31 Mart seçim sonuçlarını değerlendirirken kriterimiz ne olmalı? Partiler için başarılı ya da başarısız yorumunda bulunmak için nasıl bir kıyas yapmalıyız? Hangi parti ne kazandı ne kaybetti?

Görünürde başarılı bir seçim sonucu elde eden, kazandığı belediye sayısını artıran, bazı yerlerde oyunu artıran ama aynı zamanda bazı yerlerde de düşüren CHP’nin elde ettiği seçim sonuçlarını değerlendirmek için başvurulması gereken en önemli veriler rakamlar olmalıdır. Aksi halde afaki çıkarımlarda bulunarak yapılan değerlendirmeler en başta sandığın yolunu arşınlayan seçmenlere haksızlık olur.

10 ay önce gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 14 Mayıs’taki ilk turunda 4 adaylı ittifaklar yarışı yapıldı. İlk turda Cumhur İttifakının adayı Sayın Erdoğan, Millet ittifakının adayı Sayın Kılıçdaroğlu, Zafer Partisinin başını çektiği ittifakın adayı Sinan Oğan ve seçime günler kala adaylıktan çekilen Muharrem İnce yarıştı. 28 Mayıs’taki ikinci tur oylamasında ise Sayın Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında geçen yarışta Zafer Partisi ve adayının oyları iki ittifak arasında paylaşıldı.

Seçmen sosyolojisi ve ittifaklar açısından ele alındığında 28 Mayıs 2023’te gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi ile 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimler mukayese açısından önemli benzerlikler taşıyor. Bu mukayese bize CHP’nin belediye sayılarını nasıl artırdığı ve AK Parti’nin kaybettiği ivmenin nedenlerini gösteriyor.

6+1’li ittifakın 28 Mayıs seçimlerinden sonra masada dağılmasına rağmen sahada dağılmadığı bir seçim sonucu ortaya çıktı. Masanın büyük partisi CHP’nin diğer ortaklarını yuttu. DEM hariç diğer partilerin ayrı aday çıkarmasına rağmen oylar CHP’de toplandı. Bu durum CHP’nin 28 Mayıs’taki ittifakının bugün de aynen devam ettiği anlamına geliyor.

28 Mayıs’ta Kemal Kılıçdaroğlu 25 milyon 504 bin 552 seçmenin oyunu aldı.

31 Mart’ta CHP’nin şahsi oyu 17 milyon 391 bin 548 olurken bu rakama oyunu kısmen erittiği partilerin oylarının tamamını bile eklediğinizde 23 milyon 405 bin 261 kişinin oyunu aldığı ortaya çıkıyor. Kılıçdaroğlu’nun aldığı oyun bile gerisine düşen bu rakam bize muhalefet blokunun oylarını artırdığı tezinin doğru olmadığı gösteriyor.

Peki, CHP belediye sayısını nasıl artırdı?

31 Mart seçimlerinde Yeniden Refah Partisi Cumhur ittifakından ayrıldı ve seçime ayrı adaylarla girdi. Gerekçeleri muhtelif olmakla birlikte sandığa gitmeyen seçmenin önemli bir bölümü AK Parti seçmeniydi. Yani CHP ne oyunu artırdı, ne de kazandı. AK Parti’nin oyları bölündü, seçmen sandığa gitmedi ve geçersiz oy sayısı arttı. Bu da AK Parti’nin oy sayısının düşmesine neden oldu. Yüzdelik dilimde ise CHP blokunun oylarının artmamasına rağmen birinci parti konumuna ulaşmasını sağladı.

28 Mayıs 2023 seçimlerinde 10 milyon 173 bin 803 seçmen sandığa gitmedi. Geçersiz oy sayısı ise 684 bin 372 bindi.

31 Mart 2024 seçimlerinde ise 13 milyon 174 bin 393 seçmen sandığa gitmedi. Geçersiz oy sayısı ise 2 milyon 210 bin 42 olarak gerçekleşti.

31 Mart seçimlerinde seçmen sayısının 670 bin 646 kişi artmasına rağmen bir önceki seçime göre sandığa gitmeyen seçmen sayısı 3 milyon 590 kişi arttı hem de geçersiz oyların sayısı 1 milyon 525 bin 670’e yükseldi.

Cumhur ittifakının kapsadığı oy ise 27 milyon 834 bin 692’den 18 milyon 837 bin 734’e düştü. Seçmen sayısı bazında 8 milyon 899 bin 958 kişi azaldı. Sandığa gitmeyen seçmen sayısındaki ve geçersiz oylardaki artış ile Yeniden Refah Partisinin aldığı 2 milyon 851 bin 784 oyu göz önüne aldığınızda son iki seçim arasındaki bu farkın sebebi de otaya çıkıyor.

Türkiye geneli seçime katılım oranı 28 Mayıs seçimlerine göre %5,5 azaldı. Oraya çıkan 78,5’lik katılım oranı Türkiye ortalaması olan %84’ün çok çok altında kaldı.

AK Parti’nin %60’ın üzerinde oy aldığı seçim bölgelerindeki seçime katılım %8 oranında azaldı, CHP’nin ağırlıklı olduğu illerde ise ortalama %3,6 düştü. Bu veri bize sandığa gitmeyen seçmenin 28 Mayıs’ta hangi siyasi eğilime oy verdiğini gösterdi.

Yeniden Refah partisinin zayıf olduğu ve sandığa giden seçmen sayısının yüksek olduğu İzmir gibi illerde AK Parti’nin oyunu koruduğu görülüyor. Bu da YRP’nin hangi partinin oylarını böldüğünü ispatlıyor.

Sonuç itibariyle; CHP’nin başarısı 28 Mayıs’ın burukluğuna, kongredeki bölünmüşlüğüne, aday belirlemedeki kavgasına rağmen seçmenini sandığa götürebilmesidir. Bir taraftan DEM ile kapalı kapılar arkasında “kent uzlaşısı” yaparken diğer taraftan da 6’lı masanın liderlerini bir kenara itip seçmeniyle sahada ittifak kurmasıdır.

Diğer tüm etkenler kendi inisiyatifi dışında gelişen ancak siyaseten kendisine yarayan gelişmelerden ibarettir.

CHP’ye kazandıran bilinenin aksine oylarının artması değil, sandığa gitmeyen seçmen ve Yeniden Refah’ın “bölen parti” olmasıdır. 2028 seçimlerine kadar Cumhur ittifakı sandığa gitmeyen ve YRP’ye oy veren seçmenin mesajı üzerine kafa yorar ve iyileştirmeler yaparsa CHP 28 Mayıs’ta aldığı sonucu mumla arar.