Türkiye Futbol Federasyonu, salı günü yaptığı toplantıda aldığı bir kararla ligimizin ilerleyen haftalarında çok daha sıkıntılı kararlar vermek zorunda kalmanın yolunu açtı.

Suat Aslanboğa zincirin 3. halkası oldu. Sezon başında Bülent Yıldırım ve Serkan Çınar ile başlayan furya, 6 hafta sonra bir kurban daha verdi. Talimatlara baktığımızda TFF ve MHK’nin bu kararlar için yeterli yetkiye sahip olduğunu net bir şekilde görüyoruz.

Ancak ortada maalesef bir yöntem yanlışlığı var. Eğer bu hakemlerin ayıplı bir durumu varsa bunu açıklayın herkes öğrensin, bu çocukları hep birlikte ‘aforoz’ edelim. Ama sadece, sahada yaptıkları hatalardan ve performanslarından dolayı bu kararları alıyorsanız; son derece yanlış bir yolda gidiyorsunuz demektir. Bu hakemleri kamuoyunun önüne ‘paçavra’ gibi atmanın bir alemi yok. Herkesin, hepimizin olduğu gibi bu çocukların da eşi var, dostu var,çoluğu var, çocuğu var, akrabaları var, iş arkadaşları var, sosyal çevreleri var.

Bu kararı alırken hiç mi kendinizi bu insanların yerine koyup düşünmediniz? Hiç mi insani duygularınız sizi dürtmedi? Korkarım ki, bu tür kararların arkası çorap söküğü gibi gelecek. Bu hafta hakem hataları ile canı yanan, puan kaybeden Alanyaspor, Kayserispor ve Gazişehir Gaziantepspor başkanları da bugün-yarın federasyonun kapısına dayanır. Doğal olarak da ‘hakem kellesi’ isteme hakkını kendilerinde bulurlar. O halde bu maçların hakemleri de ‘topun ağzında’ demektir.

Hakem camiasının ve hakemlerin sosyal örgütünün tepkisi ne olur diye sorular soruluyor. Çünkü doğal olarak böyle bir beklenti var. Ben size söyleyeyim, tepki ne olur? Koskoca bir ‘sıfır’ olur. Hakem Derneği’nin 2 ve 3 numaralı yöneticileri, kararın önerilmesine imza atmışlar. Hakem camiasının birlik ve beraberlik içerisinde olmayışından, camia içindekilerin birbirlerinin kuyusunu kazma alışkanlıklarından dolayı bu günleri yaşıyoruz.

Şimdi soruyorum. Bundan sonra hangi hakem cesaretle maç yönetebilir? Maalesef bundan sonra sahada maç yöneten hakemin kafasında hangi kulüp başkanının, hangi kulüp lobisinin daha güçlü olduğunun hesabı yapılacaktır. Sayın Zekeriya Alp göreve geldiği zaman ‘hakem babası’ diye yazıldı. Baba 6 haftada 3 çocuğunu evden kovdu.

Sayın Alp’in ekibinde bulunanlar, yanlış yönlendirmelerle, Zekeriya başkanı sıkıntıya sokuyorlar. Merkez Hakem Kurulu böyle bir kararın önerisini Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kuruluna götürerek, tarihi bir hata yapmıştır. Bir gün gelecek birileri de onların sözleşmelerini iptal edecektir. Ne demiş atalarımız? “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner!”