Bu ülkenin çözüm bekleyen temel meseleleri elbette var, bir de bu ülkenin ciddi bir CHP gibi meselesi vardır. Bu meselenin, seçimlerden sonra kendini nasıl hissettirdiğini bu partiye oy verenler bile artık kabul etti. Türk milletinin milli ve manevi her değerine yabancı ve hatta düşmanlığı dillere destan olan CHP’nin, ana muhalefet kalitesizliği herkesin diline pelesenk olmuş durumdadır. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, Atatürk’ün kurduğu partide şimdi sadece koltuk savaşları yaşanmaktadır. “Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin başında kalacak mı gidecek mi?” tartışmaları medyanın göz önünde her gün papatya falına dönüştürülmüştür.

Seçimleri kazanmak için her türlü garabet ilişkiye giren ve bunun için ittifaklar oluşturan CHP, üst üste hezimetleri yaşayınca hala kendine gelemedi. Seçim akşamı başlatılan “CHP’de değişim” kavgası hala sürüyor. Ciddi bir demokrasi kalitesi yok. Manzarada sadece safi rüzgâr ve kuru laf kalabalığı eşliğinde dedikodu ve ayak oyunları var.

Böyle bir kalitesiz CHP, Türkiye’nin gündemini kirletiyor ve Türkiye’nin temel meselelerinde ana muhalefet olarak yerine göre yapması gereken denetleyici, yönlendirici, sorgulayıcı, yapıcı, onarıcı vasıfları en lazım zamanda yine devre dışında bırakıyor.

Bu vasıfsız hallerini seçim öncesi her konuda zaten göstermişlerdi, şimdi ise sadece kendi sahnelerinde sürekli tiyatro oynuyorlar. Türkiye’nin milli davalarında Brütüs olmaları çok meşhur CHP’liler, şimdi kendi içindeki koltuk savaşlarında “Sende mi Brütüs?” serzenişlerinde…

Geçtiğimiz gün yine Türkiye gündemi olmayı başardılar.

Ekrem İmamoğlu'nun öncülük ettiği ve içlerinde CHP'nin en popüler isimlerinin de bulunduğu Kılıçdaroğlu'nu devirme toplantısı deşifre olunca gündem bu konuya demirlendi. CHP konusu medya için popüler olunca zaten herkes birbirini mıknatıs gibi çekiyor. Hele bir de Pop yıldızı figürü gibi ortada dolaşan Ekrem İmamoğlu, işin içinde ise değme medyanın keyfine…

Ekrem İmamoğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın gözüken isimlerle Zoom toplantısı yapması ve o toplantının da sosyal medya üzerinden sızdırılması medya için bulunmaz bir nimet olmuştur. İktidar medyası, Zoom toplantısının deşifresini, CHP’nin acizliğini vurgulamak için kullanıyor ama CHP medyasındaki kavga acımasız, ölçüsüz, izansız bir şekilde sürmektedir.

Ekrem İmamoğlu “Gizli bir bilgi yok. Sızdırılmasını araştıracağız bunu seven kimler var parti içinden mi dışından mı?” yorumunda bulunsa da “CHP içindeki darbe girişimi” olarak servis edilen toplantı sonrası CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu, olağanüstü toplantı gerçekleştirildi. CHP sözcüsü Faik Öztrak ise “Millet zam altındayken zoom konuşmayı doğru bulmayız. Partimizin kongreler süreci hızla ilerlerken, partimizin geleneklerine uymayan, hiyerarşisini dikkate almayan, etik olmayan toplantıları doğru bulmayız. Yarışmaya evet diyoruz ama bu süreçte partimizin yıpratılmasını doğru bulmuyoruz.” şeklinde CHP içindeki dağınıklığı, kargaşayı, ayak oyunlarını ifade eden açıklamaları yaptı.

CHP’de sular durulmayacak bu belli bir şey. Ekrem İmamoğlu’nun, “Evlat” kimliğinden artık “Brütüs” olma kimliğine geçişi netleşti.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından gözyaşı dökenlerin de Ekrem İmamoğlu’nun dümen suyuna girmesi, CHP’nin tüm mesaisini artık parti içindeki ayak oyunlarına ayıracağının delilidir. Anavatan gibi sağ parti kökenli olan Ekrem İmamoğlu’nun, CHP’nin başına geçme çabaları da Sol’un içine düştüğü trajediyi gösteriyor. Ekrem İmamoğlu, CHP içindeki sondaj çalışmalarıyla “İstanbul’un başına geçtim tüm hünerlerimi sergiledim, birazda CHP’nin başında hünerlerimi izlesinler” mesajı veriyor sanırım. Ama İBB Başkanı iken hüneri halka hizmet etmemek, aylak aylak yurt içi ve dışı geziler yapmak olan Ekrem İmamoğlu’nun CHP başında hüneri ne olabilir ki?

CHP gerçekten ya kaliteli bir ana muhalefet haline gelmeli ya da Türkiye gündemini kirletmesinin önüne geçilmelidir. CHP’nin bu hali Türk siyaseti için kötü bir örnek olduğun kadar toplumun bozulmasında da kötü bir rol model durumundadır.

Türkiye’nin temel meseleleri karşısında iktidara karşı kaliteli muhalefet misyonunun yanından geçmeyen CHP, siyasetin göbeğine ve toplum içine güve düşüren bir sistem gibi çalışmaktadır. CHP’nin baştan sona bir ilaçlanması lazım ki, bu halinden kurtulabilsin. Yetişkin güvelerin oluşturduğu larvalarda böyle oluyor.

CHP kimlerin eline kaldı, kimlerle ortak oldu… Vay ki vay… Atatürk’ten gelinen noktaya bak. Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu….

Falih Rıfkı Atay’ın “Babanız Atatürk” kitabının 57’inci sayfasında yer alan bir anı vardır. Kitapta Mustafa Kemal Paşa’ya atfedilen anı, şu şekildedir: 

“CHP Genel Sekreteri Recep Peker CHP ile ilgili bir vesikayı Atatürk’e imzalatmaya getirdiğinde, Atatürk vesikanın üzerine ‘partim’ sözünü yazar. Peker ‘Paşam niçin CHP yazmıyorsunuz?’ diye sorar. Atatürk de ‘Ne bileyim sonuna kadar CHP’nin benim partim olarak kalacağını?’ diye yanıt verir.”

Atatürk’ün ileri görüşlülüğü işte bugünleri işaret ediyordu.

Mevcut CHP istediği kadar ZOOM’lanıp toplansın. Sonuç hiç değişmeyecektir. Çünkü al Kılıçdaroğlu’nu vur İmamoğlu’na…