İktidara geldikleri ilk hafta hatta ilk üç gün hatta ve hatta ilk 24 saat içinde öyle şeyler yapacaklarmış ki Türkiye’yi içinde bulunduğu durumdan çıkaracaklarmış…

Debelendikçe batan, yuvarlandıkça köşeleri kaybolan masacılar öyle vaatlerde bulunuyorlar ki…

Neyi nasıl yapacakları hakkında en ufak bir öneri ve fikir birlikleri de yok. Gerçeklerden uzak, ütopik bir alemde al gülüm ver gülüm yapıyorlar. İktidarcılık oynuyorlar!

Kendi iktidarlarında maaşları dolgun ama her şeyi neredeyse bedava yapacaklar.

Sığınmacıları bir parmak şıklatmayla anında sınırın öbür tarafına ışınlayacaklar.

ABD başta olmak üzere Yunanistan ve çevre ülkelerle kardeşten de öte ilişkiler kuracaklar.

Parlamenter Sisteme bir dönsünler asıl işte o zaman gösterecekler.

***

Her şey sudan ucuz olacak…

Suyu zaten bedava yapacaklar.

Her hastaya bir doktor, her öğrenciye bir öğretmen, her mümine bir imam…

Her vatandaşa bir ev, her eve bir araba, her arabaya bedava akaryakıt…

Başörtüsü, seccade, 99’luk tespih ve gül suyu hediye…

İstanbul Sözleşmesi, LGTB, TTB, TBB güvenceli bir geleceğe…

Her çiftçiye traktör, her traktöre tarla, her tarlaya tohum, her tohuma gübre, her gübreye mahsul, her mahsule müşteri…

Faiz sıfır, işsizlik sıfır, enflasyon sıfır…

Herkes atanacak. Atanamayana da atanmış maaşı bağlanacak. Her çalışan ilk gününden itibaren zaten emekli sayılacak. Emekli maaşları dudak uçuklatacak. Güllük gülistanlık bir hayat...

Dert yok, tasa yok, kaygı yok, trafikte korna sesi bile yok. Çünkü ne var? Parlamenter Sistem var!

***

İktidara geldiklerinde ilk 24 saatte Türkiye’yi uçuracak kudrette olduklarını iddia ediyorlar ama aylardır bir aday ismi belirleyemeyecek kadar da acizler.

Şimdi risk zamanı!

Kemal Kılıçdaroğlu ABD’ye tüm riskleri göze alıyorum diyerek gitti. Döndüğünde ya kılıçlar çekilip Kan dökülecek ya da Abdullah Gül devreye girip masaya abilik edecek.