır, bir milletin kalbinde yaşattığı davalar asla kaybedilemez.  (1968)

Başbuğ 1992 tarihinde Yurtdışı Türkler Bakanlığı şart dedi,  nitekim 2010 yılında aynı adlı Bakanlığın temeli atıldı. Türkistan Federasyonu ve Türk ortak pazarlarının kurulması hususunda defalarca teklif sundu. Türk Cumhuriyetleri bazında belli alanlarda  kurumlar oluşturulmuş, ikili anlaşmalar yapılmış, fakat kapsayıcı şekilde ortak pazarın olmaması boşluğu hala gündemde.

Türk dünyasının temel sorunları hala gündemde. Karabağ yine esir, Türkmeneli daha beter, Doğu Türkistan’da soykırım yaşanıyor, Kırım işgalde. Fazla değişen bir şey yok.

Doğum gününde dertler eşliğinde yine de seni andık. Affet bizi, Başbuğum. Yokluğun çok belli oluyor. İyi ki vardın. İyi ki doğdun koca çınar.