Karalama, kriz, kaos ve yıkım yolunda hızını alamayan CHP’nin başı Kılıçdaroğlu, salgın döneminde çok başarılı ve hayati bir görev yapan Bilim Kuruluna da saldırdı. Bilim Kurulu tamamen hikâyeymiş, orada oturanların hiçbirisinin bilimle ilgisi yokmuş. Güdük ve zavallı CHP zihniyetinin ibret veren bir versiyonu ile daha karşı karşıyayız. “CHP’nin demokrasi, hukuk ve insan haklarından anladığı, kendisi ile sınırlı” diye, daha dün yazdım. Eksik yazmışım, bilim, ilim, sağlık ve akla gelebilecek her konuyu buna ilave etmek gerekiyor. Bütün bunlar eğer CHP’nin işine geliyor, menfaatini tamamlıyorsa önemli ve değerlidir, aksi hâlde her türlü hakarete de, yok sayılmaya da müstahaktır. Alın size bunun açık ve net bir örneği daha. Bilim Kurulunun saygın olması, bilimle ilgisinin bulunması için CHP’nin beklentisi, menfaati, karanlık hedefleri doğrultusunda açıklama yapması, kararlar alması ve uygulaması gerekiyor. Aksi hâlde hikâyedir.

İŞLERİ GÜÇLERİ İSTİSMAR

Ortada bir hikâye var ama bu, şu andaki CHP’dir. Türk milleti bu bozguncu hikâyeden bıkmış, usanmıştır. Sizin hiç mi bu ülkeyle, bu milletle, bu devletle, bu vatanla ortak bir tarafınız yok? Ne yapmaya çalışıyor, kime hizmet ediyorsunuz? Bilim Kuruluna saldırarak, nereye varacaksınız? Sizin rahatsızlığınızın sebebi bellidir. Her şeyde ve her yerde olduğu gibi burada da bir kriz ve kaos hesabı yapıyorsunuz. Siz istiyorsunuz ve bekliyorsunuz ki, salgın Türkiye’yi esir alsın, hastaneler yetersiz kalsın, vaka sayıları patlasın, ölümler çoğalsın ki size de bir yol açılsın. Ama bu beklentiniz bir türlü gerçekleşmiyor. Vaka sayılarının biraz artması, sizi yeniden ümitlendirdi. Belli ki çok heyecanlandınız ve “bu olumsuzluğu daha da nasıl arttırırız, ne yapabiliriz” diye düşünürken çok hayati bir görev yapan Bilim Kuruluna saldırmak aklınıza geldi. Bu, kelimenin tam anlamıyla zavallılıktır. Bunların bu memleketin faydasına olacak tek bir sözlerini ne zaman duyacak, tek bir işlerini ne zaman duyacağız? İşleri güçleri istismar, iftira ve yalan. Virüsle baş ederiz de, bunları ne yapacağız?

DEVLET TEYAKKUZ HÂLİNDE

Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ve doktorundan hemşiresine bütün sağlık çalışanları en başından itibaren olağanüstü bir mücadele veriyor. Kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu sadece bizim sorunumuz değil. Bütün dünya mutasyonla birlikte büyük bir telaş içindedir ve âdeta kıvranmaktadır. Ülkemiz bütün imkânlarını seferber ederek bu süreci yine en az hasarla atlatabilmek için teyakkuz hâlindedir. Bu durum her ne kadar CHP ve yancılarını çok memnun ediyor olsa da, bize düşen kontrollü ve tedbirli olmak ve kurallara sıkı sıkıya uymaktır. Sonuçta her şey insanda bitiyor. Kurallara uyumun ne kadar önemli olduğunu artık yaşayarak öğrendik. Hayat devam ediyor ve ne olursa olsun, bu salgınla baş etmek zorundayız. Sadece günlük hayatımız bundan etkilenmiyor, sosyal ilişkilerimiz, ekonomimiz, ticaretimizde de büyük ölçüde olumsuz yansımalar oluyor. Bu olumsuzlukları en aza indirmek için devletimiz bütün kurumlarıyla seferber olmuştur. Kılıçdaroğlu gibi karalamak, moral bozmak, Türk milletinin aklıyla alay etmek yerine, sürece destek vermek herkes için bir vatan görevidir.

AŞIDA BAŞARILIYIZ

Yapmamız gerekenler en başından itibaren bellidir ve hep aynıdır. Maskeyi kola değil ağzımıza ve tarif edildiği gibi takacağız. Sosyal mesafeye, hijyen ve temizlik şartlarına titizlikle uyacağız. Bunları tam olarak yapabilsek, zaten her şey hâllolacak. Bütün mesele, bu konularda yeterli titizliği gösteremeyişimizdir. Bu işin şakasının olmadığını anlamamız için daha ne olması gerekiyor? Sonra da Kılıçdaroğlu gibiler çıkıyor, bunun üzerinden işi nerelere çekiyor. Diğer taraftan aşılama çalışmaları tam hız devam ediyor ve memnuniyet verici düzeylerdedir. Dışarıdan almamıza rağmen, bu işi dünyada en iyi yapan ülkelerden biriyiz. Yeni tedbirler ve aşılamaya bağlı olarak önümüzdeki aylarda daha iyi bir ortam oluşacağı muhakkaktır.

ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPALIM

Yerli aşı konusunda da çok olumlu ve ümit verici gelişmelere şahit oluyoruz. Türk bilim adamlarına güveniyoruz ve dünyada gidişatı değiştirecek bir sonuca imza atacağımıza olan inancımız tamdır. Umutsuz olmaya gerek yok. Virüs kalpazanlarını ciddiye almamak gerekiyor. Kim ne derse desin, biz üzerimize düşeni yapalım, gerisi kendiliğinden gelecektir. Zillet yine kendi karanlığında boğulacak, yine yaptıkları ve söyledikleri ile tarihin kara sayfalarına geçecektir. Telaşlanmayalım ama tedbiri de elden bırakmayalım. Her karanlığın sonu aydınlıktır ve o günler çok yakındır.